çok konuşan insanların tam tersi olan insanlardır. genellikle anlatacakları çok şey vardır ama onları anlayabilecek kişi azdır. özellikle 'ağzı var dili yok' ya da 'vur ensesine al lokmasını' şeklindeki deyişlere maruz kalırlar. hayata bakış açıları farklıdır. aslında her şeyden haberim var tribinde dolaşan arkadaşlara en güzel tepkidir az konuşmaları..erdemdir, takdir edilmelidir.
insanlarla tanışır tanışmaz hayat hikayesini anlatmayan, çevresindeki insanları izleyen, değer yargılarını ölçen ve bunun sonucunda kime nasıl hitap edeceğini bilen insanlardır.
bu tür önce avını uzaktan izler sonra toplum içine girip dinleyerek kaynaşmaya çalışır. sonra en beklenmedik anda "tak" yapıştırır lafı. etraftakiler "kimdi lan o?", "of of!!" , "evlerden ırak neydi, abi öyle o" derken , o yüzündeki o mağrur ifadesini sinsice işini bitirmiş bir kiralık katile çevirir. ve olay mahallinden koşarak uzaklaşır.
cogunlukla az konusmasının yanında oz konusanlarının cogunlukta oldugu insan turu temsilcileri.kaba bir benzetme de olsa "havlayan kopek ısırmaz" tezinin yere bakan yurek yakan cinsinden vucuda gelmis halleri. her lafa atlamadan, her basına geleni anlatmadan, karsısındakini kendinden tiksindirmeden sessiz sakin yasarlar genelde. gerektiginde lafı gedigine koyar, apıstırıp bırakırlar. dikkat edilmesi, ensesine vurup lokmasını almaya calısılmayası insanlardır. zira surekli gozlem yaptıklarından nasıl tepki verecekleri hic belli olmaz..
az ama öz konuşuyorsa ---> bilgili,nerede ne zaman konuşacağını bilen insandır.
az ve boş konuşuyorsa ---> içine kapanık,bilgili gibi durmasına rağmen zerre kadar ilgisi olmayan insandır.
çok konuşmanın götürüsünün farkında olan yahut sukunet sahibi olan bireydir.kimisi vardır konuşmak için herkesin konsantre olmasını bekler,böyle bir beklentinin sonunda fırsat bulamayıp konuşamıyor da olabilir.bizler sabır denen olguyu ne zaman öğrenirsek o zaman çok daha güzel diyaloglara şahit olacağız.
konuştukları bir anlam ifade etmediği sürece *, az konuşması sadece cümle kurma yetisinin diğer insanlara oranla gelişmemiş olduğunun göstergesi olan insanlardır. zira, düşüncelerinizi ve söylemek istediklerinizi en yalın şekilde konuşma beceriniz ile aktarabilirsiniz.
not: burada, az konuşup, gereksiz kelime sarfiyatı yapmayıp, yeri geldiğinde de lafı tam gediğine koyan güzel insanlardan bahsedilmemektedir tabi. onlar, elleri öpülesi, sevilesi insanlardır. *
kişisel bir tercihtir. sessizliği paylaşmanın verdiği huzurun ve mutluluğun kıymetini takdir edebilen insanlardır. "abi hiç konuşmuyosun ya" tepkileriyle karşılaşsalarda onlar iletişiminin konuşmakla sınırlı olmadığını bilen insanlardır. kaygısızca susabilmek, kendini kasmadan, rahatsız olmadan en çok da bu insanların üzerine yakışır. dünyanın bir yerlerinde kendileri gibi olan hiç konuşmadan saatlerce çay höpürdetecekleri insanlarında var olduğunu bilirler ve gece yastıklarına başlarını huzurlu ve mutlu şekilde koyarlar.
her şeye atlamayan insan tipidir. az konuşmaları dışardan bir erdem gibi gözükebilir. ama çoğu zaman zamanında söylemedikleri şeylerin de pişmanlıklarını duyabilirler.
az konuşmak tek başına bir değer ifade etmiyor, her az olan içinde öz barındırmıyor,
çoğu zaman bilinçli bir tercih değil ve hatta bir yetersizlikten kaynaklanıyor olabilir...
doğru bütün bunlar. ama hayat işte bütün doğruları onaylayan bir merci değil.
ben işittim ve itaat ettim ve dahi tespitimi, tanımımı da yapıyorum burada: başka hiçbir niteliğine bakılmaksızın, sırf çok konuşanların marifetleri yüzünden değer kazanan, huzur veren, sağlık ve uzun ömür vaat eden, mutlu bir azınlıktır az konuşan insanlar, evet!
"bi sus," diye başlayan sözlerimi azaltabilirsem aralarına katılmayı düşünüyorum en kısa zamanda.