soru kürtlerden ayrılmak üzerinden değil, kürtlerin nereye gönderileceği üzerinden tartışılmalıdır. beyzadelerim güneydoğu ve doğu anadoluyu hatta adana ve mersin'i isterken böyle bir durumda mübadeleye gidilir büyük şehirlerdekiler de o kürdistana gider dendi mi koro halinde küfüre başlıyorlar. bunların derdi belli "güneydoğu ve doğu bizim, türkiye hepimizin" o yüzden hazır gül gibi ırak kürdistan'ı kurulmuşken arkadaşları oraya almakta sayısız faydalar var. hem barbar türkleri de sevmiyorlarmış dediklerine göre, e biz de bayılmıyoruz bu suç makinası arkadaşlara... barzani ve talabani onlara eminim kucak açacaklardır...
-ama ben kürtçe konuşmak istiyorum
-peki konuş evladım.
-ama konuşmak yetmez, okullarda da öğretmelisiniz
-peki öğretelim evladım.
-ama belediyeleri biz yönetelim
-olur yönetin evladım.
-hani birde bayrağımız olsa, sarılı kırmızılı,yeşilli
-hay hay,sancaktarı da öcalan olsun.
-sahi o garibi de salıverin, yaşlandı artık.
-tabi, ne demek saldık gitti.
-elektrik ve suya para ödemem
-ödeme evladım, biz paylaşır öderiz.
-dağdan ineriz gençlere iyi bir iş, yaşlılara dolgun emekli maaşı isteriz
-hay hay ne demek,ikramiye bile veririz.
-hakkari, mardin,diyarbakır,urfa,antep,şırnak,bingöl, bitlis te özerklik verin
-olur evladım.
-ama doğu anadoludan da van,kars,ardahan,muş ve birkaç il daha isteriz
-ayıp ettin lafımı olur, ordan da veririz.
-ama hiç denizimiz yok, mersin, hatay, iskenderun u da verseniz de biraz kayık yüzdürsek
-tabi canım, lafı mı olur, van gölü ve canavarı da hediyemiz olsun.
-ya hiç boğazımız ve adamız yok, boğazlardan birini yanındanda heybeli olsa
-ne demek paşam, lafımı olur, kınalı ada da hediyemiz olsun.
-hı hı da hı hı,hı hı da hı hı. bitmeyen senfoni...
türkiyede kürtler eziliyor diye diye türkleri ezmekteler. ezilen bir ırk varsa o da bu ülkenin gerçek sahibi olan türklerdir. türklerin sahip olup kürtlerin sahip olmadığı hiçbir vatandaşlık hakkı yoktur şu ülkede. böyleyken bile hâla terör devam ediyorsa, ve bunun da altından kürt kökenli insanlar çıkıyorsa, orada bir ırksal oluşum var demektir. hiçkimse demesin ayrılıkçı türkler ırkçılık yapıyor diye. ırkçılığın allahını kürtler yapıyor şu ülkede. o yüzden artık bazı şeyleri kafalarına vura vura anlatmanın zamanı geldi de geçiyor bile.
inceldiği yerden kopsun diyorum.
edit: tabi toprak verme taraftarı değilim. daha radikal çözümler olabilir.
dün, diyarbakır'da atatürk heykeline saldırıldı.
ondan kısa bir süre evvel de urfa'da.
bugün diyarbakır'da atatürk heykeline saldırılan yerin adı "şeyh sait meydanı"ydı.
yani adamlar bu ülkenin bütün değerlerine düşman.
cumhuriyete düşman.
ama bunları hem sağdan, hem soldan kardeş olarak gören kitleler var.
ve bunlar yüzünden türkiye'nin milyar dolarları, türkiye'ye zerre faydası, katkısı olmayan bir bölgeye akıyor.
oluk oluk...
50 milyon nüfuslu, kürtsüz ve arapsız bir türkiye hayal ediyorum.
siz de hayal edin, iştahınız kabaracak.
hayatında hakkari'yi hiç görmemiş, belki yüz yıl yaşasa bir kere bile göremeyecek(görmeyecek) olan kişilerin karşı çıktığı olay. ama onlara da saygı duyuyorum, onlarda karşı görüşe saygı duymalılar ama.
kusura bakmayın ama hakkari'nin dağları benim mehmetimin, ahmetimin kanından daha kıymetli değil. alsınlar dağlarını tepe tepe kullansınlar. söz konusu vatanseverlik ise vatan için en hayırlısı budur.
bu terör belasından kurtulduğumuz takdirde eminim şimdikinden 20 kat daha gelişmiş, medeni güzel bir ülke olacağız.
benim içine memnuniyetle katılacağım grup veya topluluk. birçok katılıcak türk arkadaşta tanıyorum. masum kürtler olabilir ama üzgünüz çoğunuz hainsiniz. tabi yazının katılmayacağım yerleride var. kürtlere toprak verilmesinden ziyade ırak a girip toprak alınması aynı şekilde kürtleride surıye civarını doğru atılmasından yanayım. hakkari şırnak gibi şehirlerin boşaltılıp suriye civarına ırakın güneyine gönderilmesi çok daha iyi olur. boşalan şehirlere giedecek bir sürü türk bulmak kolay olur. tarihte daha böyle şeyler yapıldı şimdi de yapılabilir. yahut ırkdaşlarının yanına ermenistan a yollayabiliriz. ama kesinlikle kan ile dedelerimizin aldıgı toprakları ne oldugu belli olmayan birilerine verdirmeyiz.
türkiye'nin ilerlemesine ve gelişmesine devam etmesi için ve hatta en önemlisi ortadoğunun bataklığından, kürtçülük ve yobazlıktan kurtulması için şart olan hareket. kimse isteyerek ülkesinin bölünmesini istemez zaten ama bazen gerçekten el mecburdur. bazen şer gibi gözüken şeylerde hayır, hayır gibi gözükenlerde şer vardır. ortadoğuyla aramızda tampon olmuş ve hiç bir ilişkimizin olmadığı bir kürt devleti türkiye'ye ömrü hayatında zarar veremez. hele akdeniz'e çıkışları olmadığı müddetçe mevcut ermenistan'dan hiçbir farkları da olmayacaktır.
bütün bu nedenlerle uludağ sözlükte hiç de azımsanamayacak oranda bir yazar grubu bu hareketi desteklemektedir. desteklemektedir desteklemesine ama sosyal medyada ve hareketin türkiye'ye duyurulması noktasında hala büyük sıkıntı yaşıyoruz. ben kendi arkadaş çevreme bu hareketi anlattığımda büyük oranda kabul ve destek görüyorum. aslında sandığımızın üzerinde bir kesim bu sürece hazır ve ayrılıkçı türkler hareketini destekliyor. farklı siyasi partilerden arkadaşlarımla da uzlaşmış vaziyetteyiz. karşı çıkanların bir kısmı bile sonradan mantıklı bulup yelkenleri suya indiriyor.
türk milletinde kürtlerle birlikte ve aynı coğrafyalarda yaşamak gibi bir istek yok. hatta çoğu onlardan iyice yaka silkmiş durumda ve gerçekleşecek bu ayrılmadan sonra onların birbirlerine girerek kırılmaları, hastalıklarla, cehaletle ve ortadoğu bataklığında acı çekerek ölmelerinin hoşlarına bile gideceğini söylüyorlar. olması gereken de onları yok etmek değil aksine yaptıklarının bedellerini ödeterek ölmelerini izlemektir. inanın bu çok daha etkili ve zevk verici.
ancak bütün bunların gerçekleşmesi için toplumun bu sürece hazırlanması gerekiyor. bunun için de öncelikle sosyal medyada bu hareketin yayılması lazım. reklamın kötüsü iyisi olmaz. sansasyon yaratacak ünlü bir kişinin ağzından şu hareket üzerine dökülecek cümleler bile önem arz ediyor. okan bayülgen olur, bülent ersoy olur, aysun kayacı olur, hatta yılmaz morgül olur hiç önemli değil. önemli olan konunun gündeme gelmesini ve konuşulmasını sağlamak. aslında nasuh mahruki'nin ayrılıkçı türkler hareketine çok yakın görüşleri var. sosyal medyada kendisini takip ediyorum ama kendisi ne yazık ki geniş çevrelerce okunan biri değil. gökçe fırat önderliğinde çok da benimsemediğim türk solu gazetesinin de bu harekete yakın görüşleri var ama onlar da seslerini çok duyuramıyor. türkiye'nin en ateşli milliyetçisi geçinen atsızcılar'ın bile bu konuda bir görüşü yok. zaten sosyal medyadaki ekibinin çoğu liseli ve doğuya atom bombası atmak, katliam yapmak gibi çok zekice(!) görüşleri var. ayrılıkçı türkler hareketine yakın değiller.
kısacası ayrılıkçı türkler hareketinin sayısal veriler ve gerçekleşmiş olaylarla en basit şekilde en cahil türk'e bile anlatılabilecek broşür, capsler, slaytlarla toplumda ve sosyal medyada yayılması ya da sansasyonel bir isim tarafından dile getirilmesi gerekiyor. projenin toplum nezdinde konuşulur olmasının tek yolu bunlar. bizim millet okuyarak değil, görsel verilerle öğreniyor ne yazık ki. bu nedenle gazetelerimiz bile renkli.
kürtlerin hızla üremesi, batı şehirlerine yayılması, sırtımızda yük olması ve kaçak elektrik, su, gaz kullanmaları ve vergilerini ödememeleri gibi onlarca verilerle kürtler kötülenir ve nefret körüklenirse bu süreç hızlanır ve ayrılıkçı türkler hareketi siyaseten bağımsız bir şekilde gündeme gelir. ayrıca bu konunun gündeme gelmesi bir şekilde engellenecektir. bu konunun en başta gündeme gelmesini hdp ve cihangir solcuları istemez. akp'nin ılımlı islamcıları, ümmetçileri ve rantcılarıyla, chp'nin enternasyonelleri, solcu kardeşliği yapanları, öte yandan hala daha kardeşlik edebiyatı yapan, milliyetçileri pasifize eden mhp yönetimi de bu hareketin dile gelmesini istemez. kısacası türkiyede ayrılıkçı türkler hareketinin partileşmesine ve barajı geçmesine imkan yoktur. tek çözüm konunun sosyal medya üzerinden ve toplumsal düzeyde yaygınlaşmasıdır.
en başta milliyetçiler bile bu sürece bir hıyanet süreci olarak bakıyor. ancak türkiye'nin ve türk milletinin çıkarlarının korunması ayrılıkçı türkler hareketinin yayılıp genişlemesiyle doğrudan alakalı. eğer kekeler demokratik özerklik, yok aslında biz sadece haklarımızın genişletilmesini istiyoruz, yok biz türkiyeyle entegrasyondan yanayız gibi beylik ifadeleri kullanmaya başlarlarsa bilin ki bu süreç hızlıca yayılmış ve onları batının rantından olma korkusu sarmış demektir.
ayrılıkçı türkler hareketi kürtlerin eline bırakılamaz. ayrılmayı ve onlara önceden siktir çekmeyi muhakkak türkler gerçekleştirmeli. denize çıkışı olmayan, dünyadan tecrit edilmiş; araplarla, farslarla, türklerle kavgalı bir kürt devletinin zaten sağlıklı bir şekilde yaşamasına imkan yoktur. cehalet, terör, kan davası, gericilik, feodal kültür, aşiretçilik, yalan talan düzeniyle onlar zaten kendi kendilerini yiyip bitirecek ve zıllet içerisinde yok olup gideceklerdir. allah bu milletin sırtından geçinip düzenini ve dirliğini bozanlardan en etkili şekilde intikam almayı bizlere nasip etsin. kürdistan kurulduğu gün bizim için bayramdır.
ekşi sözlükte bir elemanın başlatmış olduğu, benimde 2-3 yıldır düşündüğüm oluşum gibi bir şey. her neyse elaman bildiride yayınlamış. aynen kopyalıyorum, daha sonra kendi yorumlarımı da ekleyeceğim.
büyük sorunları onları yaratan düşünce sistemiyle çözemezsiniz der einstein. ayrılıkçı türkler grubunun oluşmasında bu düşüncenin payı büyüktür. kürtlere 1920den beri uygulanan politika bu sorunu türkiyenin altından kalkamayacağı bir hale getirmiştir. en azından şuanki düşünce yapısıyla
burada toplumsal olarak bilinen yanlış bilgilerin de payı büyük. aşırı hümanist, kimseyi kırmayalım yaklaşımının da bu sorunu körüklediği apaçık ortada. bu görüşü 2 temel başlıkta inceleyebiliriz.
kürtlerden neden ayrılmalıyız?
kürtlerden nasıl ayrılmayız?
kürdistan eyaletinin osmanlıda tanzimat nedeniyle 1830dan beri isyan ettiği apaçık ortadadır. dolayısıyla türkiye cumhuriyeti olmasa bile varolan bir otoriteye karşı her zaman direnç göstermişlerdir. bu direnci göstermelerindeki sebepte haklı olabilirler. ileride de bahsedeceğim üzere bu direncin türk halkına kaybettirdikleri ayrılıkçı türkleri asıl ilgilendiren konu. bu yüzden kürt halkına devletin bir parçası olarak güvenmek, düzenli vergi vermelerini, toplum dinamiklerine bağlı olacaklarını düşünmek tarihe ve günümüze baktığımızda gerçekçi değildir.
2008de cemil çiçekin açıklamasına göre terörün bugüne kadar türkiyeye zararı 300 milyar $. her yıl 15 ila 20 milyar $ para akıtılmakta. dolayısıyla bu rakamın günümüz itibariyle 400 milyar $a yaklaştığı açık. gap projesinin 32 milyar $a mâl olduğu dikkate alınmalıdır.
neden ayrılmalıyız sorusuna cevaplardan en etkilisi ise kürtlerin terörü destekleyen bdpye verdikleri destek. türkiyede 10~12 milyon kürdün olduğu tahmin ediliyor. son yerel seçimde ise bağımsızların aldığı oy 3 milyona yakın. güneydoğu anadoluda doğurganlık oranının anne başına 4.3 çocuk olduğu düşünüldüğünde toplam kürt nüfusunun çok büyük bir kısmının genç nüfus olduğu ve oy veremedikleri ortada. 1980de ise bu oran 6.01, 2000de ise 7. dolayısıyla kürtlerin yarısına yakınının türk halkına karşı olduğu tahmin edilmekte. buna batıda yer alan fakat bdpnin bağımsız aday göstermemesi sebebiyle başka partilere oy veren kürtleri de dâhil edersek %50 oranına yaklaşmak saçma değildir.
türkler ve kürtlerin dost olduğu sanrısı da bu bölünmeyi engelleyen etmenlerden. trakya, lazistan ve anadolu halkları sürekli pkk ve vergiler yüzünden kürtlere karşı nefret söylemleri sarf ederken kürtlerin de ortamı yumuşatma gibi bir gayretleri yok. özellikle lozan görüşmelerinden önce mustafa kemal atatürkün kürtlere özerklik vaadi vermesiyle ve 1924 anayasasında bu vaadinden caymasının ardından kürtler seslerini yükseltmişlerdir. zaten o dönemin gazetelerine veya nutuka baktığınızda da ayrılıkçı kürtler kazanıldı gibi manşetler dikkat çekiyor. dolayısıyla kürt halkının bir bütün olarak her zaman türklerin yanında olduğunu düşünmek tarih bilmemektir.
bu konuya millet mozaiği olarak bakmamak gerekiyor. pek çok elitist önce yunanları, sonra ermenileri, şimdi de kürtleri kaybediyoruz diyerek durumu tamamen ajitasyona dökmektedir. evet yunanları kaybettik ve kaybetmeseydik belki şimdi battıkları çukura bizi de batıracaklardı. belki ermenilerden o dönemde ayrılmasaydık taşnak çetelerinin de kışkırtmasıyla, 1950ye doğru hitler almanyasının da etkisiyle bu sefer gerçekten soykırım yapacaktık. belki kürtlerden 1920de ayrılsaydık 400 milyar $ olmasa da iyi kötü tahminle 200 milyar $ bu halkın ihtiyacına harcanmış olacaktı. dolayısıyla toprak açgözlülüğüyle bu konuya bakmak çok yanlış.
türkiyenin doğudan gelen kazancı neden ayrılmalıyız sorusuna cevaplardan biri. türkiyenin enerji üretiminin sadece %5lik bir dilimi bdpye destek veren illerden sağlanıyor. yapımı bir türlü bitmeyen ılısu barajı dâhil edildiğinde bu oran %10a çıkabilir. fakat kaçak elektrik sebebiyle buradan gelen elektrik türk halkının bir işine yaramamakta. daha net izah edersek; 2010 yılı itibariyle türkiyenin yıllık elektrik üretimi 210.000 gwh. olası bir bölünmede türkiyenin güneydoğu anadoluda kaybedeceği barajlardan gelen elektrik üretimi ise 10.000 gwhtir. ılısunun 4.000 gwh üreteceği tahmin ediliyor. %10 oluyor o da dâhil edilirse. 2008 rakamlarına göre dicle bölgesinde (4 il) yıllık 3993 gwh kaçak tüketim göze çarpıyor. öte yandan 2008 rakamlarına göre tüm türkiye kaçak elektriğinin %17si mardin, siirt, batman ve şırnak sayesinde olmaktadır. sadece mardin %10! dolayısıyla rakamlara döktüğümüzde türkiyenin o bölgeye yaptığı baraj yatırım parasını geçelim gelen elektrik üretiminden bile kârı yoktur. şimdi bana söyleyin. bir yere baraj yapıyorsunuz. oradan üretilen elektrik tüketilenden az. göz göre göre batmanızı mı seyredersiniz yoksa kesip atarmısınız?
kürtlerin demokratik özerklik isteği türkiyenin kazancı değildir. kürtlerin ayrılıp ayrı ülke kurmaları özerkliğe nazaran çok daha mantıklı ve doğrudur. zaten kürtlerin de ayrı ülke kurmak gibi bir istekleri yok.
modern bir ayrılma yani ayrılan halkların birbiriyle yaşaması mümkün değil. olası bir ayrılmada milliyetçi sağcıları zapteden türk kürt kardeştir sözü anlamını yitireceği için iç savaş çıkması işten bile değildir. buna ilave yukarıda bahsettiğim gibi kürtlerin yarısının bdpye destek verdiği düşünüldüğünde kürtlerin batıda kalması türk halkına haksızlıktır, hakarettir.
dolayısıyla en mantıklı olan ayrılmadan önce söze dayalı etnik sayım yapmak ve bölünmenin ardından mübadele yapmak. kendini türk hisseden batıda kalabilir. fakat kürdüm diyorsa doğuda kalan türklerle yer değiştirmelidir. kürtler 90 yıldır verdikleri bağımsızlık mücadelelerinin neticesini alırlar, doğudaki türkler de en iyi şekilde ister batı kırsalına ister batı şehirlerine yerleştirilir.
ayrılmada hangi şehirlerin ayrılacağı ise bdpye verilen destek doğrultusunda incelenebilir. internette milliyetçilerin hazırladıkları haritalar kürt sorunuyla alakasız olduğu için o harita üzerinden fikir beyan etmek yersiz olur. 2011 seçim haritasının yardımıyla pkknın %60 ve üzeri destek bulduğu şehirlerin türkiye toprakları içerisinde kalmasına imkân verilmemelidir. örnek: diyarbakır, batman, mardin, şırnak, hakkari van, siirt, bitlis, tunceli gibi sağı solu belli olmayan şehirlerin akıbeti asıl düşünülmesi gereken konu. yukarıda da bahsettiğim gibi sadece mardinden ayrılınsa kaçak elektrik %10 azalıyor.
bahsettiğim şehirlerin temelinde bir ayrılığın ardından türkiyenin iraka sınırı kalmadığı için olası bir terörist akışından tamamen muaf olacak. yeni sınırda kullanılacak materyaller bakımından. öte yandan van hiç olmadı ağrı, ığdır ile iranla sınırı devam ettiği için petrol ve doğalgaz akışı sekteye uğramayacak. kerkük yumurtalık boru hattı sekteye uğrasa da amerikanın petrole olan ilgisi sebebiyle kürdistanın bu boru hattındaki akışı keseceğini sanmıyorum.
önümüzde duran bu göstergeler ışığında türklerin kürtlerden ayrılması günümüzde yapılması gereken eylemlerin başında gelmektedir. yıllardır türklerin türk kürt kardeştir, vatan bölünmez gibi sonucunu düşünmeden fırlattığı sloganların ceremesini ileride yine şuanda genç olan bizler çekeceğiz.
Bir zamanlar ama öyle ortaçağ'da falan değil mesela yirmi yıl önce bitlis çoğunluğu türk olan bir kentti. Ahlat ilçesinin belediyesi iki dönem önce mhp'deydi. Bugun aynı ilçede hdp yüzde 61 oy aldı.
30 yıl evvel van'ın, 40 yıl önce urfa'nın 50 yıl önce diyarbakır'ın en az yarısı türk'tü.
Bugün ise hdp yani kürtler aydın, izmir, istanbul'da yüzde 10'u geçti. Aydın'ın Germencik ilçesinde yüzde 17, antalya kepez'de 12, ankara çankaya'da bile yüzde 8 oy aldı. Bir bu kadar da hdp'yi desteklemeyen vardır. Biraz önce bahsettiğim 30-40 yıl evvel olan olaylar hep böyle ağırdan başladi.
Türkiye bir milliyetçilik virüsü ile karşı karşıya. Her milliyetçiliği aynı kefeye koyan mal anarşistlerden yahut onlardan daha mal sosyalistlerden değilim. Ama cidden burda büyük tehlike var. Kürtler bariz etnik milliyetçilik yapıyor. Adamların yüzde 97 oy aldığı ilceler var. 20.000 seçmeni olan yerler buralar üstelik. Hdp'nin doğu ve güneydoğu oyları kemikleşti. Bir daha herhangi bir partiye nah doner. Adamlar kürdlere kürdçülüğu öğreten akp'ye bile türk partisi diyor.
italya'da lega nord diye bir parti var. Milliyetçi bir parti. Ama kendisi ile aynı dili konuşan, aynı kültürü yaşayan güney italyanlardan ayrılmak istiyor. Bizde ise kürdlerle ayrilmanın lafı bile edilmiyor. Taşak kokulu bir güruh hemen vatan topraaağ diye ulumaya başlıyor. Ya bari siktir git 20 çocuk yap diyoruz o da yok. Vakit çok geç olmadan bölünme konuşulmalı. doğuyu kaybetmeyelim derken aydın'ı, manisa'yı kaybediyoruz eblehler.
