sosyal ve çevre baskıların alkol alınımından hemen sonra, insan şuuratının bünyede beraat etmesi.
asacağım, keseceğim, var mı bana yan bakan, o kedi ayağıma gelecek arkadaş.gibi.
bir akşam hoşlanılan kişiyle yemeğe çıkılır. hoşlanıpta söylemeye bir türlü cesaret edemediğiniz o sevilesi insanla yemek öncesi kısa bir sohbet edilir. fakat yaşanılan heyecan saçmalamaya sebep olmaktan başka bir halta yaramayacağından mümkün olduğu kadar kısa cümleler kurulur. bu arada ortamda çalan hafif müzik ve yüzünüze çarpan ılık rüzgar biraz olsun rahatlamanızı sağlar fakat tam anlamıyla rahat değilsinizdir. derken kadehler dolmaya başlar. bu defa sohbet, kadehleri bir bir bitirme eşliğinde devam eder ki her bir sonra ki kadehte kendinizi daha rahatlamış ve duygularınız konusunda daha cesur bulacaksınızdır. bunun farkına varmak daha da bir keyiflendirir insanı. derken keyif, alınan alkol oranıyla beraber güzelleşmenizi sağlar. az önceki gergin ve kendini kasan insan gitmiş ve yerine "hayat güzel dünya güzel" insanı gelmiştir. artık mantık sınırlarını çokta umursamazsınız, aslolan duygulardır ve o an hayat duygulardan ibarettir...
arkadaş kim ne derse desin kesinlikle araba park etmek ilk 5 e girer.
mesela ben ; kafam 7 milyonken ( 1 milyonla ben güzel olmam) arabayı öyle bi sokarım ki,
öyle bir park ederim ki;
sabah olunca '' ulan ben bunu buraya nasıl soktum, yoksa benden sonra bu lavuklar mı park etti'' diye düşünürüm.
içince insan hiç siklemiyo valla, yok çizilcekmiş, yok jantı yamılcakmış, ayna kırılacakmış, koy gitsin deyip park ediyorsunuz.
sonra sabah olunca içinizdeki mıchael schumacher ile tanışıyorsunuz.
''vayyy be'' çekip kafanızı kaşıyorsunuz.
alkol cesuru susturur,korkağı çoşturur. derdi eski içicilerden bi vatandaş.aslında bi çoğunu ayıkkende yapabilirsiniz ama hoş karşılanmayabilir,fakat alkollu olunca sarhoş muamelesi göreceğiniz için es geçilebilirsiniz.yinede ağızla içilmesini tavsiye ediyoruz.
her insan için geçerli değil ama ayıkken, gözlerin kendisine çakılı olduğunu zanneden insanda cesaretten eser bulamazsınız. hem o gözlerden hem de içinden kendini izleyen gözden çekinir ve uslu çocuk olur. kadehler boşaldıkça, karşısındaki gözler kapanmaya, içindeki göz görmez olmaya başlar. iş öyle bir noktaya gelir ki kişi kendini körler aleminde bulur. kendisi dahi kendini görmüyordur artık. işte tamda o an önü alınmaz bir cesaret kaplar kişinin içini, dokunduğu yeri kasıp kavuran bir cesaret.