Çünkü hiçbir sevda sonsuza kadar sürmez. Su bile mükemmel bir bileşikken o bile moleküllerine ayrılıyorsa en küçük olayda tanınmaz hale gelen adına insan denilen bu vefasız canlı birlikteliği ne kadar taşıyabilir ki?
Hem fiziksel hem de ruhsal bir birliktelik olur. yaşamınız belirli bir seyirde giderken aslında daha sonra çok da basit olan şeylerden dolayı ayrılık olduğunu görürsünüz. bunu kendinize yakıştıramazsınız ve devamsızlı aklınıza gelir. geldikçe daha çok üzülürsünüz. bu epey bir devam eder.
birlikte geçtiğiniz sokaklarda, birlikte film izlediğiniz sinemada, birlikte yağmuru hissedişinizde ve dahası onunla yaptığınız her şeyde artık yalnız oluşunuzdan ötürü üzer ayrılık. geçtiğiniz sokaklardan geçerken, elinizde eli olmadığını, yanınızda olmadığını özümsediğinizde de üzüleceksinizdir. ayrılık kötüdür. kötü. bir de severek ayrıldıysanız. neyse.
seviyorsan üzer, ömrünü ona adadıysan üzer, en kötü gününde ayrılık olduysa üzer. kısacası seviyorsan ayrılık olur zaten sevmiyorsan adı ayrılık bile olmaz.
Geleceğini sevdiğin kişiye göre planlamissindir. Tüm o hayaller birden yıkılır. Eee şimdi nolacak? Ne yapacağım diye bir çaresizlik hali oluşur. Terk edilen sensen büyük ihtimal kendini suçlarsın. Bir güzel psikolojini bozarsın. Öyle şeylerden işte.
ayrılık üzmez, daha beteri adamı siker. bunun sebebi acısı hiç geçmeyeceği içindir. asıl soru neden üzer değildir. asıl soru ''ayrılık sevdaya dahil mi?'' sorusudur.
Artık sana eskisi gibi bakmayacaktır sevgilin, kaşlarının duruşunu bile seven o adam sana bir yabancıya bakar gibi bakacaktır ayrılık sonrası. Sanırım kimsenin seni artık o kadar sevemeyeceğini bilmek üzer insanı.
ciddiyim, hani böyle o uzuvları içinde hissediyormuşsun hissi. hmmpppffff... muhteşem bir acı. turkuaz gibi.
çok aybediyor işte o acı. onun ben amına koyim.