herşeyin yarım kaldığı, hesaplaşanın yapılamadığı zor ayrılık türüdür. ne onunla ne de onsuz olmayacaktır artık. o varmış gibi kafanızda konuşur, o yokmuş gibi kalbinizde ağlarsınız.
--spoiler--
ufak dünyanızdaydınız sonra, kendi başınıza, o; uzaktaydı, evindeydi, yanınızda değildi ve ayrılalım dedi! ayrılıkların en kötüsü budur! ayrılırken son son bir kez görüşelim sevgilim, sarılalım dediniz, yapamadı, çünkü gücü yoktu kaçtı... gitti...
ama bu gidişi görmediniz, hissediyordunuz, ağlıyordunuz, tabloda ki resim, o değildi sizde değildiniz, o tablo boştu... ayrılık resmini çizemediniz tabloya. gidişini görmediniz... boş kaldı bomboş.
o telefonlarda, msn lerde, 'ayrıldık' demek ne zor. sanki ayrılmamışsınız gibi, sanki hala devam ediyor gibi... ne avutacak birşey kaldı, ne unutacak. labirentte kaybolup gitti aşk, yol gösterenleri vardı, tabelalar vardı, ama yolun sonunda, kazandığınız, sevginin, aşkın en başında sevgiliye emanet ettiğiniz kendi kalbinizdi ! beklemedi, kendi elleriyle vermeliydi...
ayrılırken o son buluşmalar, son bakışmalar, hatta son bir öpücük, ayrılığı yaşattı size...
ayrılırkende yanınızdaydı, ayrıldı, kalbinizi kendi elleriyle teslim etti...
gitti...
--spoiler--
ufak dünyamdaydım sonra, kendi başıma, o; uzaktaydı, evindeydi, yanımda değildi ve ayrılalım dedi! ayrılıkların en kötüsü buydu. ayrılırken son bir kez görüşelim sevgilim, sarılalım dedim, yapamadı, çünkü gücü yoktu, kaçtı... gitti...
ama bu gidişi göremedim, hissediyordum, ağlıyordum, tablodaki resim, o değildi, ben de değildim, o tablo boştu... ayrılık resmini çizemedim tabloya. gidişini göremedim... boş kaldı bomboş.
o telefonda 'ayrıldık' demek ne zordu. sanki hiç ayrılmamışız gibi, sanki hala devam ediyor gibi... ne avutacak bir şey kaldı, ne unutacak.
labirentte kaybolup gitti aşk, yol gösterenleri vardı, tabelalar vardı ama yolun sonunda, kazandığım, sevginin, aşkın en başında sevgiliye emanet ettiğim kendi kalbimdi!
beklemedi, kendi elleriyle vermeliydi...
ayrılırken o son buluşmalar, son bakışmalar, hatta son bir öpücük.
yok, ayrılığı bile yaşatamadı bana.
ayrılırken de yanımda değildi, ayrıldı, kalbimi kendi elleriyle teslim etmedi...
bilakis en temizidir.zira karşı tarafı gözün görmez,kulağın işitmez.ilk zamanlar çok zor gelse de zamanla gözden ırak olan gönülden de ırak olur gerçeğiyle çabuk unutursun. *
son kez buluştun veda konuşması yaptın,
son kez buluştun kavga ettin,
son kez buluştun veda seksi yaptın,
telefonuna bir mesaj geldi "seni hala seviyorum ama bitti" yazan,
telefonuna bir mesaj geldi "allah belanı versin bitti" yazan...
ve daha bin türlü ayrılık. farkı yok. ayrılık işte, iyisi kötüsü yok.
iyisi, her şeye rağmen aradaki saygıyı bozmadan yüzyüze bakabilir durumda kalabilmek.
gerisi her türlü üzücü, her türlü boş.
yakından olanı çok mu iyi diye düşünüyor insan. Sizden vazgeçmiş insana son kez sarıldığınızı bilerek o ölüm soğukluğunu yaşamak da tarifsiz bir acıdır. Siz var gücünüzle sarılırsınız ama o, hemen kurtulmak ister kollarınızın arasından...
Ama kıyaslayınca uzaktan olan ayrılık daha çok acı verir. Çünkü içinizde hep bir gereksiz ümit vardır. Görüşmeye bile cesareti yok kırmak istemiyor, hala seviyor çünkü diye... Yakından ayrılık: beyin ölümü gerçekleşen bir hastaya ötenazi yapmaktır. uzaktan olanıysa, irtibatı kesmektir... Bir anda kaybetmek her zaman daha zordur. Yavaş yavaş bitse, yakın olsa anlamazdınız çünkü.
kıyası mı olurmuş..?!
bazen ne kadar yakından olsa da arada uçurum vardır. iki yabancıdır insanlar.ayrılınca sadece görüşme olmaz aynı şehirde bir daha.
yanıbasında bile olsa arada görünmeyen mesafeler bile vardır artık, kilometrelerin az geldiği..
bazen ne kadar uzakta bile olsa insan o kişiyi yanı başında hisseder, görüşmese bile her yerde birlikte gibi olur. çünkü kalbinin içinde taşır , anlamlar yükler ne basit sözlere, telefon görüşmelerine.. (hiç edebiyat yapacak halde değilim.)
daha uzar gider. ama ayrılığın "daha" iyisi, kötüsü diye bir kavram yok.
daha'sı diye bir kıyas götürmez! özlem gibi, acıdır, ağırdır kaldırması.
olmamalı da, nicel bir şey değil sevmek , acılar, anılar, ayrılık...
ilişkinin şiddetiyle alakalı hepsi..
yakın olmuş uzak olmuş ne fark eder onun acısına, insan kendinden fedakarlıklar katarak sevdikten sonra.
ayrılık işte! ilişkinin fişini çekmek gibi bir şey.
pili biten bir oyuncak gibi bir şey.
tükenen bir şey. tükenmişlik..
ne yakın ne uzak, ikisinde de ayrılık katlanılmaz bir şey. ikisinde de buz gibi bir gerçekliği var. ikisi de yaralayıcı. etkileri sarsıcı . ** zaman isteyen, sabır gerektiren..
not: ayrıca uzakta olsa daha katlanırdı o'ndan ayrılmak, veya iyi ki yakından ayrılık olmamış falan diye düşünen zihniyetler de bir o kadar samimiyetten uzak.
edit: ben bile yazarken, sonradan okurken kafam karıştı, itiraf etmeliyim. empati kurmak hiç böyle zor olmamıştı.