bazen anlatması gerekmiyordur. karşındakiyle diyalog kurarken bazen bir boyun bükme, göz devirme, omuz silkme ya da bir dudak büzme yeterli geliyordur. ulan belki anlattıkça daha çok özlüyordur anlattığını. belki korktuğu şeyi anlattıkça daha da korkuyordur. belki nefret ettiğinden daha da nefret etmeyeyim diye anlatmıyordur. bilemezsin. bu çocuk çok sessiz, var bunda bir iş deyip konuşmaya, konuşturmaya çalışmayın. bir insan susmak istiyorsa buna hayattaki en önemli şey falanmış gibi davranın.
anlatmak her şey mi? bir kız var. adı cansu. iş arkadaşları ona canım diyor. bense samimiyetimizden dolayı hiçbir şey demiyorum. susuyorum, çünkü hep o konuşuyor. anlatıyor. bense sadece bakıyorum, arada sırada sakinleşmesini salık veriyorum. geceleri yıldızları ya da masalları anlatıyorum. sonra o sıkılıp terkediyor. 2 gün önce dünya'nın en iyi, en huzur verici insanı ben olurken, şimdi iki nokta arasında olabilecek en imkansız noktada oluyorum. o anlatmamı bekliyordu, sessizliğimi huzur telakki edip sığınıyordu, kalabalık ruhu isyan etti.
şimdi de başkaları anlatmamı istiyor şu vakit. ''ne oldu amına koyim?'' telefonları geliyor. vuvuzelalara geldik kardeş, daha ne olsun diyorum. gülüp geçiyor. gülgeç dünya desene..
susmakta bir cevaptır diyen, gerektikçe konuşan insanlardır. saygı duyulası karakterleri vardır. ama bu az konuşma olayını bazen abartırlar ve bu durgunluk olur bir daha düzelmez.
gece yastığa başını koyduğunda "keşke bunu demeseydim." dememek için alınmış önlemin insanıdır. çünkü çok konuşan insan çok hata yapar.
kimisi zanneder ki çok konuşunca "ohh özgüvenim tavan yaptı, en popüler benim, hepinizi mikerim lan" diye canavara dönüşür, bu hırs ile çok fazla konuşur; tabi anlayamaz çok konuştuğu için iki dakika "ne diyorum ben" deyip diye düşünmeyi bile düşünmez.
olgunluğa atılan ilk adımdır az ve öz konuşmak. konuştuğu zamanda "dur lafı gediğine oturtuyum, ortam da karizma yapıyım." derdinde değildir. çünkü ukala değildir. diyeceğini der sukunetine geri döner.*
tabi bir de söyleyecek birşeyi olmayan boş beyinler var onların susması korkularından kendine güvenmemelerinden *, bu insanlar bence çok konuşanlardan daha iyidir.
KOnuştuklarını karşı tarafa anlatmakta zorluk çekerler, genelde mıymıntı diye tabir edilen insan grubuna mensupturlar. Seslerini yanındaki adam zor duyar.
içlerinde fırtınalar kopar bunların. Ister içe kapanıklık deyin ister utangaçlık deyin konuşmak isterler aslında ama konuşamazlar işte. Konuşun lan bunlarla ne olur yani?
ağzından ishal olmuş hemcinslerine göre daha faydalıdır. bol bol konuşup bir şey söyleyemeyen insanların basitliği yoktur bu tarz insanlarda. hele birde bir konu hakkında bilgileri olduğu halde ortamın basitliğinden dolayı konuşmuyorlarsa ideal insana yaklaştınız demektir. saygıda kusur etmeyin.
daha çok kendi dünyasında yaşayan, kendi iç sesiyle konuşan tiplerdir. çekingenlik durumu söz konusudur.yanlızlığı ve sessizliği seven insanlardır. çevresindekilerce saf olarak görülen tiplerdir. eksi yönü sosyal ilişkilerinin kötü olmasıdır.