bunların yüzde 40'ı bu ayıyı arabasının arka camının önüne oturtur. geri kalanının yarısı yatağının başına diğer yarısı da gardrobun üstüne oturtur bu ayıyı. bir de böyle köle isimleri gibi değişik değişik isimler verirler.*
şirin kızlardır bunlar. ayıya sevgi aşılarlar. onsuz yapamazlar. çünkü o oyuncak ayı ayılır yapmaz, onu kırmaz. o yüzden kolay kolay oyuncak ayıdan ayrılıp erkek ayıya varamaz.
bunların iki cinsi vardır. birincisi ayının sevdiği biri tarafından alınması sonucu o kişiye göstereceği sevgiyi ayıya göstererek ne yapmaya çalıştığı anlaşılamayan tipler, ikincisi ise kendine sarılacak bi yaren bulamayıp ayıyla tatmin olmaya çalışanlardır. zaten ikinci tip belli bir süre sonra canlı, bıyıkları olan ve iki ayak üzrinde duran bir ayı edinir.
ayısını cebinde taşıyanları da mevcuttur. efendim bunlar ayıyı eciştirir bücüştürür içine (cebine) sokuşturur ve taşırlar. sonra her ihtiyaç duydukları yerde çıkarır, dudaklarıyla üfler, yeniden pofuduk ve aynı zamanda ağır haline getirirler. ilginç bir zevk olmalı. tam tersi işliyor bizlerde.
muhtemelen küçükken gece karanlığında korktukları vakit ayılarına sarılıp yatan kızlardır. büyüyünce de bu alışkanlıklarını devam ettirmişlerdir. daha da ileriye gidip ayılarına elbise diken, kazak, yelek vb. giyecekler ören kızlar da mevcuttur. * fakat bir genç kızın odasının bir köşesinde bir ayısının olması; ki genelde bu özel günlerde kıza hediye olarak verilmiş bir ayıdır, gayet doğaldır.
kendi içinde çelişen kızlardır. geceler boyu ayıya sarılıp uyuyan bu hanım kızımız dışarıda höraahh diye üstüne gelen yurdum delikanlısından köşe bucak kaçar. sarılsana kızım ne duruyosun o da ayı bu da ayı çelişme kendinle yapma böyle.
14 şubat sevgililer gününde bahsi geçen ayı kendisine hediye edilmiş kızlardır. manevi değeri sebebiyle yere göğe sığdırılamayan bu oyuncak ayı baş köşeye konur.