ayrılık sevdaya dahil

entry58 galeri2
    58.
  1. Sanmıştık ki ikimiz yeryüzünde ancak birbirimiz için varız
    ikimiz sanmıştık ki tek kişilik bir yalnızlığa bile rahatça sığarız
    Hiç yanılmamışız her an düşüp düşüp kristal bir bardak gibi
    Tuz parça kırılsak da hala içimizde o yanardağ ağzı
    Hala kıpkızıl gülümseyen sanki ateşten bir tebessüm zehir zemberek AŞKIMIZ..
    1 ...
  2. 57.
  3. vurucu dizeler barindiran bir atilla ilhan siiri.

    uzun zaman baslayan her seyin daima devam edecegine inandim.
    basladiysa bitmesi imkansizdi sanki.
    her ne kadar kulaga hos gelse de, nasil ayrilanlar hala sevgili?
    siirde insani etkileyen gercek hayatta bazen ne kadar anlamsiz gelebiliyor.
    ama iste yazarken bile insan inanmadiklarini yazmiyor mu?
    ögrenme firsati olsaydi cok isterdim bilmeyi.
    icinde hayatinda artik olmayan birine olan sonsuz zannedilen
    sevgiden ötürü mü yazilmis bu satirlar?
    "ikimiz sanmıştık ki tek kişilik bir yalnızlığa bile rahatça sığarız",
    nasil bir yalnizliktir o mesela?
    4 ...
  4. 55.
  5. ayrılanlar hala sevgili falan değil. yemeyin.
    0 ...
  6. 54.
  7. ölüm de hayata dahil benzeri bir tabir..
    0 ...
  8. 53.
  9. atilla ilhan'ın kaleminden ve zuhal olcay'ın muazzam duru sesinden dinlenesi bir parça. özellikle ayrıldığı kişiye bok atan ergenlerin dinlemesi ve örnek alması gerekir. çünkü ayrılık da sevdaya dahil.
    2 ...
  10. 52.
  11. 51.
  12. işin dertli yanı tüm aşkların da tüm ayrılıklar gibi aynı olmasıdır, onca iyi şey vardır, neşeli... ölürsün aşkından ama bir kalp krizi gibi sıkıştırıverir anlık ayrılık. ölmezsin aksi gibi ancak her hatırladığında sırtından kaynar sular boşalır ve kalbin sıkışır yeniden.

    fazla farazi bir açıklama oldu azıcık da bilim katayım; bundan iki sene kadardı yanılmıyorsam; bir bilim kadını aşık insanlarla, deli insanların mr larını çekti, sonuç oldukça şaşırtıcıydı çünkü bir aşığın beyni bir delinin beyni gibi çalışıyordu.

    aşk delilik sanırım.
    1 ...
  13. 50.
  14. acını saklama. asla erteleme. acın seni insan yapan bir gerçekliktir. dana gibi böğürerek ağlamaktan utanma. için kanıyorken yüzünün gülmesi , kendini kandırma yolculuğunun ilk yanlış adımı olur. bunun ucu sonra gündüzleri süper makyaj yapıp, imrenilen bir iş kadını olup, geceleri yastığına ve yanlızlığına sarılıp sessizce ağlamaya kadar gider. ayrıldığın, terk ettiğin ya da terk eden adama/ kadına ne hissediyorsan o anda onu da saklama. kızgınsan küfret anasını satayım. kendine kızgınsan ana avrat düz git. özlüyorsan dön diye yalvar. saygı duyuyorsan hala sessizce yaşa acını. davacının aptalı derdini mübaşire anlatırmış. kimseye bıdı bıdı yapma. hayatında, yatağına aldğın, terindeki tuzun tadını, öpüşünün sıcaklığını, kokusunu ezebere bildiğin insanı iyi hatırla. onu inkar etmek kendini inkar etmektir. göğsünde bir madalyon gibi taşı geçmişini. o seni sen yapan kilometre taşlarından biri olacak ilerde çünkü. rüyalarına gelmesine izin ver. onsuzken bile onunla uyumaya devam et. iyi gelir. hayallerinde bile hala onunla sevişiyorsan, siz ayrılmadınız hala. üstadın dediği gibi ayrılık da sevdaya dahil. çünkü ayrılanlar hala sevgili! ama bir başka üstadın dediğine göre de, her aşk bir önceki aşktan yapılır. ve ayrılınmaz aslında hiç bir seferinde..

    ama hepsini siktir et sen. çok sevmek nedir biliyor musun dostum;

    çok sevmek kalmasını sağlamaktır
    3 ...
  15. 49.
  16. --spoiler--
    aynı terasa açılıyordu, yanyanaydı kapılarımız kaldığımız pansiyonda. sabahları ya da akşam üzerleri karşılaşıyorduk. ortak duş, ortak mutfak, çekingen bir selamlaşma. aynı terasta yanyana kuruyordu çamaşırlarımız. bu ürpertiyordu beni. acemi, tutuk bir kaç sözcük eşliğinde beyaz şarap içerek aynı terasta seyrediyorduk günbatımını. bu da ürpertiyordu beni.
    ışığın azalan şiddetinde yanyanaydı terasa vuran gölgelerimiz ve karışıyordu birbirine. elimizde olmadan gülümsemiştik bakışlarımız çarpıştığında. sahildeydik ve aynı kitabı okuyorduk ilk karşılaşmamızda da. sezon açılmamıştı, seyrekti sahiller, daha erken yaz gülümsüyordu. pansiyon önündeki sandalların kıpırtısı, çiçeklerin çekingen dirimi, günbatımıyla gölgelenmiş alanların rengi kalmış aklımda. ikimiz de yalnızdık ve birbirimize ilişmemeye çalışıyorduk adını kimselerin bilmediği o uzak sahil kasabasında... oysa güneşin batışını izlemek gibi kendiliğinden bir birlikteliğe dönüştü paylaştığımız şeyler. birbirinden kamaşmaya başlamıştı. tenlerimiz, dokunmasan da, yanındaki gövdeyi duymanın şiddetine dönüşmüştü. aramızdaki çekim tenin çağrısı hazırdı kendine kurulan bütün tuzaklara. o akşam terastaydık gene. gün çoktan batmıştı. çamaşırlar asılıydı, uzaktan şarkılar geliyordu ve kekik kokuları... nedense herzamankinden başka bakıyordun bana. sonra usulca dedin ki: "ilk kez birinin tenine dokunma isteği duyuyorum içimde." benim için yaz başlamıştı. "dokun öyleyse" dedim. sustun. uzun uzun baktık birbirimize. kendine nasıl karşı koyduğun okunuyordu yüzünün derinliklerinde...
    sonra hiçbir şey söylemeden usulca kalktın, odana gittin, yavaşça örttün kapını. saatlerce orada, gecede ve terasta kaldım. sabah uyandığımda, odanın kapısı açıktı, eşyalarını toplayıp gitmiştin, baktım... yalnızca terasta unuttuğun havlu çırpınıyordu rüzgarda.
    bir daha hiç rastlamadım sana. hiçbir yerde, hiçbir yazda. düşünüyorum aradan onüç yıl geçmiş. onüç yıl içinde uyanan o isteğin anısı saklı duruyor mu sende?
    birden adını hatırlamadığımı farkettim bunu yazarken. ama terasta çırpınan havlunun rengi hala gözlerimin önünde...
    onüç yıl sonra şimdi sevgilimden ayrıldığım bu derin, bu kavurucu günlerde, neden ansızın aklıma düştüğümü sordum kendime.
    sonra anladım:
    "bir aşk birçok aşktan yapılıyor ve ayrılınmıyor hiç bir seferinde!"...
    --spoiler--
    1 ...
  17. 48.
  18. 47.
  19. --spoiler--
    adım sonbahar

    Nasıl iş bu

    her yanına çiçek yağmış

    erik ağacının

    ışık içinde yüzüyor

    neresinden baksan

    gözlerin kamaşır.

    Oysa ben aksam olmuşum

    yapraklarım dökülüyor

    usul usul

    adım sonbahar.

    --spoiler--
    1 ...
  20. 46.
  21. bazen olası bir ayrılığı tahayyül etmeye çalışırsın bir sevda ihtimalinin içindeyken. hazırlıklı olmaya çalışmak de istersen, istersen melankoli düşkünlüğü, istersen de yalnızken de başının çaresine bakabildiğini hatırlama ihtiyacı. o ihtimalin daha ilk dönemeçte tipiye tutulduğu bi anda vuruverir bu his. ya da o dönemeç aşıldıktan sonraki en mutlu ve en sorunsuz anında yakalayıverir seni. huzur batmamalıdır oysa. ama daha önce, varlığı yoklukta bulmak zorunda bırakılmış bi insansan, sıyrılamazsın öyle kolay o korkulardan. kahretsin, ne zaman gitmemişsindir ki korkularının üstüne? ne zaman yüzleşmeden örtbas etmişsindir ki duygularını? kör cesaretini yitirmek istemeyen, ondan beslenen ve hep bu cesareti, gücü sebebiyle ilk adımını attığı güzelliklerin son adımını atmak da kendisine bırakılan bir insansan, bu kez o ayrılık anı gelip çatmadan provasını yapmaya başlar gönül. nasılsa gidecektir, nasılsa kalmayacaktır, ya da belki de istese de kalamayacaktır. ve bu kez, onu diğer gidenlerle aynı kefeye koymamak, onların ardından bu kırılganlıkla onlara zarar verdiğin gibi, ona da zarar vermemek adına, bağışıklığını hatırlamaya çalışırsın. o giderse, gitmek isterse tutmayacaksındır. en bırakmak istemediğin o olsa bile ve istesen bırakmayacak güce eriştiğin bi hale bürünebildiğin halde, olabildiğince özgür bırakıcaksındır o'nu. o'nun özgürlüğüne duyduğun saygı, kendi çekeceğin sızıya bedel olsa da.

    bambaşka bi şekilde dahil oluverir o an ayrılık sevdaya. o'nun; kendi yekliğini, gün gelip de ikinizin yekliğine tercih edebileceği ihtimali kalbe düştüğünde...

    senin yekliğin? sen; o'nun yekliğini de kattığın için ruhuna, çoğalırsın, kendine sığmaz, kendinden taşarsın. aşmanın sırrı budur.
    0 ...
  22. 46.
  23. bu vedat sakman'dan dinlenince güzel olur çok harika bir şiirdir. bazı gerçekleri kabullenmek gerekir. iki yabancı değiliz!
    0 ...
  24. 45.
  25. çünkü ayrılanlar hala sevgili diye devam eden attila ilhan dizesi. doğruluk payını sorgulamaktayım bu aralar.
    1 ...
  26. 44.
  27. tam da böyle demişti işte.
    yine gideceğini bile bile sustum,dinledim.
    sarhoş bir kadın balladı sana benimki.
    ben susarım sormam. sonra sen susarsın.
    sonra hayatımıza soktuğumuz yetim ihanetler susar.
    1 ...
  28. 43.
  29. cunku ayriliklar da sevdaya dahil
    cunku ayrilanlar hala sevgili...
    2 ...
  30. 42.
  31. Sevdadan ölmek.
    Seven adam neden ayrılsın ölüm yoksa sonunda hatta varsa sonunda.Bir taraf seviyordur diğer taraf gidiyordur demek ki ayrılıklar tek taraflı sev-dadanmış.Ne şarkılar yazılmış ne şiirler bu nedir anlamadım seviyorsan neden ayrılık olsun.Sevmek kelimesinin hakkını veremeyen insan toplulukları yaşar bu durumu bence ve yine yazılmış bir türkü vardır ki anlatır içine işleye işleye.

    ayrilikta sevdadandir

    bir ay doydu niye doğdu
    beni kederlere doğdu
    yokluğun ömrümü saydı
    tütün bastım oy yarama
    geceler ömrümü sağdı
    tütün bastım ay yarama

    vedalaşmadan gidersen
    yürek anlar ayrılıyı
    ayrılık da sevdadandır
    ben bilirim sevdalıyı

    yüreğimi yer yaşarım
    ay karanlıya şaşarım
    yüreğimi yer yaşarım
    ayın şavkına şaşarım
    zühre olmazsan geceme
    topraklara karışırım

    zührem olmazsan geceme
    karanlığa karışırım.

    söz - müzik: tunay bozyiğit
    seslendiren: emrah altınok

    http://www.dailymotion.co...adandr-emrah-altnok_music buda dinlemek isteyene.
    2 ...
  32. 41.
  33. zuhal olcayın sesiyle büyülediği , ayrılığın ve aşkın en güzel anlatıldığı atilla ilhan şiiri
    0 ...
  34. 40.
  35. 39.
  36. sevdaya her şey dahil, çünkü sevda hayatın nüvesi.
    0 ...
  37. 38.
  38. ay ışığına batmış
    karabiber ağaçları
    gümüş tozu
    gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar
    yaseminler unutulmuş
    tedirgin gülümser
    çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
    çünkü ayrılık da sevdaya dahil
    çünkü ayrılanlar hala sevgili
    hiç bir anı tek başına yaşayamazlar
    her an ötekisiyle birlikte
    herşey onunla ilgili
    sözlerine sahip atilla ilhanın mükemmel şiiri. zuhal olcay söyleyince ise bambaşka işte.
    3 ...
  39. 37.
  40. 36.
  41. zuhal olcayın pek güzel söylediği şarkı.
    0 ...
  42. 35.
  43. 'çünkü ayrılıkta sevdaya dahil, çünkü ayrılanlar hala sevgili' diyen şiirin bu satırını baz alırsak kimin eli kimin cebinde belli değil... * *
    0 ...
  44. 34.
  45. atilla ilhan şiirinin bi kısmı kullanılarak yapılan şarkıyı vedat sakmandan dinlediğinizde ruhunuzu saran duygu yoğunluğunu hissedeceksiniz.

    Açılmış sarmaşık gülleri kokularıyla baygın
    En görkemli saatinde yıldız alacasının
    Gizli bir yılan gibi yuvalanmış içimde keder
    Uzak bir telefonda ağlayan yağmurlu genç kadın

    Çünkü ayrılık da sevdaya dahil
    Çünkü ayrılanlar hala sevgili

    Rüzgar uzak karanlıklara sürmüş yıldızları
    Mor kıvılcımlar geçiyor dağınık yalnızlığımdan
    Onu çok arıyorum onu çok arıyorum
    Her yerinde vücudumun ağır yanık sızıları

    Çünkü ayrılık da sevdaya dahil
    Çünkü ayrılanlar hala sevgili

    Ay ışığına batmış karabiber ağaçları gümüş tozu
    Gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar
    Yaseminler unutulmuş tedirgin gülümser
    Çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var


    Çünkü ayrılık da sevdaya dahil
    Çünkü ayrılanlar hala sevgili

    buyrun burdan yakın: http://www.youtube.com/watch?v=gu51hkHlwEo
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük