16-17 nisan 1992'de abd başkanı george bush türkiye'yi ziyarete gelecektir. ziyaret öncesinde istanbulda çok sayıda eve operasyonlar düzenlenmiştir. Dönemin istanbul Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürü ibrahim Şahin'in başında bulunduğu özel harekat timlerince devrimci sol örgütüne yönelik yürütülen operasyonlar sonucunda 10 kişi öldürülmüştür. işte bunlardan biri de tiyatrocu ayşe gülen idi. ayşe'nin erenköyde kaldığı eve yapılan baskında ayşe kapıda kurşun yağmuruna tutularak öldürülmüştür. polislerin baskında ayşe'nin çocukluk fotoğraflarını bile kurşunladıkları belirlenmiştir. emniyet müdürlüğü yetkililerinin olay sonrasında yaptığı açıklamada olayda çatışma çıktığını ve söz konusu kişinin çatışma sonucu öldürüldüğünü söylemişlerdir; ancak olay yerinde çatışmadan sonra inceleme yapan avukatlar evde herhangi bir çatışmanın çıkmadığını saptamıştırlar. infazdan tam 5 yıl sonra 15 polis hakkında "faili belli olmayacak şekilde adam öldürmekten" dava açılabilmiştir Ve dava, 3 yıl sonra, 14 Ekim 2000 günü, Polis Salahiyet ve Vazife Kanunu'nun 16 ve TCK'nın 49. maddelerine göre 15 polisin beraatiyle sonuçlanmıştır.
ister ad-soyad olsun, ister sadece ad olsun. 'ayşe gülen' telaffuzunu işitmişse kulağınız, dünyada daha güzel bir isim olmadığına kesinlikle karar verirsiniz. katil türkiye devleti tarafından katledilmiş güzel insanlardan sadece biri. kahpe devletin kahpe kurşunlarından korkmamış, bir nevi 'perde kapanırken sahnede olmuş' ve adını ileriki nesillere hatırlatmak görevini vermiştir bizlere, onu sevenlere. kendisini görme imkanım hiç olmadı, ancak ismi, kişiliği ve bıraktığı onurlu mücadelesiyle, hatırladıkça bir sigara yaktırıp düşündürür ayşe gülen.
ayşe gülen ölmedi, farklı bedenlerde, aynı isimlerle hala yaşatılıyor. ve en güzeli, 97 numara.