canlı cansız tüm varlıkların birbiriyle olan etkileşimlerinin kesilmesi üzücü kabul edilmesi zor bir şeydir;lakin canlı varlıkların en yücesi insanların birbirlerine yaşattıkları bu iç burkucu duyguyu kabul etmek çok zordur.kimisine göre yıllar sürer sindirmek,kimisine göre günler bazısı dakikalar sonra üstüne su içer.hasbelkader süresi ve etkisi ne ölçekte olursa olsun ayrılığı kabul etmek sindirimi en zor şeylerdendir.zamanla bir çok şey gözlerimizde silinir gider ama küçücük bir kıpırtı bütün yaşananları dejavu etkisiyle hafızalara düşürür ki ayrılığın o giden kasveti geri döner daraltır mazlumu.hikaye yine başa sarar ya bir süre sonra tekrar tozlanmaya yüz tutar hortlayan duygular;ciddi ve yorucu bir devinimle hayatımız bu gelgitin uzantısından kurtulamaz.
sanatta sinemada edebiyatta havada karada her an reaksiyon halinde olan canlıların elbette izdüşümü bir şarkıya bir şiire bir filme düşer;
ayrılık, kabul edilir kimisine göre zor da olsa. kişi, zorlu yollardan her geçişinde, emin adımlarla ilerlediği takdirde ayrılığı da zaten kabul etmiş olur. kabul edilemeyen ayrılık ise, kişinin zorlu yollardan her geçişinde ayrılığı kabul edememe olgusunun verdiği sonuç olarak kendini sanki bir tramplenden havuzun dibine doğru atması gibi dibe vuruştur batılan her anla beraber. yıllar geçse bile, kabul edilemeyen bir ayrılık sadece ve sadece unutulamayan, çocuksu bir sevdanın kurbanı olup çıkar. ne uzalır ne kısalır cinsten, bir makara gibi hep başa doğru sarılan, sonu olmayan bir çıkmazlık girdabının en karanlık noktasındaki ufacık bir ışığa hasret, bekler ve bekler zamanın ayrılığı kendi içine alıp götürmesini uzaklara, kişiden uzak, tekrarlanabilme olasılığı olması dilenen anılara, en tatlısından bir şeker gibi. ***
söyledikleri kalbinizde yankılanmasa, yastığa kafanızı çaresiz onu düşünerek koymasanız, aklınıza takılan belli soru kalıplarının önüne geçseniz yine de kabullenme aşamasında yenik düşülen durumdur. unutulmaz diye bir şey söylemek yanıltıcı lakin zor olduğu aşikar. çünkü zihninizde canlanan, olmasını istediklerinizle, başınıza gelenler bir değildir. tahribatı çok olmaması umulan zor bir dönemdir, kabullenmek.
bomba düzeneğindeki kırmızı ve yeşil kablo arasında karar verememek kadar streslidir. aslında eğlem tektir ama bir türlü el gitmez kesmeye.
bu mevzuda da çare tektir; unutmak. ama gönül bir türlü yanaşamaz, hatıralar devreye girer.