yok yok kesin karar verdim artık, bizim sözlükçülerin hepsi yeşilçamlı. hepsi artist lan bunların. bi tane de bakkal ali amca'nın oğlu memet, kasap nuri efendi'nin çırağı necmi olmaz mı ya sözlükte? nerde manikürcü leyla, terzi nurten? herkes mi kadir abi, herkes mi türkan sultan?
yok kısa mesajla ayrılmak racona tersmiş, yok msn'den yazarak ayrılıyorsan sen zaten hiç sevmemişsinmiş...
niye abi? altına da e-imzamı çaktım mı mis gibi ayrılık mektubu olur işte. illa da yağmurlu bi sonbaharda o ağacın altında ağlayarak mı ayrılmam lazım sevgilimden?
ayrılıklarda etik aranmaz, racon aranmaz çünkü ayrılmanın düzeylisi düzeysizi olmaz. ama düzeni olur.
karşındakine değer vermek aslında burda önemli olan. 'ben el-mek yazsam da 'ayrılalım sevgili' desem o da kabul etse koyun gibi ne de güzel olurdu pek de güzel olurdu'nun mantıklı bir açıklaması, bir savunması olamaz.
romantiklik değil ki burda konu, karşı tarafa duyduğun saygı. yaşadıklarına gösterdiğin önem.
racon nedir bilmem ben. anlamam öyle şeylerden. kalp kırmak dine ters imana ters.
adam insan yavrusu gibi 'konuşulur' ayrılınacaksa ayrılınır.
seviyorsan da yazarak değil gözlerin taa içine bakarak söylenir.
zaten boku çıktı aşkların. bir gün herkes susacak sadece klavye sesleri duyulacak!
bi gün herkes işlerini kısa mesajla yapacak. neden olmasın hepimizde en az 300 her yöne en fazla 5000 avea/3000 turkcell-vodafone bilmem ne bedava mesaj hakkımız var. her işimizi halletmeye yeter.
sevgiler
bakkal Mustafa Amca'nın kızı karfurda tuvalet gorevlisi zuleyha
Eski zamanlarda olsaydık ayrılmak için sevgiliye randevu verir en süslü püslü halimizle karşısına çıkar, gözlerinin içine dramatik bir şekilde bakarak ayrılmak istediğimizi söyler, daha iyilerine layık olduğu edebiyatını da eklerdik.
Şimdi sevgi ucuz, aşk ucuz, erişim ucuz. Bir sms veya e-mail yeterli hatta fazla bile. Ne gerek var ayrılık tiradlarına, her şeye olduğundan fazla değer biçmeye.
