acı içinde dudaklardan 'gitme' kelimesinin sessizce haykırılmasına rağmen birlikte biriktirilen anıların gözlerden damla damla düşmesine sebebiyet veren hadise..
ezginin günlüğü - gemi dinleyip gözyaşlarının bitmesiyle, the doors - the end dinleyerek her iki bileğe ikişer dik kesik atıldıktan sonra katlanılır olacak durum.
üzücü bir hadisedir. yakın zamanda başa gelmiştir.
-edit seni çok üzüyorum ayrılalım
+ohh ayrılınca sevinç yumağı olurum artık meyhanedeki arkadaşlarla,oleey yalnız kaldım, mal gibi kaldıımm!
-çok içme tımam mı?
+hea
-bak bana söz ver
+giderayak gene hayatıma müdahale...git kendine sövdürmeden... **
ayrılmak bazen isteyerek bazende istemeyerek bulunduğunuz yeri/ kişiyi terketmektir. eğer ayrıldığınız kişi sevdiğiniz bir kişiyse ondan uzaklaşmak ölüm gibi gelebilir. kalbiniz kanar, acır, yanar... bildiğiniz tüm acıları çekersiniz içinizde beyniniz gitmek ister kalbiniz kalmak. bu ikilem hayatın en zor kararıdır sizin için, uzun zaman düşünürsünüz bazen çaresiz kalırsınız tüm yolları denersiniz kalmak için tüm çıkışlardan dönersiniz gitmemek için. ama bir gün gelir döneceğiniz bir son çıkış bile kalmaz geride ve gitmek zorunda kalırsınız, ayrılırsınız. o andan sonra yaşayan bir ölüden farksız kalsa da ruhunuz.
cesarettir, güçtür ayrılmak, ayrılabilmek, ayrılmayı hayal edebilmek.
hüzündür, acıdır, azaptır, her şey bittikten sonra kafayı en uzun sure kurcalayan şeydir.
tattır, cok acı olsa da.
duygudur ,en agırından, insan oldugunu insana hatırlatan.
ama asıl teredduttur ayrılmak, en sonda ilki dusunmektir.
ilk günlerde onun herşeyi olan siz. ilerleyen zamanlarda artık öylesin birisinizdir.
ne sarıldığınızda o eski sıcaklığı yakalayabilirsiniz ne öptüğünüzde dudaklarındaki o eski tadı alabilirsiniz.
bilirsiniz birşeyler değişmiştir,bilirsiniz sanki artık birinin gitme vakti gelmiştir.
ama sesinizi çıkaramazsınız bilmiyor,anlamıyor gibi yaparsınız veda vakti hemen gelmesin istersiniz. birkaç gün birkaç ay daha geçer bırakmışlığın ardından yavaş yavaaş sizden uzaklaştığını farklı yrlerde farklı arayışlarda olduğunu hissdersiniz,her söylediği yalanı anladığınız halde ses çıkarmazsınız ta ki ses çıkarılması mümkün olmayan bir ana gelene kadar,olmamış gibi davranılamıycak yalanlar yakalayana kadar .. canınızı çok yakar sevdiğiniz adamın başka biriyle değil olması birazcık yakınlaşması bile.. başka biri için sizle kavga etmeyi göz alması,yalanlar ve yalanlar.. oluruna bırakılamayacak anlar,affetmeye çalışıpta afffemediğniz zamanlar.
artık yutkunamazsınız o nokta,gitmeniz gerektiğini bilmek ama ne zman çıkar ki ki sevdiğiniz adamın kokusu burnunuzdan,aklınızdan.
devamında ayılmak gereken durum. her aşkın bir gün ayrılıkla noktalanacağı gerçeğini kabul edemeyen bünyenin aşk sarhoşluğunu üzerinden atıp yeni umutlarla hayatına devam etmesi gerekir.
kişinin kendini kandırdığı eylem... kişi ayrılır kişiden, bir daha elele tutuşmamak, mum ışığında yemek yememek üzere, belki bir daha görüşmemecesine bitirir münasebetini. ama yastığa her kafasını koyduğunda içi acır uyuyamaz, günler özlem içinde geçer, ağlamaklı olur, ağlar da hatta çoğu zaman. özlem içinde geçen uzun zamanlar yaşar, bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar uzun zamanlar... o kadar birikir ki bu anlar elleri telefona gider kişinin, belki itiraf edecektir özlemini, ama yapamaz. ama gururdur bunun sebebi, ama sorunların devam edecek olması düşüncesidir. bu bocalamalarla aylarını yıllarını harcar insan... hani ayrılıktı bunun adı... ayrılmaktansa unutmayı tercih ederdim becerebilseydim eğer... *