Acayip kıl yazar. Yani kadını ne tanır ne ederim, kırk yılda bir röportajını şusunu busunu okurum. Ama fotoğrafları, aptal aptal gülüşleri, salak soruları güya komik olduğunu zannettiği esprileri...O kadar beleşe para kazanıyor ki, belki bunu kıskanıyorum bilemedim.
yatak odasını anlattığı yazılarını sevmesem de 16 yaşında tecavüzcüsünden hamile kalan zeynep'i savunduğu yazısında kadın haklı beyler. haklı olarak tecavüzcüsünün çocuğunu doğurmak istemeyen zeynep'e bazı empati kurmaktan yoksun geri kafalıların inatla "bu onun da çocuğu doğursun o bebek canlı da kürtaj olmasın da bik bik" diyenlere karşı mücadelesinde sonuna kadar arkandayım ayşe!
yaşadığı muhteşem değişim, yazılarının çekiciliği, yerinde röportajları ve soruları daha da sevilesi kılıyor onu. kesinlikle okunması gereken bir yazı olmuş bugün yazdığı. ergenekon, balyoz konusunda en çok konuşması gereken adam, Avukat Hüseyin Ersöz'le yaptığı röportajda ;anlatılan çelişkiler durumun trajikliğini, bu olayların kurmaca olduğunu tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. kabusun 4. yılındayız ve hala hiçbir gelişme yok. 250'ye yakın tutuklunun yok yere, suçsuz yere hayatları çalınıyor. tahliye talep eden sanıklara "ne acelemiz var" diyebilen insanlardan bekleniyor adalet. daha çok kişi gitsin silivriye, daha çok kişi görsün o rezaleti. mümkünse Hüseyin Ersöz daha çok yerde konuşabilsin, diğer saçmalıkları da anlatabilsin, sesi çok daha fazla kişiye ulaşsın diyor ve yazıyı paylaşmadan edemiyorum.
yatakta yaptığı röportajlardan başını kaldırmadan "amk diye isim mi olur" sallamasyonuna girişmiş; "yatakta röportaj mı olur ibiş" tarzında bir ayar almış olan sekreterlikten gelme köşe doldurgacı.
şöyle biraz uzaktan bakınca sözlük kızlarından farkı yok. mediz'in, amk gazetesini boykotunu destekliyormuş örgütlüyormuş falan.
hacı sene memeleri göster daha fazla sarkmadan.. (bkz: ayşe nin bedeni ayşe nin kararı)
her röportajında da (özellikle de erkeklerle olanı) illa dokunacak, dokunmadan poz vermeyen gasteci yazar.