sanatçı sorumluluğuyla belki de elinden gelen tek şeyi yıllardır edindiği sempatiyi kullanarak barışa katkı sağlamak istediğini söylemiştir. gidip konuşarak çözemeyeceğini kendisi de biliyordur. çünkü önce yılanın deliğini kapatmak lazım. tek bir yılanı öldürmekle olmaz ama yine de bu kadar hakareti haketmiyor.
herkes kendi pozisyonu ve gücüne göre birşeyler yapmalı sorunları çözmek adına.
eski yeşil çam türk sinema yıldızlarından biridir. kaliteli oyuncudur, komedi tarzı filmlerde harika bir performans göstermiştir. 1990 lı yıllarda o zaman çıkan, komedi tarzı otoban, e5, türü uzun yol dinleyicileri için güner ümitle beraber kaset seslendirmesi yapmıştı. kasette ki unutulmaz repliği olan. keriman maydanoz karakterinde söylediği sık sık tuvalete çıkarmısınız sorusuna. evet sık sık kavun yeyip üzerine su içtiğim zaman tuvalete çıkarım repliği hafızalara kazınmıştır türk sinemasına adını altın harflerle yazdırmıştır bir oyuncudur.
terör sorunu konusunda insiyatif almak istemiş, elimi taşın altına sokarım demiş. takdir edilmelidir.
yine de belirtmekte fayda var bu sorun diyalogla çözülmez. karşınızdaki terör örgütü binlerce fraksiyona bölünmüş durumda, bu örgütle barışı nasıl müzakere edebilirsiniz ki. bir dengesiz çıkar, bir bomba patlatır ve herşey sil baştan başlar.
illa bir yerlere, bazı kişilere gidip konuşacaksa bu mağaralar ve mağaralardaki katil abazalar yerine abd, israil, nato, ab, vb. olmalıdır çünkü o mağaralardaki katillerin ve sahiplerinin sahipleri bu saydıklarımdır. ve eğer bu kadın bunu anlayamayacak kadar safsa nasıl sanatçı olup bana yön verecek, beni aydınlatacaktır merak ediyorum. ben de ırklara bu kadar takılmaması gerektiğini önce insan olduğumuzu unutmamamız gerektiğini düşünüyorum ama ortada masum insanları, kendilerine taş bile atmamış insanları, bebekleri öldüren bir terör örgütü var. sen bunun nesiyle konuşacaksın. o yıllarca öldürmüş ki pes et her istediğine evet de diye hem de arkasına yukarıdaki güçleri alarak ha almadıysa bunca sene nasıl dayanabilir, mümkün müdür, bu nasıl bir hayal gücüdür. bu alçaklarla masaya oturmak, gidip konuşmak vatan satmaktır. abaza da nerden çıktı dersen... eğer o mağaralara gidersen beni mahçup etmeyip nereden çıktığını grup halinde gösterirler.
ne düşünmüş ne söylemiş meselem bu değil. meselem ayşen gruda'nın aydın kişiliği.
bu hanımefendide oldukça geniş bir birikim, aklı başında öyle bir sağlam duruş var ki hayran kaldım. son günlerde kendisini takip ediyorum. daha çok konuşsa, daha çok dinlesek veya okusak keşke.
Asıl adı Ayşen Erman olup 30 Kasım 1945'te istanbul'da doğmuştur. 47 film, 18 de dizi çevirmiştir. Kızının babası Yılmaz Gruda ile kısa süren bir evlilik yapmıştır.
Yeşilköy'deki evlerinin arazisinde Rum ve ermeni arkadaşları ile birlikte oynayarak büyüdü. Radyodan dinlediği oyunlarla hayal gücünü geliştirdi. Popüler bir öğrenci olmasına rağmen hiçbir zaman müsamerelere katılmak istemedi. Arkadaşları müsamerelerde oyunlar sergilerken Ayşen Gruda, kostüm hazırlamayı tercih etti.
Ne var ki esprileri ve doğaçlama yeteneği onu Ankara'daki Çuvaldız Tiyatroları'nın sahnesine taşıdı. Kısa bir sonra ise istanbul özlemiyle birlikte Devekuşu Kabare Tiyatroları'nda yerini aldı.
Yeteneğiyle kısa sürede tiyatronun vazgeçilmez oyuncuları arasında yer alan Ayşen Gruda, asıl ününü 1970'li yılların başında televizyon için hazırladığı skeçlerde elde etti. "Domates Güzeli Nahide Şerbet" tiplemesiyle geniş bir hayran kitlesine sahip oldu. Ertem Eğilmez'in de dikkatini çekince 1974 yılı yapımı "Hababam Sınıfı"nda bilgi yarışmasının sunucusu rolüyle sinemaya ilk adımını attı. Erkek oyuncuların egemen olduğu Ertem Eğilmez filmlerinde sivrilen bir kaç kadın oyuncudan biri olmayı da başardı. Özellikle "Süt Kardeşler", "Tosun Paşa", "Neşeli Günler", "Gülen Gözler" filmleriyle izleyicinin hafızasına kazındı.
Ertem Eğilmez'in filmlerinin dışında "Çöpçüler Kralı", "Çiçek Abbas", "Namuslu", "Şekerpare", "Görgüsüzler" ile bir yardımcı kadın oyuncunun rol aldığı filmlere ne ölçüde renk katabileceğini , senaryodaki küçük rollerin nasıl büyütülebileceğini gösterdi. Altın Portakal da dahil olmak üzere "Yardımcı kadın Oyuncu" dalında birçok ödül kazandı ve kendini her nesile sevdirmeyi başardı. (06.02.2013, Habertürk)
PKK mağaralarına gidip onlarla konuşma konusundaki sözlerini asla bir gündem yaratma çabası olarak da görmüyorum. 70 yaşına merdiven dayamış bir sanatçının bundan ne gibi bir amacı olabilir. Tamamen sanatçı duyarlılığı ile söylenmiş ve her sanatçının ağzından duymayı beklediğimiz sözler aslında bunlar. Ama kah tv'lerde kah sanal ortamda bol bol dalga geçildi. Zaten bir elin parmaklarını bile geçmeyecek sayıda olan toplumsal olaylara duyarlı sanatçılarımızın kafasına da bu şekilde tokmağı indirdiler. Son yıllarda hiç bir şekilde sanatçıların meslekleri dışında faaliyet göstermesini, fikir üretmesini istemeyen bir yapıya büründü devlet. Çevre konusunda duyarlı olmamızı söyleyen Tarkan'a "Sen kendi işine bak" diyen bakanlarımız oldu. Oysa ki devlet sanatın nasıl olacağına gayet güzel karıştı. Kah beğenmediği için tükürdü, kah utanç abidesi olarak görüp koca koca heykelleri yıktırdı. Şimdi de Ayşen Gruda'ya yönelik dalga geçercesine kah oraya nasıl çıkacaksın, seni tanımazlar bile şeklindeki sorularla sonraki kuşağa aba altından sopa da gösteriyorlar. Kaldı ki bu konularda fikrini söylemesi konusunda genç sanatçılardan bir beklentimiz yok. Beren Saat, Kıvanç Tatlıtuğ, Hazal Kaya v.b. sosyal konularda tamamen sessiz, sanki bu ülkede yaşamıyor gibiler. Ekmeklerinden olmak istemiyorlar doğal olarak. Ama bari söyleyecek sözü olanları baltalamayalım. Ajda Pekkan gibi sahnede egemen bağış'a "Ben sana kurban olurum" diye haykırmak daha mı iyi?
Son olarak... Girdiği karakterlerin etkisi altında kalan seyircisi tarafından hep çikin bulundu Ayşen gruda... Ama hiçbir zaman da buna muhalefet etmedi. Oysa ki gençlik yıllarındaki hali bence hiç de öyle bir sıfatı hakedecek gibi değil. Ama şapşal karakterleri canlandırdığı için algılanış öyle oldu. Keşke gençlik dönemlerinde bir de romantik filmde rol alsaydı.
keşke hep yeşilçam'ın unutulmaz komedi filmlerinde ki gibi sevecen kalsaydı keşke hiç konuşmasaydı dediğimiz insan.
nedendir bilmem hiç ummadığınız insanlar pkk yanlısı çıkıveriyorlar, askerlerimiz şehit olunca sus pus oturanlar dağdaki üç beş bayraksız, vatansız, domuz sürüsü, apo piçleri geberince barış olsun, çocuklarımız ölmesin diye ortalıkta naralar atıyorlar, yazıklar olsun bu mudur? insanlık...
ayşen abla bizler seni seviyoruz ve yaşından ötürüde saygı duyuyoruz ama sen bari yapma ne olur, birilerine yaranayım derken yüce türk mileti'nin gözünde küçülme istersen...
sol faremede görünce öldü sanıp korktuğum büyük oyuncudur. Bizim Aile filminde herkesin içinde kaş alan Feride abla karakteriyle gönlümde taht kuran ustadır.