Bir de severek ayrılmak vardır ki o ayrılıkların en beteridir. Yoksa insan artık sevmediği, yalan gibi kötü huyları olan birine rahatlıkla stir git de diyebilir. Ama iki kişi de seviyorsa...Belki aile baskısından, belki gelip geçici olduğu halde, o an için devleşmiş ve mutluluğun önüne perde çekmiş anlaşmazlıklardan ötürü ayrılmak zorunda kalır iki insan. Ne kadar büyük bir mutlulugun kaçıp gideceğini iki kişi de farkedebilse, ikisi de gurur yapmasa, basit detayları önemsemezler belki.. Ama onların basit olduğu iş işten geçtikten sonra anlaşılır. Ayrıldığını söylemek ve terketmek, en az terkedilmek kadar acı vericidir.
adı kadar ağırdır. üstelik aynı isimle yazılsa da her zaman, hepsinin tadı ayrıdır... soranlara "ayrıldık" denir, içiniz ayrılmasa da... kelimeler sizden hep bir adım önde gider çünkü... yaş ilerledikçe daha bir zorlaşır sanki... o değil bu; bu değil şu diye bulduğunuzu sandığınız; seçim yaptığınız son kaleniz de ayrılığın elindedir. Size kalan tozlu ganimetler...
Reddedilen üvey evlat muamelesi mi yapılmalı her gidene? gittiği kadarı kalır içimizde. anılar bırakmıyor, sevgi de zaten o kadar kolay tükenmiyor... sözcüklerin noktayı koyduğu yere, yürek noktalı virgülle devam eder... çünkü ayrılık da sevdaya dahil, çünkü ayrılanlar hala sevgili..
birlikte olduğunuz insanı bir saniye olsun gerçekten sevmişseniz, bir gün gelip da bu kararı vermek zorunda kaldığınızda o kişi sizi hala seviyorsa ölümden beter olan hadisedir.
ayrılmak istediğinizi söylemek dünyanın en zor şeyidir, o an, ayrılmak. arkanı dönüp gitmek.