ayrılık trenine bindi sevgili.. ardına bakmadı.. gözyaşlarımı silmek ne kelime görmedi bile.. bindi o trene.. bir elinde valizi, diğer elinde sımsıkı tuttuğu bir mektup.. son sözlerimdi sevdiğime.. gidiyordu gözlerimin önünden yine.. yazılanları bilmeden biniyordu ayrılık trenine.. tam binecekken durdu.. dönecek sandım o an geriye.. hemen sildim gözyaşlarımı o an toparladım asılan suratımı.. oysa heyecanımda duyduğum aşk gibi kursağımda kalmıştı yine.. neden mi ?
sevgili durdu, elinden valizi bıraktı yere, kağıdı tuttu iki eliyle.. yırttı ortadan ikiye ve fırlattı yere değersiz bir nesne gibi.. biniyordu işte ayrılık trenine.. ama bilmiyordu ki benim içimdeki ayrılık treni çoktan kalkmıştı ufuk çizgisine..
biraz hüzünlüyken biraz dağınıkken gecenin bir yarısı dinlerseniz ağlatır, sonra sabaha karşı dilinizde hep aynı cümleler;
'anladım bu hayat bize artık hiç gülmeyecek
biraz acı, biraz rakı, böyle sürüp gidecek