ayrılık sevdaya dahil

entry58 galeri2
    26.
  1. ayıran ölüm ise dahildir yoksa yeni sevdaların yolunu açar ayrılık sadece... söylenen güzel sözler, edilen yeminler, o muhteşem bakışlar, o el ele iken terlene ten, gülüşler ve sessiz kalmanın bile verdiği o muhteşem mutluluk ayrılık geldiğininde başkasına hissetmek için giderler...

    yani ne ayrılık sevdaya dahil ne de sevda ölüm ayırmadıkca devam ediyor...
    0 ...
  2. 27.
  3. 28.
  4. 29.
  5. how it ends ile dinlenince yerle bir eden şiirdir.
    0 ...
  6. 30.
  7. "yalnızlık" ve "özgürlük" üzerine;

    --spoiler--
    yalnizlarin en buyuk sorunu
    tek basina ozgurluk ne ise yarayacak
    bir turlu cozemedikleri bu
    olu bir gezegenin
    soguk tenhaligina
    benzemesin diye
    ozgurluk mutlaka paylasilacak
    suc ortagi bir sevgiliyle
    --spoiler--
    4 ...
  8. 31.
  9. onu çok aradığınızda, onu yine çok aradığınızda ve heryerinizde vucudunuzun agir yanik sizilarinı hissettiğinizde açıp okunulası atilla ilhan şiiri. zuhal olcay yorumuyla içimde tamamlanan ezgi.
    4 ...
  10. 32.
  11. 33.
  12. ayrılanlar unutamadıkları sürece hep sevgililer.
    1 ...
  13. 34.
  14. atilla ilhan şiirinin bi kısmı kullanılarak yapılan şarkıyı vedat sakmandan dinlediğinizde ruhunuzu saran duygu yoğunluğunu hissedeceksiniz.

    Açılmış sarmaşık gülleri kokularıyla baygın
    En görkemli saatinde yıldız alacasının
    Gizli bir yılan gibi yuvalanmış içimde keder
    Uzak bir telefonda ağlayan yağmurlu genç kadın

    Çünkü ayrılık da sevdaya dahil
    Çünkü ayrılanlar hala sevgili

    Rüzgar uzak karanlıklara sürmüş yıldızları
    Mor kıvılcımlar geçiyor dağınık yalnızlığımdan
    Onu çok arıyorum onu çok arıyorum
    Her yerinde vücudumun ağır yanık sızıları

    Çünkü ayrılık da sevdaya dahil
    Çünkü ayrılanlar hala sevgili

    Ay ışığına batmış karabiber ağaçları gümüş tozu
    Gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar
    Yaseminler unutulmuş tedirgin gülümser
    Çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var


    Çünkü ayrılık da sevdaya dahil
    Çünkü ayrılanlar hala sevgili

    buyrun burdan yakın: http://www.youtube.com/watch?v=gu51hkHlwEo
    2 ...
  15. 35.
  16. 'çünkü ayrılıkta sevdaya dahil, çünkü ayrılanlar hala sevgili' diyen şiirin bu satırını baz alırsak kimin eli kimin cebinde belli değil... * *
    0 ...
  17. 36.
  18. zuhal olcayın pek güzel söylediği şarkı.
    0 ...
  19. 37.
  20. 38.
  21. ay ışığına batmış
    karabiber ağaçları
    gümüş tozu
    gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar
    yaseminler unutulmuş
    tedirgin gülümser
    çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
    çünkü ayrılık da sevdaya dahil
    çünkü ayrılanlar hala sevgili
    hiç bir anı tek başına yaşayamazlar
    her an ötekisiyle birlikte
    herşey onunla ilgili
    sözlerine sahip atilla ilhanın mükemmel şiiri. zuhal olcay söyleyince ise bambaşka işte.
    3 ...
  22. 39.
  23. sevdaya her şey dahil, çünkü sevda hayatın nüvesi.
    0 ...
  24. 40.
  25. 41.
  26. zuhal olcayın sesiyle büyülediği , ayrılığın ve aşkın en güzel anlatıldığı atilla ilhan şiiri
    0 ...
  27. 42.
  28. Sevdadan ölmek.
    Seven adam neden ayrılsın ölüm yoksa sonunda hatta varsa sonunda.Bir taraf seviyordur diğer taraf gidiyordur demek ki ayrılıklar tek taraflı sev-dadanmış.Ne şarkılar yazılmış ne şiirler bu nedir anlamadım seviyorsan neden ayrılık olsun.Sevmek kelimesinin hakkını veremeyen insan toplulukları yaşar bu durumu bence ve yine yazılmış bir türkü vardır ki anlatır içine işleye işleye.

    ayrilikta sevdadandir

    bir ay doydu niye doğdu
    beni kederlere doğdu
    yokluğun ömrümü saydı
    tütün bastım oy yarama
    geceler ömrümü sağdı
    tütün bastım ay yarama

    vedalaşmadan gidersen
    yürek anlar ayrılıyı
    ayrılık da sevdadandır
    ben bilirim sevdalıyı

    yüreğimi yer yaşarım
    ay karanlıya şaşarım
    yüreğimi yer yaşarım
    ayın şavkına şaşarım
    zühre olmazsan geceme
    topraklara karışırım

    zührem olmazsan geceme
    karanlığa karışırım.

    söz - müzik: tunay bozyiğit
    seslendiren: emrah altınok

    http://www.dailymotion.co...adandr-emrah-altnok_music buda dinlemek isteyene.
    2 ...
  29. 43.
  30. cunku ayriliklar da sevdaya dahil
    cunku ayrilanlar hala sevgili...
    2 ...
  31. 44.
  32. tam da böyle demişti işte.
    yine gideceğini bile bile sustum,dinledim.
    sarhoş bir kadın balladı sana benimki.
    ben susarım sormam. sonra sen susarsın.
    sonra hayatımıza soktuğumuz yetim ihanetler susar.
    1 ...
  33. 45.
  34. çünkü ayrılanlar hala sevgili diye devam eden attila ilhan dizesi. doğruluk payını sorgulamaktayım bu aralar.
    1 ...
  35. 46.
  36. bu vedat sakman'dan dinlenince güzel olur çok harika bir şiirdir. bazı gerçekleri kabullenmek gerekir. iki yabancı değiliz!
    0 ...
  37. 46.
  38. bazen olası bir ayrılığı tahayyül etmeye çalışırsın bir sevda ihtimalinin içindeyken. hazırlıklı olmaya çalışmak de istersen, istersen melankoli düşkünlüğü, istersen de yalnızken de başının çaresine bakabildiğini hatırlama ihtiyacı. o ihtimalin daha ilk dönemeçte tipiye tutulduğu bi anda vuruverir bu his. ya da o dönemeç aşıldıktan sonraki en mutlu ve en sorunsuz anında yakalayıverir seni. huzur batmamalıdır oysa. ama daha önce, varlığı yoklukta bulmak zorunda bırakılmış bi insansan, sıyrılamazsın öyle kolay o korkulardan. kahretsin, ne zaman gitmemişsindir ki korkularının üstüne? ne zaman yüzleşmeden örtbas etmişsindir ki duygularını? kör cesaretini yitirmek istemeyen, ondan beslenen ve hep bu cesareti, gücü sebebiyle ilk adımını attığı güzelliklerin son adımını atmak da kendisine bırakılan bir insansan, bu kez o ayrılık anı gelip çatmadan provasını yapmaya başlar gönül. nasılsa gidecektir, nasılsa kalmayacaktır, ya da belki de istese de kalamayacaktır. ve bu kez, onu diğer gidenlerle aynı kefeye koymamak, onların ardından bu kırılganlıkla onlara zarar verdiğin gibi, ona da zarar vermemek adına, bağışıklığını hatırlamaya çalışırsın. o giderse, gitmek isterse tutmayacaksındır. en bırakmak istemediğin o olsa bile ve istesen bırakmayacak güce eriştiğin bi hale bürünebildiğin halde, olabildiğince özgür bırakıcaksındır o'nu. o'nun özgürlüğüne duyduğun saygı, kendi çekeceğin sızıya bedel olsa da.

    bambaşka bi şekilde dahil oluverir o an ayrılık sevdaya. o'nun; kendi yekliğini, gün gelip de ikinizin yekliğine tercih edebileceği ihtimali kalbe düştüğünde...

    senin yekliğin? sen; o'nun yekliğini de kattığın için ruhuna, çoğalırsın, kendine sığmaz, kendinden taşarsın. aşmanın sırrı budur.
    0 ...
  39. 47.
  40. --spoiler--
    adım sonbahar

    Nasıl iş bu

    her yanına çiçek yağmış

    erik ağacının

    ışık içinde yüzüyor

    neresinden baksan

    gözlerin kamaşır.

    Oysa ben aksam olmuşum

    yapraklarım dökülüyor

    usul usul

    adım sonbahar.

    --spoiler--
    1 ...
  41. 48.
  42. 49.
  43. --spoiler--
    aynı terasa açılıyordu, yanyanaydı kapılarımız kaldığımız pansiyonda. sabahları ya da akşam üzerleri karşılaşıyorduk. ortak duş, ortak mutfak, çekingen bir selamlaşma. aynı terasta yanyana kuruyordu çamaşırlarımız. bu ürpertiyordu beni. acemi, tutuk bir kaç sözcük eşliğinde beyaz şarap içerek aynı terasta seyrediyorduk günbatımını. bu da ürpertiyordu beni.
    ışığın azalan şiddetinde yanyanaydı terasa vuran gölgelerimiz ve karışıyordu birbirine. elimizde olmadan gülümsemiştik bakışlarımız çarpıştığında. sahildeydik ve aynı kitabı okuyorduk ilk karşılaşmamızda da. sezon açılmamıştı, seyrekti sahiller, daha erken yaz gülümsüyordu. pansiyon önündeki sandalların kıpırtısı, çiçeklerin çekingen dirimi, günbatımıyla gölgelenmiş alanların rengi kalmış aklımda. ikimiz de yalnızdık ve birbirimize ilişmemeye çalışıyorduk adını kimselerin bilmediği o uzak sahil kasabasında... oysa güneşin batışını izlemek gibi kendiliğinden bir birlikteliğe dönüştü paylaştığımız şeyler. birbirinden kamaşmaya başlamıştı. tenlerimiz, dokunmasan da, yanındaki gövdeyi duymanın şiddetine dönüşmüştü. aramızdaki çekim tenin çağrısı hazırdı kendine kurulan bütün tuzaklara. o akşam terastaydık gene. gün çoktan batmıştı. çamaşırlar asılıydı, uzaktan şarkılar geliyordu ve kekik kokuları... nedense herzamankinden başka bakıyordun bana. sonra usulca dedin ki: "ilk kez birinin tenine dokunma isteği duyuyorum içimde." benim için yaz başlamıştı. "dokun öyleyse" dedim. sustun. uzun uzun baktık birbirimize. kendine nasıl karşı koyduğun okunuyordu yüzünün derinliklerinde...
    sonra hiçbir şey söylemeden usulca kalktın, odana gittin, yavaşça örttün kapını. saatlerce orada, gecede ve terasta kaldım. sabah uyandığımda, odanın kapısı açıktı, eşyalarını toplayıp gitmiştin, baktım... yalnızca terasta unuttuğun havlu çırpınıyordu rüzgarda.
    bir daha hiç rastlamadım sana. hiçbir yerde, hiçbir yazda. düşünüyorum aradan onüç yıl geçmiş. onüç yıl içinde uyanan o isteğin anısı saklı duruyor mu sende?
    birden adını hatırlamadığımı farkettim bunu yazarken. ama terasta çırpınan havlunun rengi hala gözlerimin önünde...
    onüç yıl sonra şimdi sevgilimden ayrıldığım bu derin, bu kavurucu günlerde, neden ansızın aklıma düştüğümü sordum kendime.
    sonra anladım:
    "bir aşk birçok aşktan yapılıyor ve ayrılınmıyor hiç bir seferinde!"...
    --spoiler--
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük