ilk edildiği andan itibaren ciddiye almadım bu düşünceyi. üzerinde tartışmaya dahi gerek yoktur ki tanım gereği şöyle diyebilirim; aysun kayacı'nın şahsi fikridir. hepinizin olabilir böyle garip fikirleri. misal hani cemil ipekçi 'muhafazakar eşcinselim' dedikten sonra da bir takım şahsi fikirlerini bizlerle paylaşmıştı. bu da öyle bir şey işte.
az önce haberler izledim. iki akp milletvekili başlamışlar saydırmaya. ne yaş gereği, ne konum gereği bir olgunluk var, seviye yerlerde. ne orospu demedikleri kalmış ne teneke kafalı. ne mal olduğunu biliyoruz diyorlar. kadın ya lafı eden, belden aşağı çalışıyorlar hemen. tutun ki para karşılığı yatan bir fahişe aysun kayacı; ne olacak? seçme ve seçilme hakkını elinden mi alacaksınız? bu mudur yani tek cevabınız?
ya o kadar komik ki edilmiş laf zaten belli hesaplanmadan konuşulmuş, temeli yok falan bir tarafa, lafın muhatabbları da bir o kadar fena. ya ben çok üzülüyorum bu ülke için. hani ne bileyim kınarsın aysun kayacı'yı, bir şeyler dersin destekli konuşursun da, göz önünde bir kadın diye orospu demenin mantığını nedir? orospular da mı ülkeyi terketsin? onlara da mı başbakanlık, cumhurbaşkanlığı yapmayacaksınız?
aman ne bileyim çok boktan bir ülke oldu burası, neresinden tutsan elinde kalıyor. aysun kayacı kendi şahsi fikrini söylemiştir. kaldı ki ilk defa söylenmiyor, daha önce de defalarca söylendi. herkes her şeyi söyleyecek, herkes fikrini belirtecek. bunun ne konum sınırlaması vardır ne de namus. aysun kayacı senin namus anlayışına uymayabilir ama bu sana o şekilde saldırma hakkını vermez. misal o meclis toptan benim şeref anlayışıma uymuyor ama beni bir şekilde yönetiyorlar işte. yani bir erkek bir erkeğe neden çıkıp da sen şu kadar yolsuzluk yaptın falan diyemiyor da söz konusu kadın olunca hemen namusuna sarılıyorlar? bütün derdiniz kadının şeyi.
dedim ya çok garip bir ülke burası çok. suçlayan ne ile suçladığını bilmez kendine bakmadan, savunan ortadaki kabak gibi gerçeği bir tarafa itip magazin programı gibi yüklenir. ben asıl bizi yönetenlerin bayağılaşmasına kızarım işte. zannettim harika pazar falan izliyorum.
ayrıca belirtmek isterim ki önceden çok kızardım parayla nasıl satar adamlar oylarını diye. satarlar kardeşim adamın biri ya da kadın neyse işte ihale için oyunu satabiliyorsa, onlar da pekala satabilir; çünkü aç bu insanlar. iş için satar, aş için satar zaten satsın diye çaresiz bırakılıyor insanlar kimsenin kimseye kızmaya hakkı yok. kaldı ki cemil ipekçi ihale için satmadı mı cinsel kimliğini?
oy kısmını da dert etmeyin, aysun kayacı dedi diye kimse değişiklik yapmayacaktır, akp istemediği sürece yani. boş verin kendi haline bırakın, gereğinden fazla ciddiye alıyorsunuz.
çok garip oldu bu ülke çokk.
sürünün en zeki ve en seksi koyun u yanlış anlaşılmıştır. aslında anlatmak istediği, bir çoban ile çobanın güttüğü * sürüde ki hayvanların oylarının bir olmaması gerektiğidir.
(bkz: aferin iyi düşünmüşsün)
çoban ve aysun kayacı'yı kıyasladığımda arada belirgin farklar keşfettim.
mesela çoban hem büyükbaşları hem de küçükbaşları güderken aysun kayacı sadece büyükbaşları gütmektedir. ayrıca çobanlar güzel kaval çalar peki ya aysun nasıl kaval çalar ?
bu sebepten baş bakımından çobanlar üstündür, başların verimliliği açısından da aysun kayacı. bu durumda bir eşitlik seziyorum. kaval konusuna gelince aysun'un kavalda ne kadar başarılı olduğu bilinmediğinden bir muamma söz konudur.
popülizm denilen şey yağlı osmanlı yemeğine benzer, yerken harikulade, nefis, gnam gnam dersiniz velhasıl kelam zararlıdır, bünyeyi içten içe eritme gizilgücüne haizdir. herkese hoş gelir osmanlı yemeği, olsa da hergün yesek denir.
işte bu noktada pek muhterem zatlarımızdan müjde ar'ın söylediği laf, çok yağlı osmanlı yemeğidir, bünyeye zararlı, gustoya iyiymiş gibi gelir. müjde ar'ın "sen git o gecekondulara gör ebenin amını" söylemi tam bir popülizmdir.
aysu kayacı'nın kelamları ise tuzsuz, yağsız, çiğ patlıcan salatasıdır, katı ve anlamsızdır. gustoya hitap edebilir, bir miktar pişirmeniz ve üzerinde emek harcamanız gerekir ki bu yolla bünyeye de yarar sağlayabilir. sonuçta tercihim; orta yağlı, kıvamında pişmiş kapuskadır.
ar'ın popülizmi de en azından yüksek lisans öğrencisi kayacı kadar yararsızdır ama her nedense insanlar popülizm ile vasküler sistemlerine kan pompalanmasına bayılıyorlar, ikisi de eş derecede eleştiriye açık! bu görülmüyor, görülmek istenmiyor. ne geliyorsa zaten bu halk yalakalığı, yalı kazıklığından geliyor. popülizmin de en az elitist görüşler kadar ve onlardan belki daha fazla zararlı olduğunu görebilirsek o zaman başlayacak işte insanlık maceramız. o zamana kadar, müjde ar'ı, rte'yi, baykal'ı, bahçeli'yi ve el cümle diğerlerini alkışlayıp zaman öldüreceğiz, dönüp duracağız anlamsızca.
Aysun hanımın dediğine göre zenginlerin, çok vergi verenlerin oyları daha bi değerli olsun. Yani ülkeyi zenginler, para babaları kursun, yönetsin. Bu ne lahana bu ne turşu demezler mi adama!
yapılan programın, kadınların evlerde buluşarak yaptığı günler havasında ve samimiyetinde olmasının etkisi ile taş hatun kişisi tarafından, abartılarak dile getirilen fikirdir.
"profesörle dağdaki çobanın oylarının eşit olması" gibi bir tezin ortalıkda dolaşmasınında, aysun kayacı'yı etkilediği düşünülebilir doğal olarak. kendisini profesör konumuna sokması anlamsızlığına, cevap müjde ar'dan gelmiştir;"senin oyunla profesörün oyuda bir"
fakat söylediği şeyler, akp milletvekilleri tarafından şahsına yapılan hakaretler kadar çirkin değildir. senelerdir siyasetin içinde bulunan insanlar, müjde ar kadar zekice cevap ve ayar vermek yerine, liderlerinin dile getirdiği "öfke de bir hitabet sanatıdır" söylemini ne kadar benimsediklerini, bir kez daha kanıtlamışlardır.
liderlerinin kendisini eleştirenlere gösterdiği tahammülsüzlüğü ve karşıt fikirlerini ortaya koyarken gösterdiği "basit" tutumun akp'li vekilleri fazlasıyla etkilediğini, bu sefer aysun kayacı sayesinde görmüş olduk.
ilk andan itibaren a.h. coşkun hanım kızımıza ne zaman coşacak diye beklerken, dün itibari ile beklemem nihayet bulmuştur. pek de güzel hanfendinin durumunu özetlemiştir;
MANKEN Aysun Kayacı kızımız, "Dağdaki çobanla benim oyum eşit... Böyle şey olur mu?" demiş...
Bence Aysun kızımız, bu saptamasıyla kendi açısından hiç de iyi sonuç vermeyecek bir tartışmanın fitilini ateşlemiş oldu...
Şöyle ki:
"Dağdaki çobanla benim oyum eşit... Böyle şey olur mu?" diyen Aysun'a, birileri de kalkıp, "Benim oyum ile Aysun Kayacı'nın oyu eşit... Böyle şey olur mu?" diyebilir...
Bu işin sonunda Aysun'un, "Söyle bakalım Aysun... Cumhuriyet ne zaman kuruldu?" tarzında manken avlayan sorulara muhatap olması ve kendisini kanıtlaması gerekebilir ki neresinden baksanız tatsız...
Aysun'un yaptığı ikinci hata ise, bugünkü iktidara oy verenlere "ayak takımı" demesidir...
Bence bu tür saldırılar da Aysun'un aleyhine dönebilecek niteliktedir...
Düşünün...
Bugünkü iktidara oy verenler içinden lafını sakınmazın teki çıkıp da Aysun'a, "Biz ayak takımı isek, sen de bacak takımındansın" falan diye münasebetsiz bir laf etse ne olacak?
--spoiler--
aysu kayacı "seksi" vucuduyla ve erotizm içeren reklamlarıyla bi yere gelmiş bi insan. çobanın tek günahı kadın olarak doğmamış olması ve seksi bir vucuda sahip olmamasısır. çobanlığı küçük gördüğü için mi bu bu cümleyi etmiştir yoksa çobanı cahil kendini alim hissettiği için mi. hanımefendinin sadece cebindeki fazla paradan başka çobandan farkı yoktur.
cahil olmayan insan yoktur sadece az cahiller ve çok cahiller vardır. dağdaki çobana oy kullandırmayalım peki şehirdeki çobanı napacaz. parası pulu olup da cahil olan o kadar insan var ki. ünlü ve sanatçı olduğu iddia eden insanların da büyük bi çoğunluğu cahil. misal ibrahim tatlıses okumamıştır,okuyamamıştır. ama cahil olduğu aşikardır. suçlamıyorum ibrahim tatlısesi. genç partiden aday olduğunda bir ana haber bülteninde "neden genç parti"diye soran gazeteciye. aynen aktarıyorum şöyle karşılık vermiştir. "ben bilmem öss mi ne varmış ido: "baba cem uzan öss yi kaldıracakmış" dedi."
yani çobanın suçu sadece cahillikse çok zengin olup cahil olan insanların da oyu " kendini alim olarak gören aysu kayacı" ile eşit olmasın. kendisine para verip defilesine çıkaran insanların da içinde çobanlar vardır. aysu vallahi aklını başına al aç kalırsın aç onlar seni defilesine çıkarmazsa. sözünü tart biç öle konuş.
ne çobanın suçudur cahil olmak ne de ibrahim tatlısesin asıl suç onların memleketine Oxford götürmeyen devletindir.
sorun söylenen sözde değildir, söyleyendedir. zira zaten eli az buçuk kitaba değmiş her eleman günümüz türkiyesinde kendisini birşeylerin ilerisinde görebilmekte, hemen her şeyi birilerinden daha fazla hakettiğini düşünebilmektedir. daha düne kadar seçim sonuçları üzerine yazılan kritik entrylerinde sayın sözlük yazarlarımız da kendi oylarının çiftçi mehmet emmi ile aynı değere sahip olmasından yakınmıyormuydu burada.
yok yok aysun kayacı etmeyecekti bu lafı, onunla aynı düşünceyi paylaşıyor olmak mı koydu yoksa bizlere. bak okan bayülgen etseydi eğer, tamam işte bende aynısını düşünüyordum diye nasıl da düşecektik peşine, ne de doğru laf etmiş olacak tı, tam da kanayan yaramıza parmak basmış olacaktı zira!
"aysun kayacı'nın oylarıyla çobanın oylarının eşit olması" ya da
"aysun kayacı'nın oylarıyla çobanınkilerin eşit olması" ise mevzubahis ,tartışmaya açılasıdır; tabi terazininin kefelerinden aysun kayacı'yla çoban kaldırılıp cahil ve profesor'ü koymak gibi olayı daha mantıklı bir kıyaslama şekline dönüştürürsek.
sözlerinin çarptırıldığına inandığım,sırf mankenlik mesleğinden ve artı sarışın olmasından dolayı yorumlarının bir kısım çoğunluk tarafından 1-0 önyargıyla dinlenildiği kimsedir;müjde ar'ın da popilist yaklaşımlı ağız payı verme çabasını da göz önüne alırsak,kızımızın pek de sağlıklı algılanma şansı kalmamış durum bu noktaya gelmiştir.
en nihayetinde kabak gibi ortada yatan bir gerçek varsa o da;'bakın benim de cümle kuracak kelimelerim var'lı bir çıkışla aldığı parayı hakedip diğer 3 cümle cambazı ablaları yanında yer aldığı programında fikir beyan etmesinden doğal ne vardır.eminim ki bu cümleleri aysun değil de,en adi bir siyasetçi bile meclis mikrofonunda beyan etmiş olsaydı dahi yadırganmazdı.
anlamadığım birşey var. Bir saattir bu başlığın altındaki entryleri okuyorum .Aysun Kayacı nın aşk hayatı cinsel dünyasına dair tahminler ve "dağdaki çoban"a göre kıyaslamasından başka pek bir şey göremiyorum *. Birincisi diyelim ki Aysun haksız ve oyların eşit olması gerekiyor. Fakat Türkiye de nerde oy verdiğinize göre oyunuzun ağırlığı değişir.Çünkü büyük bir şehirde yaşıyan insanlar oransal olarak bir milletvekilinin seçilmesine daha az etki edebilirler.Aysun a kızanların yüzde kaçı seçim sistemini eleştiriyor? Kaçı memnun? Diyelim ki Aysun haklı ve oyların eşit olmaması gerekiyor. Zaten Türkiye de oylar az önce yazdığım gibi eşit değil, "nispeten" eşit.Sonuçta şöyle garip bir tablo ortaya çıkıyor: Oyların eşit olmadığı bir seçim sistemini kabullenmiş insanların önemli bir kısmı "oylar eşit olmasın" diyen birisini linç ediyorlar.
Birisine "söylediğin salakça" demek farklı birşeydir. "Senden akıllıca bir laf çıkamaz , sen güzel olduğun için geri zekalısın" demek farklı birşeydir.Bunu söyleyen Platon olsaydı (ki devleti filozoflar yönetsin derdi.) bu kadar tepki çıkamazdı.aynı şekilde, fransız ihtilalinden sonra kurulan devlette sadece vergi verenler oy kullandı. **
