ayıdan kaçmak

entry2 galeri1
    1.
  1. Devasa ve ucu bucağı olmayan bir dağ ormanının içine girdik. Ağaçlar o kadar sıktı ki, gökyüzü görünmüyordu, ilerledikçe etraf karanlık oldu. O kadar derin bir sessizlik vardı ki, sadece yumuşak toprağın üstünde adım atışlarımız ve soluk alışlarımız duyuluyordu. Ormanın içlerine yürüdükçe dev kayalıklar ve sarp yamaçlar gördük, daha ileri gitmedik ve geri döndük, tamamen ormandan çıkmadan ağaçların altında oturduk ve erzak çantamızı açtık. Peynir ekmek ve elmadan oluşan yiyeceklerimizi çıkardık. iki kişiydik, ve ıpıssız bir yerde oturuyorduk. Dağların üstünden duman inmeye başlamıştı, güneş aniden kayboldu ve hava serinledi. Tam elmalarımızı yerken kelimelerle anlatılması mümkün olmayan ve tüylerimi diken diken eden bir homurtu duydum, elma elimden düştü. Acaba yanlış mı duydum diye bir an kulak kesildim, arkadaşım da gözlerini kocaman açmış bana bakıyordu. ikinci homurtu ve hırıltı karışımı korkunç ses bu sefer daha yakından geldi, öyleki deli gibi oturduğumuz yerden fırlayıp arkamıza bakmadan koştuk. O incecik dağ patikasında yan dağın yamacına kadar nasıl koşmuşum bilmiyorum, şimdi bile düşündüğümde dünya rekoruna sahip olduğumu söyleyebilirim, arkadaşım bana yetişemedi arkamdan bağırıp duruyordu.
    Yan dağ yamacından arkamıza baktığımızda oturduğumuz yerde duran koyu kahverengi ayıyı gördük, herhalde bıraktığımız elmaları yiyordu, çünkü başını kaldırıp bize bakmadı.
    Sonraki bir hafta koşarken ayaklarımı çarptığım popom afedersiniz, çok ağrıdı.

    Bu olaydan ders çıkardın mı derseniz hayır, daha sonra defalarca ormanlara gittik, ama hiç ayı görmedik.

    not; gerçekten yazarın yaşadığı olaydır.
    1 ...
  2. 2.
  3. çaresizlik anında yapılan tekşey.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük