ayşe kulin

entry101 galeri8
    26.
  1. içimde giderek büyüyen bir canavar vardı. Canımı acıtan canavar, sanki birden göğsümden fırlayıp pat diye kucağıma düşecekti. Öyle derdi o, yani ablam. Yalan giderek büyüyen bir canavara dönüşür. dallanır budaklanır içinden taşar. (bkz: geniş zamanlar)
    0 ...
  2. 27.
  3. son yıllarda türk edebiyatına yön veren başarılı yazarlarındandır...
    1 ...
  4. 28.
  5. yetişkinler için kemalettin tuğcu tarzında yazan yazar.

    okuyup dün gece bitirdiğim umut isimli ve kendi hayatının dünyaya gelmeden önceki evresini anlatan kitabını, çok naif bir kemalettin tuğcu hikayesine benzettim.

    ilk okuduğum kitabı *gece seslerinden biraz daha iyi bir kitap.

    (bkz: yetişkinler için kemalettin tuğcu tarzı)
    0 ...
  6. 29.
  7. kötü bir romanına rastlayamadığım bayan yazardır.
    1 ...
  8. 30.
  9. eserlerinde yalın ve akıcı bir dil kullanan yazar.
    2 ...
  10. 31.
  11. Ayşe Kulin, (d. 1941, istanbul). Türk yazar ve gazeteci.

    Kaleme aldığı biyografik eserleri ve romanlarıyla çok okunan yazarlardan biri olmuş ve birçok ödül kazanmıştır. Üslubundaki akıcılık ve yalınlıkla büyük övgü alan yazarın öykü ve kitapları senaryolaştırılıp beyaz perdeye aktarılmıştır.[1]

    Arnavutköy Amerikan Kız Koleji Edebiyat bölümünü bitirdi. Çeşitli gazete ve dergilerde editör ve muhabir olarak çalıştı. Uzun yıllar televizyon, reklam ve sinema filmlerinde sahne yapımcısı, sanat yönetmeni ve senarist olarak görev yaptı.

    Öykülerden oluşan ilk kitabı Güneşe Dön Yüzünü 1984 yılında yayınlandı. Bu kitaptaki Gülizar adlı öyküyü, Kırık Bebek adıyla senaryolaştırdı ve bu filmi 1986 yılında Kültür Bakanlığı Ödülü'nü kazandı.

    1986'da sahne yapımcılığını ve sanat yönetmenliğini üstlendiği Ayaşlı ve Kiracıları adlı dizideki çalışmasıyla Tiyatro Yazarları Derneği'nin En iyi Sanat Yönetmeni Ödülü'ni kazandı.

    1996 yılında Münir Nureddin Selçuk'un yaşam öyküsünün anlatıldığı Bir Tatlı Huzur adlı kitabı yayınlandı. Aynı yıl, Foto Sabah Resimleri adlı öyküsü Haldun Taner Öykü Ödülü'nü, bir yıl sonra aynı adı taşıyan kitabı Sait Faik Hikaye Armağanı'nı kazandı.

    1997'de yayınlanan Adı: Aylin adlı biyografik romanı ile, istanbul iletişim Fakültesi tarafından yılın yazarı seçildi.

    1998 yılında Geniş Zamanlar adlı öykü kitabı, 1999'da Iletişim Fakültesi tarafından yılın romanı seçilmiş olan Sevdalinka ve 2000'de yine bir biyografik roman olan ve Füreya Koral'ın hayatını aktardığı Füreya yayınlandı.

    2001 yılında yayınlanan Köprü isimli romanı ile Doğu illerimizde yaşanan dramın kökenleri ve Cumhuriyet tarihi içindeki nedenlerini ele aldı.

    Ayşe Kulin 2002 yılında yayınlanan Nefes Nefese isimli romanı ile ikinci dünya savaşı sırasında yüzlerce Yahudi'yi soykırımda kurtaran Türk diplomatlarının kahramanlıklarını bir aşk öyküsü ile birlikte işliyor.

    Geniş Zamanlar adlı öykü kitabı 2007 yılında Star TV ekranlarında dizi olarak yayınlanmaya başlandı.

    2004 yılında yazdığı Gece Sesleri romanı, 2008 yılında aynı adla televizyona uyarlanarak Show TV'de yayınlanmaya başlandı. [2]

    ESERLERi;

    Güneşe Dön Yüzünü, (öykü), 1984.
    Bir Tatlı Huzur, (biyografi), 1996.
    Adı: Aylin, (biyografik roman), 1997.
    Geniş Zamanlar, (öykü), 1998.
    Foto Sabah Resimleri, (öykü), 1998.
    Sevdalinka, (roman), 1999.
    Füreya, (biyografik roman), 2000.
    Köprü, (roman), 2001.
    Nefes Nefese, (roman), 2002.
    içimde Kızıl Bir Gül Gibi, (deneme), 2002.
    Babama, (oto biyografi), 2002.
    Kardelenler, (araştırma), 2004.
    Gece Sesleri, (roman), 2004.
    Bir Gün, (roman), 2005.
    Bir Varmış Bir Yokmuş, (öykü), 2007.[3]
    Veda[4], (roman) , 2008.[5]
    Sit Nene`nin Masalları (çocuk kitabı)2008
    Umut, (roman), 2008.[6]
    Taş Duvar Açık Pencere (derleme)2009
    Türkan (biyografik roman)2009
    1 ...
  12. 32.
  13. Mükemmel romanlar yazan yazardır. Hatta birkaç romanı dizi yapıldı. Gece sesleri en sevdiğim romanıdır.
    1 ...
  14. 33.
  15. okurken insana geçmişi yaşatabilen güzel yazar.
    1 ...
  16. 34.
  17. hayatinin 40 yillik kesitini otobiyografi tarzinda yazdığı kitapta biraraya getirmiş yazardir. Kitap 6 Ocak 2011 itibariyle raflardaki yerini almiştir.
    1 ...
  18. 35.
  19. türkiye£deki en iyi biyografi yazarlarından.su gbi okunan,etkileyen kitaplar yazıyor.hayatını yazdığı kadınların hepsi birbirinden cesur,başarılı ve etkileyici.en son yazdığı hayat ve hüzün romanları,kendi ailesini anlatan veda ve umut romanlarının bir devamı.kendi hayatını ve ailesi anlatırken türkiye'nin yakın tarihine de ışık tutuyor aslında.
    1 ...
  20. 36.
  21. kendisi son dönem türk edebiyatına birçok başarılı eser kazandırmış saygı değer kadın yazarımız. başarısı şuradan geliyor: eserlerinin birçoğu hayatta bizzat var olmuş karakterlerin yaşam öyküsüne dayanıyor ve onların yaşanmışlıklarını sosyolojik değerler ve tarihsel olaylar çerçevesinde akıcı bir dil ile aktarıyor.

    favoriler: türkan, köprü, nefes nefese, adı:aylin
    1 ...
  22. 37.
  23. okuduğum "hayat" ve "hüzün" adlı otobiyografilerinden anladığım kadarıyla doğum kontrol yöntemlerinden bihaber olan yazardır.
    2 ...
  24. 38.
  25. popüler, akıcı, sade dilli, bir solukta okunan kitapların yazarı. (bkz: nefes nefese) (bkz: köprü) (bkz: veda)...
    canan tan vari demek istemediğim, ama kesinlikle amin maalof vari demek istediğim***** okurken sizi içine alan, etkisi bir süre geçtikten sonra da "tek okumalık" diyebileceğiniz kitaplar yazar. konu itibariyle tarihten hayli faydalanır, konu sizi içine çeker, iyi araştırmacıdır ve her yıl tüyap'ta imza kuyruğu can dündar ve iskender pala kuyruklarıyla karışacak kadar uzundur.*
    1 ...
  26. 39.
  27. nefes nefese adlı kitabı, last train to istanbul olarak ingilizceye çevrilmiştir. oldukça akıcı ve okunaklı, sade bir ingilizceye çevrilmiş. okutturuyor kendisini.
    1 ...
  28. 40.
  29. kısaca yazdığını okutturan bir yazar.
    1 ...
  30. 41.
  31. Bir kitabında kötü olmayı bırak eh işte olsun be kadın dedirten yazar. bütün kitapları güzeldir akıcıdır bi anda okuyup bitiriverirsiniz. hepsi tavsiye edilir ama en çok; (bkz: sevdalinka) (bkz: adı aylin)
    0 ...
  32. 42.
  33. veda adlı eseri insan kalbine büyük etkiler bırakır. aşkın cesaretini ortaya koyar. yazdığı kitapların hepsi akıcıdır. canan tan ile kıyaslar çoğu kişi ama ayşe kulin'in tarzıyla canan tan'ın tarzı çok farklı canan tan çok boş bilgiler bırakır ama ayşe kulin dolu eserler çıkarır. ayşe kulin'in yaşam tarzı, çevresi, yetişme şekli her insanı imrendirecek değer ve kalitededir. son yazdığı hayat ve hüzünde babasına düşkünlüğünü çok kıskandım.
    2 ...
  34. 43.
  35. bu ulkede pek cok yazar var.
    Ama kac tanesi ayse kulin kadar bu ulkenin gerceklerine deginiyor? Ya da deginse de kaci ayse kulin kadar basarili olabiliyor? Diger yazarlara da elbet saygim sonsuy ama ayse kulin aydinlarin parildayan gunesidir. Vatanimizin gercek aydinarindan biridir. Allah onu korusun ve kollasin.

    Not: telefonumun turkce karakterleri yok. Bu klavyenin verdigi rahatsizlik icin afedersiniz.
    1 ...
  36. 44.
  37. sözlük yazarlarının tavsiyelerine aldanarak veda adlı romanını alıp okuduğum fazla cesaretlendirilerek kitap yazmaya teşvik edilmiş yazar. kitabını okurken bir çok defa bırakacak olmama rağmen kitap bitirme gibi kötü ve sabır gibi latif bir huyum olduğu için ısrarla devam ettim kitabını okumaya. ve eleştirme günü nihayetinde geldi. başlıyorum kızmaca yok.

    öncelikle yazarın üslubu hiç çekici değil. konuyu derli toplu anlatabilsede, üslubda aradığımız o "beni okumaya heyecanla devam et" taşkınlığı yok. hep okuyucuyu içine çekemeyen ağır duygusal sahnelere girişilmiş, ve sonuç olarak böyle pasajların sonunda yazar sadece kendi ağlamış kendi gülmüş heyecanlanmış öylece kalmıştır. mesela kitapta mehpare kemali çok sever. yazarımız ise mehpare nin kemal i ne kadar sevdiğini anlatmak için sürekli "o kadar seviyor ki onun için canını bile verir" tandanslı ikna cümleleri ile okuyucuyu ikna etmeye çalışır. hayır hanım abla bana olay anlat, romanın içinde sindir aşklarını, bana açıktan açıktan bağırma liseli ergenler gibi "çok seviyoooo" diye.

    yazarın kadın olmasından kaynaklanan bir kaç problemde var. öncelikle romanında kurtuluş savaşı dönemini anlatırken çoğu yerde kadınlarında bu savaşta ne kadar önemli yere sahip olduğunu bağırıp durmuş. çoğu yerde kendimi "tamam şampiyon sakin ol, biliyoruz sizde birşeyler yaptınız" derken buldum. yazıya kadınlığı bu kadar bulaştırması ben gibi erkek okuyucuları rahatsız ediyordur zannımca. mesela, dışarda cihan harbi yaşanırken konakta kadınlar erkeklerini diğer kadınlardan kıskanır. sürekli dedikodular, birbirinin arkasından konuşmalar, tamamen basit yanlarıyla anlatır karakterleri. ama mesele asilliğe gelince yazar akrabalarına toz kondurmaz, şu kadar asiller bu kadar asiller şu soydan geliyorlar falan.

    zaten en büyük problemlerden biriside karakter oluşturmak. yazarın çizdiği karakterlerin hiç birisi canlı değildir. biz onları tanıyamayız. bi resmini oluşturamayız kafamızda. hep robot kalır karakterler zihnimizde. dolayısıyla karakterlerin acısı acımız sevinci sevincimiz olmaz. hep yabancı kalırlar bize. bu konuda da yazar tuzağa düşmüş ve karakterleri bize teorik olarak tanıtmaya kalkmıştır. halbuki tüm bunları okuyucunun yaşayarak öğrenmesi gerekir. öyle okuyucuya dikte ettirerek oluşturamazsınız karakteri.

    yazarın en kötü olduğu konulardan bir diğeri ise ikili diyalogların, kötü tiyatro oyuncularının yan gözle seyirciye bakarken ağzında yavan kalan konuşmalarına benzemesi. diyaloglar öyle bir yazılmışki, iki kişi kendi arasında özel konuşma yaparken okuyucuyuda şu konuda bilgilendirelim havalarında. yapma hanımefendi okuyucunun zekasına güven. sen devam et biz çözeriz olayı. sıkıcı olma.

    yazarın yaşına hürmetim olsada, yazarın dili osmanlıcaya hakim olamayacak kadar sedeleşmiş. dolayısıyla sade türkçesiyle tarihi roman yazmaya çalışırken patlamış. peki bizim yazarımız napıyor. bizi sözde o günlere götürecek atraksiyonlara giriyor. kuzum lu hitap cümleleri, başta behice hanım derken zamanla onun behicanım olması gibi, kızların babasına beybaba diye hitap etmesi gibi, yada paşanın kızlarını leman hanım suat hanım diye saygıyla sevmesi gibi. bunlar çok klasik ama üsluba uymayan şeyler.

    yazarın tarihi olayları yorumlaması ise hiç değinmeyeceğim konu. şu haklıydı bu haksızdı olaylarına hiç girmeyeydi iyiydi.

    velhasıl kelam türkiyenin en önemli sorunlarından birisinin güne vurmuş şeklidir bu yazar. türkiyede yeteneği olan değil, çalışan ve cesaretlendirilen insanlar meşhur olur. işte istanbul lu bir ailenin aşırı cesaretlendirilmiş küçük kızının kalemi böyle de güçsüz, yapacak bir şey yok.

    siz, yetenekli gençler! yazmaya üşenin ve vazgeçin yazmaktan...
    0 ...
  38. 45.
  39. veda, umut, hayat, hüzün dörtlemesinin sahibi yazardır. 1980 ve sonrası doğanlar için yakın tarihte türkiye'nin yaşadığı önemli olayları kendi hayatını içine katarak anlatmıştır. en azından belli başlı bilgileri öğrenmek için başarılıdır. bu bilgileri elbette tarih kitaplarından da öğrenebilirsiniz lakin işin güzelliği bir roman tadında okurken sıkılmayışınızdır.
    0 ...
  40. 46.
  41. Milan kundera'dan sonra okumaya çalıştığım ama Üstad Kundera'dan mıdır bilmem, hiç ısınamadıgım önemli kadın entellektüellerdendir.
    0 ...
  42. 47.
  43. yekta kopan ile yaptığı röportajda, sanat sanat içindir mottosunu doğrulayan yazar.
    "bazı okurlarımı kaybedeceğimi bilsem bile, bunu yazmak zorundaydım, bu benim istediğim bir şeydi." demiştir kendileri. haklıdır da bana göre.
    6 ...
  44. 48.
  45. bir yazar, bir anne, bir büyükanne.. aşklar, evlilikler, boşanmalar, dostluklar.. hayatın kenarında durmayı değil hayatı yaşamayı tercih etmiş olması ve kendini toplumdan soyutlamaması takdire şayandır.
    1 ...
  46. 49.
  47. umut kitabı oldukça ıyıydı dönemın olaylarını insanların psikolojisini aşkı da içine katarak o dönemdeki aile yapısı oldukça başarılı anlatmış . Tavsiye ederim ama öncesinde veda yı okumalısınız karakterler aynı çünkü bir nevi devamı niteliğinde veda yı kurtuluş savaşı dönemi gibi düşünülenebilir umut/hayat akan bir sudur da kurtuluş savaşı sonrası değişen yapılar cumhuriyetin ilk dönemleri gibi düşünülenebilir.
    1 ...
  48. 50.
  49. türk edebiyatının en iyi kadın yazarlarından biridir bana göre. ayşe kulin'i fazla avrupai diye tanımlayan insanlarla da karşılaştım ancak kesinlikle böyle bir şey yoktur. kitaplarında genelde her statüdeki türk insanına yer verir. özellikle kadın ağırlıklı hikaye ve romanlarında şehir kadınından köy kadınına kadar birçok karakter barındırır. bu karakterleri en iyi şekilde birbirine bağlar ve hiçbiri itici gelmez okura. ölçülü bir şekilde bu farkı anlarsınız, sizi rahatsız etmez. mutlaka okunması gereken yazarların başında gelir bence.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük