tam tersi o ismin sahibi için tamamen işkencedir..
isminiz çoğunlukla anlaşılmaz, sürekli doğrusunu anlatmaya çalışırsınız..
Çoğu zaman dalga geçilir sizinle vs..
az rastlanan isme sahip olanlar hee ben tekim yuppi ne farklıyım falan diye gezerler baştan. haklıdırlarda onlardan bi tane daha göremezsiniz ortalıkta. ama daha sonra olaylar gelişmeye başlar devlet dairelerinde yanlış yazılmalar olur. ismini anlatmak için bitarafını yırtarsın hayır sonu "r" şurasında şu harf var gibisinde. ve benim başıma gelen en kötüsü ise şu mezuniyet törenimde hocanın teki adımı yanlış söyledi.
az rastlanıldığı için sürekli yanlış telaffuz edilen, ilk duyulduğunda "aa hiç duymamıştım anlamı ne? " den başka tepki yaratmayan karizmadan ibarettir. e tabi çok rastlanılan bir isim olmasından iyidir, az buçuk dikkat çeker.
şahan mesela. böyle isimmi olur lan. şahin diyen var,şaban diyen var. sırf bu isim yüzünden okullarda bayaa dalga geçildi benle. adı şaban diye okuyan dallama hocalar yüzünden. ama yinede karizma lan.
öyle bir karizmadır ki bu ismin ne sorusuna cevap verdikten sonra karşı tarafın vereceği cevaba hep hazırdırsın:
-hmm anlamı ne?
şak diye saymaya başlarsın sonra... hele bir de uzunsa anlamı benimki gibi, oh değme keyfine... bi karizması yok ama ben ismimi seviyorum. öyle otuz kırk milyon kişiyle aynı ismi paylaşmamak beni mutlu ediyor, özel oluyor. gerçi diğer ismimin de olabilecek en sıradan isim, yani mehmet, olduğunu düşününce, her şeyi tattım diyebilirim isim mevzuunda.
zaten okuldakiler de mehmet'i kullanıyorlar. onlar da öbürünü akıllarında mı tutamıyorlar ne, kim nereden öğrendiyse bi mehmet dedi, birden hayatımda ilk defa mehmet'i kullanır hale getirildim.
bu az rastlanılan isimlerin bir diğer gıcıklığı da "ismim şöyle yazılıyor." gıcıklığıdır. şurasında şu harf var dersin olmaz, kodlamak zorunda kalırsın. bir de o ismin yanlış okunmuş hali de saçma sapansa o zaman işte dalga geçilmeler başlar.
benim suçum mu ulan anam babam dede korkut'u açıp ilk gördükleri erkek ismini koymuşlarsa bana? fantezi yapmış adamlar benle ne dalga geçiyorsun? neyse, boğaç da koyabilirlerdi.
"Haris" isimli bir arkadaşımın bi türlü kavuşamadığı karizma.
insanlara özellikle telefondayken ismini söylemesi, karşı tarafın tepki olarak önce bir sessizlik, sonra "e ö salih mi" gibi beş altı defa tekrarlanabilecek bir isim anlama/ algılama chain reaction'ı başlatmasına sebep olur. isim gerçekten anlaşıldığında karizma yerlerdedir, iki taraf da dayak yemiş boksörler gibi köşelerine çekilirler.
Lakin kimileri ahahah Paris sandım diyerek "kötülükten bögürten espriler" sınıfına girecek bir espri patlatır. Artık burada Haris'in karizması kıçın kıçın gitmektedir. Hala bi parça ka varsa ortalıkta o da haris hımm açgözlü dimek diiiil miydi diye bilgiç bilgiç edilen laflarla eksilere iner.
Nitekim arkadaşım karizma sensin isim de sana girsin hesabı artık kendisine ne denirse ona katlanmak zorunda kalır yoksa süreç kısırdöngüye girecektir.
Arkadaşımın tek suçu baba tarafından ilk erkek torun olması ve dedesinin isminin de Haris olmasıdır.
Bu arada tek tesellisi, Peygamber'in süt annesinin kocasının adının Haris olmasıdır. Kendisini arasıra tarihte önemli bir karakter gibi hisseder.