az bilinen mükemmel şiirler

entry5 galeri0
    1.
  1. hepimizin bildiği ve okuduğu şiirler kadar bilinmese de, en az onlar kadar güzel olan şiirlerdir. örnek:
    (bkz: ölüm ve çerçeveler) (bkz: sezai karakoç)

    bir lamba yanıyor hafif ve sarı
    garip bir yolculuk, tren ve geyve
    bir hançer bölüyor, ah... rüyaları:
    bir rüya, bir hançer, bir el: ve, ve, ve...

    lambalar yanıyor hafif ve sarı
    gece kar yağacak sabaha kadar
    toprakta et, kemik çatırtıları...
    yarı ölüleri bir korku tutar,
    değince bir taşa kafa tasları,
    - ölüler ki yalnız tırnakları var,
    ve yalnız burkulmuş diz kapakları...

    bir lamba yanıyor hafif ve sarı,
    esmer delikanlı, hatıra ve kan.
    yeşil gözlü kızın hıçkırıkları,
    sızıyor bir kapı aralığından,
    lambalar yanıyor hafif ve sarı

    bir lamba yanıyor hafif ve sarı
    açıyor elini göğe bir kadın
    uzuyor, uzuyor altın saçları
    uğrunda ölünen güzel kızların

    lambalar yanıyor hafif ve sarı
    çocuklara açar mağaraları
    güngörmemiş kuşlar ve örümcekler
    ilân-ı aşktan dil balıkları
    aşina suları çabuk terkeder.

    lambalar yanıyor hafif ve sarı
    bakıyor ateşe, küle böcekler.
    köpekler parçalar kanaryaları
    mektupları bir boz ağaç kurdu yer
    baykuşlar ötüyor harabelerde
    yanıyor lambalar hafif ve sarı.

    bir kaza kurşunudur her yerde
    süvarisiz şaha kalkan atları
    bir ruhun ışığı vardır göklerde
    lambalar yanıyor hafif ve sarı
    ötüyor baykuşlar harabelerde.

    bir lamba yanıyor hafif ve sarı
    titriyor yıldırım düşmüş gibi yer
    bekledi arzuyla karanlıkları
    anneler, babalar, erkek kardeşler:
    tâ içinden duyar ani bir ağrı
    bir hüzün şarkısı tutturur gider
    anneler, babalar, erkek kardeşler...

    lambalar yanıyor hafif ve sarı
    her yatak dopdolu, bir yatak bomboş
    bir neşe şarkısı tutturur gider
    birinci, ikinci, üçüncü sarhoş
    kurşunlar sıkılır göklere doğru
    serçe yavruları havada titrer
    lambalar yanıyor hafif ve sarı...
    bir lamba yanıyor hafif ve sarı
    ince yelkenleri alıyor yeller
    titretir kalpleri ve bayrakları
    gemiden toprağa uzanan eller...

    lambalar yanıyor hafif ve sarı
    bir yosun köküne hasret kalacak
    gizli hazineler, su yılanları...
    ince yelkenleri alıyor yeller
    bir lamba yanıyor hafif ve sarı

    bir lamba yanıyor hafif ve sarı
    beyaz pelerinli hür tayfaları
    kendine bağlar siyah kediler
    titriyor gönüller ve kara bayrak
    bir yosun köküne hasret kalacak
    gemiden toprağa uzanan eller
    bir lamba yanıyor hafif ve sarı

    bir lamba yanıyor hafif ve sarı
    garip bir yolculuk, tren ve geyve
    bir hançer bölüyor, ah... rüyaları:
    bir rüya, bir hançer, bir el: ve, ve, ve...
    2 ...
  2. 2.
  3. kendi şiirim. az bilenim vardır. beni keşfetmek kişiye zevk verir.

    kıpırtı

    Sözcükler yutkunamıyorsa menekşeler üflenir yıkık kentlere.
    çatırdayan ses ikindinin ardından ağlar. yumruk direnir
    aydınlığın gölgesinde. bir yudum senliğim sıyrık kalır.
    kıyıların sarhoşluğu varoşlara uzanır. anılara yaslanır
    yorgun hikayeler. sığınak değil uykusuzluğa…
    süzülürken öfkem sarkık sevinçlere inat rengarenk…

    yağmur serinliği gözleri yanıyor. gurbetin kabuğuyla sarsılıyor kadın.
    kızarık tutkularla… çalılar azgın bir güne bileniyor. her an telaşlı günlerle
    çoğalmakta. ayazın bileklerine dolanırsa kırmızı, kanatlanır barış.
    seyrelmiş düzenin arsızlığıdır kardelen.
    sussa, duymasam, dokunmasa.

    gülüşler adına yansıyınca serpilişin intiharım olur.
    keder çürür ve kenti giyinir kasıklarım.
    güz olunca çekilir mazgallar. sevdanın önünde boran…
    kapıdaki çıban berkiliyor. çekingen bulut geceye sürgün…
    kaçak gurur kök salmış yavanlığa. sözcük çıldırıyor.
    yitik sancılar bölünmekte.
    bir kibritin ömrü ne kadarsa o kadar işte.

    (bkz: aktif yorum)
    1 ...
  4. 3.
  5. Başlık: 0
    Hep beni gözetmiş, hep beni kurmuş
    Belli ki bendeki beni tanıyor
    Yazgımla oynarken saklanıp durmuş
    Yüzü yeni yeni aydınlanıyor.

    Uçuruma itmiş, kırmamış beni
    Düzlüğe çıkarıp sınamış beni
    Konuşurken dudakları kanıyor.

    Tebessümü bahar, kalbi hazine
    Kokusunu alan düşler izine;

    Ruhum sunacağı saf iksirinde.

    Sesi ufuklarda bir uçan geyik
    Varır varır toslar ses duvarına.
    Gözleri telveden bir çift üveyik
    Tünemiş sabahın beyaz zarına.

    Batık bir gemiyi söker serçeler
    Su yüzüne tek tek çıkar parçalar
    Benimse her parçam intizarına.

    Beni yüreğimden vurdu O ışık
    Son kirim de çıktı, hazırım artık!

    O, hâlâ benimle oyun peşinde...
    (bkz: bahattin karakoç)
    0 ...
  6. 4.
  7. Yıllardır kurban derilerini toplar, Kızılay
    Kurban bayramı deyince, aklıma gelir, Kızılay
    Yardımlarını, hep ulaştırmaya çalışır, Kızılay
    Kurban ve Kızılay, birbirinden ayrılmaz, Sevim ay

    Kızılay’da bayramlaştık, insanların yüzleri mutlu
    Bu insanlık, Kızılay ile gelecekten çok umutlu
    Kızılay ile kurban bayramı, el ele hep kutlu
    Bu kurban bayramında, kurbanlıklar hep mutlu

    Kızılay çadırını görünce, çok duygulanırım
    içinde biçaresizlerin hali, beni üzer sanırım
    Kurbanda etler, Kızılay ile ulaşınca, onu kutlarım
    Onun bir ferdi olmak için, hep ona varırım

    Kızılay Genel Müdürlüğünde, sevinçten olur bayram
    Kızılay ile yine toplanır deriler, çünkü bugün bayram
    Kızılay’ın bayrağındaki hilale, olurum hayran
    Kızılay da, kurban ve deri yolsuzluğu olmaz, içelim ayran...
    0 ...
  8. 5.
  9. Hep bir yerlere, bir şeylere yetişme telaşındasınız değil mi?
    Hiç vaktiniz yok, "Fast live", "Fast food", "Fast music", "Fast love"...
    Dikte ettirilen "yükselen değerler", "in" ler, "out" lar...
    Buna benzer bir odada, şanslıysanız gökyüzünü görebilen bir pencere ardında bitecek hepsi.
    Dostluğu klavyelerinde, yaşamı monitörlerinde arayanlar, Size sesleniyorum!
    Hangi tuş daha etkilidir ki sıcacık bir gülüşten ya da hangi program verebilir bir ağaç gölgesinde uyumanın keyfini?
    Copy-paste yapabilir misiniz dalgaların sahille buluşmasını?
    içinizi ısıtan gün ışığını gönderebilir misiniz maille arkadaşlarınıza?
    Sevgiyi tuşlarla mı yazarsınız?
    Öpüşmek için hangi tuşlara basmak gerekir?
    Ya da geri dönüşüm kutusunda saklanabilir mi kaybolan zaman?
    Doğayı bilgisayarlarına döşeyenler, neden görmezsiniz bahçedeki akasyanın tomurcuklandığını?
    Ve ıslak toprak kokusu var mıdır dosyalarınız arasında?
    Koklamak, duymak, dokunmak, yok mu yaşam skalanızda?
    Bilgi toplumu oldunuz da, duygu toplumu olmanıza megabaytlarınız mı yetmiyor?

    (bkz: Müşfik KENTER)
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük