ülkelerin ekonomik yapılarına ve sosyal olgularına göre yapılan bir sınıftır.
1-bilgi toplumu.
2-gelişmiş ülke.
3-gelişmekte olan ülke.
4-az gelişmiş ülke.
4-üçüncü dünya ülkeleri.
genel olarak makro ekonomik veriler ve ülkenin demogrofik yapılarına ve duopol yarısına göre böyle beşli bir sınıflama yapılmıştır. bilgi toplumuna örnek olarak finlandiyaverilebilir. gelişmiş ülkelere ise ispanya yada çin verilebilir. gelişmekte olan ülkeeler ise türkiyemalezya , az gelişmiş ülkelerden ise mogolistan, ırak gibi ülkelerdir. üçüncü dünya ülkesi ise afrika ülkeler kongo ve benzeri açlıkla sefaletle ugraşan ülkelerdir.
sanırım bunun iklimlerle bir ilgisi var.şöyle ki sıcak iklimlerde insanların barınma kaygıları daha az.sazdan çöpten evde oturup ağaçtan hindistan cevizi,gölden balık.hatun da çadırda nasıl olsa.her yer yiyecek hayvanla dolu bi mızrakla tavşan da yakalarsın balıkta.10 tane çocuk nasıl doyar diye dert yok yani.ama kuzey ülkeleri öyle mi.barınma sorunu had safhada ısınmak gerek üremek için bile kırk kat soyunmak gerek.ekmeği buzdan çıkarmak gerek.ee böyle de olmazki ama olunca da oluyor işte.sıcak iklim insanları yiyecekleri de bitirdiler şimdi ki adıyla 3.dünya ülkesi yardıma muhtaç, açlıktan ölen oldular.ama teknoloji kuzeyde,para kuzeyde,huzur kuzeyde *.sonuçta sıcak iklim ülkeleri hep yaşamaya uğraşmakta,soğuk iklimdekiler ise nasıl daha konforlu yaşanır buna uğraşmakta. yalan mı? *
batı ülkelerinden olmayan toplumlara özgü yoksulluk ve ekonomik bakımdan gelişememe durumudur. gelişmiş ülkelerin sömürüsüne maruz kalındığından sonsuza dek devam etme ihtimali son derece yüksektir. az gelişmişlikten kurtulabilen bir topluma henüz rastlanmamıştır. az gelişmişlikten kurtulabilen bir topluma henüz rastlanmamıştır. az gelişmişlikten kurtulabilen bir topluma henüz rastlanmamıştır.
az gelişmiş ülkeler başlarına bir müsibet geldiğinde beni bu hale kim getirdi diye sorarlar.. halbuki gelişmiş ülkeler başlarına bir müsibet geldiğinde ben bu hale nasıl geldim diye sorarlar.. ikisi arasındaki en temel farklardan biri budur.. az gelişmiş ülkeler kendilerine sordukları soruyu değiştirmedikleri sürece hep fakirliğe, yoksulluğa mahkumdur..
tarih kitapları yeniden yazılınca ucundan da olsa kitapta yer almak isteyenlerin seve seve benimsediği ünvan.kendi ülkesini ve insanını küçümseyip bununla itham edenler de uşaklığa terfi eder.