Ayrılırken camından el salladığı otobüs köşeyi döndüğünde, diğer yolculara rezil olmamak için ağlamaları boğazında düğüm düğüm yapan erkektir. En az 15 dakika durmadan yutkunurmuş o düğüm çözülsün diye.
Bana hep, annesi, istediği şeyi almamış erkek çocuklarını anımsatır bu durum. Ve kızlar şefkatinizi esirgemeyin ama yine de istediği oyuncağı ona vermeyin. Bitmesi gerekiyorsa bitsin yani. Seve seve, öpe öpe ayrılın. Çünkü bazı çocuklar iyi olsun diye bazı oyuncaklardan mahrum kalmalı. Ama şefkat ve merhametten değil.
Siz de silin sümüğünüzü, son olduğunu istemeden ve hatta bunu bilmiyormuş gibi sarılın alın o şefkati. Büyüyünce unutmaz, çocuklarınıza ve hatta eşinize verirsiniz.
ben çocukken sevdiğim bir oyuncağım kırıldığı zaman onu dolap gibi vitrin gibi bi yere saklar, yahut yüksek bir yere koyardım. onunla artık oynamasam da bir süre onunla paylaştığımız zamanların hatrına ona uzaktan bakardım.
bizim peder beyin ilk almanya ziyaretinden dönerken bana getirdiği bi porche model oyuncağı var mesela. çizik içinde boyası. annemin ojeleriyle kapatmaya çalışmışım. tekerlekleri kopmuş başka bi arabadan teker söküp japonla yapıştırmışım. tabi dönmüyor haliyle. koltukları kopmuş direksiyon kırık. şuan bile masamın üzerinde duruyor. aynı şekilde bi bmw m3 var. fluence var.(görece çok daha yeni oyuncakla oynayacak yaşı geçmiştim o zamanlar.)
ama hep saklarım mesela. sergilerim. saklayıp sergilerim. garip.neyse. kimisi ise hiç oynamaz. hiç dokunmaz. aldığı gibi saklar çiziksiz. anısız. hikayesiz. insandan insana değişiyor.
söyleceğim o ki mahalleden bi arkadaşım vardı. görece çok boktan oyuncakları vardı allah affetsin. plastik kamyonla para verseler ben oynamam. oynamazdım o yaşta yani. şimdi bi düşünürüm diye söylemiyorum. hala oynamam. sanırım. neyse. insanın kendisine saygısı olacak biraz. bu sarı tutku, pardon sarı kamyonun kasası kırılmış bi gün. kum doldururken heralde. çocuk feryat figan ağlamaya başladı. ama nası ağlamak. tornavida yemiş gibi bebe. ya bidaha hiç bi plastik sarı kamyonu olamayacağını düşündüğünden, ya artık kumunu eliyle taşımak zorunda olduğundan bilemem. garip olan ne biliyor musunuz;? sen o kadar ağla ağla, sonra git kamyonu çöpe at. sanki hiç senin olmamış gibi.
balık burcu erkeği olma ihtimali yüksek olandır. yoksa ne kadar da üzülse erkekler ağlamama konusunda başarılı hatta üzüntülerini belli bile etmiyorlar erkekliğe zeval getirmemek için !
erkek ayrilirken aglamaz ayrilir biraz zaman gecer sevgilisi varken etrafinda dolasan kizlardan bir anda eser kalmadigini gorur. bunu anladiktan sonra gunden gune buhranlarda olan erkegin artik aglamamasi mumkun degildir. basinizi taslara taslara vurursunuz. saka bi yana erkek eger cok sevmisse ve oyle ayriliyorsa ayrilmasi gerekiyosa heryerde aglar. kimse ben aglamam demesin sikerler o yalancıyı.
şu anda benim yaşadığım durum . sevdiğin kişi çaresiz uzaklara gidiyor ve sen onunla küssün konuşamıyorsun . o öyle sessiz konuşmadan buralardan gidiyor , sen ise arkasından gidişini göre göre ağlıyorsun . işte aşk böyle karmaşık bir şey . bazen dünyanın en mutlu insanı yapar , bazen de dünyanın en mutsuz insanı yapar .