değişik içsel acılar ve dışsal davranislar karmasasi.
onunla kazandığın aliskanliklardan vazgecme zorluğu başınıza bela olur.
şarkılar daha da aleyhinize anlamlı olur.
boşluklar onun yüzüyle dolar.
bakmaya tesebbus edersin.
ama seni durduran gururun vardır.
yarı çiğnenmiş leş gibi ortalikta kalakalirsin.
sabah günaydın diyemezsin artık ama o günaydın mesajı hep hazır kalacaktir.
yemek yedin mi diye soramazsin artık. çünkü ne zaman yedigini biliyorsun.
iyi geceler diyemezsin artık. çünkü gecesi iyidir.
"acaba ne yapıyor diye beynine karıncalar oturur"
titrersin beynine kramp girer.
ozlersin en çok onu opmeyi seni opmesini.
dokunma hissi unutmayı zorlaştırır.
koku..
onun bir kokusu vardır kendine has.
bunu en kirli corabinda bile alırsın.
saclari vardır rüzgârın dokunmasini istemediğin.
onları okşamak istersin ama o yok resmi var.
sana sürekli bakıp gülen bir resim.
yeni arkadasiniz odur.
o resmidir.
"her akşam ayrıldığımız yerdeyim
pişmanlık topluyorum ertesi güne
ve cebimden çıkarıp tohumları
birazcık umut ekiyorum gizlice"
ilk 2-3 saat hiç kıpırdamadan koltukta oturup odayı incelediğim zamanlardır, öyle olacak ki duvarda ki çatlaklığı daha yeni farkettiğimi anladım ama acısıyla tatlısıyla geçen bu günleri şimdilerde bir tebessümle andığım zamanlardır... Ayrılık güzeldir bazı şeyleri farketmenizi sağlar odanızda ki çatlak duvar bile olsa...
kalbininiz küçücük kalır. Öyle daralırsınız ki odanıza zaten sığamazsınız, Sokağa sığamazsınız, tüm şehir ruhunuzu sıkar.keyif veren bütün aktiviteler artık yalan olmuştur. Bütün gece ağlanır, keşkelerin ardı arkası kesilmez. Kocaman bi ateş düser yüreğinize. Alışkanlığın, sevginin, artık onsuz olunacağı düsüncesinin yükü çöker omuzlara. Amk zamanı öyle yavas işler ki sabah olmak bilmez.
çok boktandır, 1 ay sonra gözyaşı kalkar, 3 ay sonra sızıntı kalkar, 5 ay sonra üzüntü kalkar, 9 ay sonra aptallık başlar, 12 ay sonra "ne malmışım la ben" diye taşlara başlar vurmalar başlar
bu dönemde zaman kavramı kendini artık çok
değiştirmiştir. herkesin bildiği zaman
kavramıyla alakası yoktur. bir saat altmış
dakika değildir.
bir saat; sevgilinin arayabilme ihtimalinin olduğu bir şeydir artık. bir saat hiç geçmeyen
bir zaman birimidir. bir saat=bir gün bile
olabilir.
saçma gelebilir ama ayrılık böyledir. zaman hiç
geçmez. geçtiğinde ise artık çok geçtir.
gerçekten birinin herşeyi olabilmek zordur. herşey olabilmişsen o herşeyi olarak görmüşse seni hiçbişeysiz yapamazsın yapamazda gitmişse bile dönüşü vardır mutlaka. gerçek sevgiyi bulabilmek olay. *
ilk zamanlar kime baksan onu görürsün, nasıl gitti dersin kahrolursun kendi kendine. Ama yapacak birşeyin yoktur gurur meselesi haline gelir kendi kendine tam gururunu yendiğin an gidersin yanına "konuşmak istemiyorum" der. insana en çok o zaman o koyar...
