ayçiçek yağı nın türk kültüründe yerinin olmaması

entry6 galeri0
    1.
  1. ekonomik krizde olmamızdan, dünyanın en büyük ayçiçek ve ayçiçek yapı ithalatçısı olmamızdan, rusya limanlarında 30 gemi ayçiçek yağımızın bağlı olmasından bağımsız olarak ele almak istediğim tarihi gerçek...

    evet, ayçiçeği ve ayçiçek yağı tarihsel süreçte türk kültüründe yeri olmayan nebati bir ürün...

    ayçiçeğinin anavatanı orta amerika'dır. (meksika).
    ve 15. yüzyılın sonlarında ayçiçek bitkisi avrupa'ya ispanyollar tarafından getirilmiş.
    18. yüzyıla kadar avrupa'da ayçiçeği bir süs bitkisi olarak kullanılmış.
    yani kimse ne çekirdeğini çitlemiş, ne de yağını çıkarmış.

    avrupa'da ayçiçeğinden ayçiçek yağı üretiminin ilk patentini 18. yüzyılda ingiliz bumyan adlı bir şirket almış, almış almasına ama bu işten pek para kazanamamış...

    neden sonra ingiliz bumyan şirketine ait ayçiçek yağı patenti, 20. yüzyılın başında rockefeller foundation'a geçmiş ve ayçiçek bitkisi geniş alanlara ekilmeye ve hem yem yapımında hem de yağ elde etmede kullanılmaya başlanmış...

    eski türkler daha ziyade hayvansal yağları kullanırdı. (tereyağ vb).

    batı ile ilişki kurdukça ve türkler ortadoğu ve anadolu'ya yerleştikten sonra zeytinyağı ile tanıştılar.

    ayçiçeği ile ilk tanışmamız çok ilginçtir.

    19. yüzyılda bir flemenk keferesi ayçiçeğini bir süs bitkisi olarak istanbul'a getirmiş, sarayın bahçesine dikmiştir, tabi bunun karşılığında da padişah ve halife efendimiz hazretlerinden o güne değin çok isteyip de avrupa'ya götüremedikleri bir cins lale soğanı tohumunu almıştır...

    neyse, 19. yüzyılda sarayın bahçesine dikilen ayçiçeği süs bitkisi kısa süre içinde soldu ve yok oldu tabi. bir daha bu nebatatın ismini dahi anan olmadı uzun yıllar boyunca.

    ta ki 1950'nin başına kadar...

    marshall planı doğrultusunda amerikalı müttefiklerimiz bir kez daha ayçiçeğini getirdiler ülkemize.

    ama bu kez bir gıda bitkisi olarak.

    50'li yıllarda gelen bulgaristan muhacirleri, bulgaristan'dan bildikleri bu bitkiyi trakya'da tarlalarda yetiştirmeye ve bundan yağ elde etmeye başladılar.

    böylece türkiye, ayçiçeği ve ayçiçek yağı ile tanışmış oldu.

    ve sadece 60-70 sene önce hiç bilmediğimiz, hiç ekmediğimiz, hiç yemediğimiz bir şeye bugün muhtaç olduk, hatta dünyanın en büyük ithalatçısı konumuna geldik.
    (bkz: türkiye dünyanın en büyük ayçiçek ithalatçısıdır)

    ne demiş akp'nin kurucusu olan amerikalı?
    "petrolü kontrol ederseniz ülkeleri, gıdayı kontrol ederseniz insanları yönetirsiniz..."(henry kissinger-abd eski dışişleri bakanı)

    hayat ne garip değil mi gençler?

    atalarımızın hiç bilmediği bir gıda maddesine bugün bizler muhtacız.
    işte gıdayı kontrol edenler, insanları da kontrol ediyorlar...

    reis putin ile görüşmüş, bizim 30 gemi yağ yola çıkmış...o halde oyum akepeye...

    #tarih
    #tarımvehayvancılık
    8 ...
  2. 2.
  3. tüm dünyanın güneşçiçeği dediği bitkiye ayçiçeği demek.
    3 ...
  4. 3.
  5. 4.
  6. o zaman yerli ve milli güneşçiçek yağı çıkarmalıyız.
    1 ...
  7. 5.
  8. enflasyon düşmedikçe stokçuluk sabit geliri değişken hale getirir ve enflasyon dalgası üzerine bindirir. sabit gelirlilerin vay haline.
    0 ...
  9. 6.
  10. Hindi, tütün, mısır, domates, fasulye, biber ve patates gibi bitkiler de ayçiçek ile birlikte Amerika kıtasının keşfi ile Avrupa ve Asya'ya gelmiştir.

    özellikle patates 1800'lü yıllarda Türk mutfağına girmiştir.

    Bu duruma göre aynı şekilde "bu bitkiler için de Türk kültüründe yer almamalıdır" diyebiliriz.

    Böylelikle menemeni, kumpiri, pilav üstü kuru fasulye gibi mutfak kültürümüzde yer bulmuş bu degeleri reddetmiş oluruz.

    not: ilk entrynin vermek istediği mesaj başka, o ayrı. Başlık böyle olunca, entry de böyle oldu.

    yazar fikri:
    Bağımsız ülkeler, kendi temel ihtiyaçlarını kendileri karsilayabilen ülkelerdir. Ecevit'in bağımsız Türkiye siyaseti de bu yolda ilerlemekteydi.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük