bazen çaresiz hissedersin hani kendini...savunmasız kalmışsındır, ne yapacağını bilemezsin. topu yola kaçmış, tam alayım derken arabayla karşılaşmış bir çocuk gibi. bakakalırsın hani öylece. ne yapsan boştur, değişmez bir gerçektir o an. sonucu yaşamak isteyip istemediğini sormaz hayat sana. bunun gibidir bazen, tercih hakkın olmaz, yaşanması gerekendir, "ya da" yok!
en büyük etken aldatılmaktır. çok seversiniz, onsuz bir hayat düşünemezsiniz. Onun yüzüne değen rüzgar olmak istersiniz veya saçına düşen bir yağmur damlası. Böylesi severken aldatılırsınız. Artık ne kadar severseniz sevin ayrılmak zorundasınızdır çünkü ona bir daha asla dokunamayacaksınızdır. O gitmiştir şimdi karşınızdaki başka biridir. Karşınızdakine tahammül edemezsiniz, görmek istemezsiniz, ona dokunmaya kalksanız dahi içinizde müthiş bir huzursuzluk olur ve elinizi geri çekersiniz. Sizi asıl üzen şey aldatılmak değil, eski sevgiliyi sonsuza dek kaybetmektir. Bir ölüm acısı gibi yaşarsınız acınızı.
yapilmasi gereken sey ayrilmaktir ama aslinda iki tarafta istememektedir bu ayriligi.zor dokulur kelimeler agizdan,ne kadar iyi dilek varsa hepsi siralanir,yapilmis her uzucu sey icin ozur dilenir.ve ayrilik kucaklanip ruzgara karsi yurunur...
onlarca ay birlikte geçirilir, yanağınıza parmaklarının ucunu değdirse içiniz erir, sizin ona sevdiğinizi söylediğiniz anlar onun için vazgeçilmezdi, ilk günden beri buluşmaları birlikte geçen geceleri herşeyi tek tek defterine küçük notlar halinde kaydetmiştir. öyle çok seversiniz ki gözlerinizin içine bakan bir çift japon çizgifilmi karakteri gözü beyninize kazınmıştır,her gece rüyalarınıza girer.
ama birgün o kavgalardan birinde dayanamaz sevdicek, istemeden de olsa dökülür o sözler dilinden. konuştuğunda herşeyi susturmak istediğiniz o kişinin sesini şimdi engerekli bir yılanın çıngırağından çıkan ses gibi içiniz ürpererek dinlersiniz. ağlarsınız ama bu sefer birlikte geçen güzel zamanların sadece mazide kalacağına ağlarsınız. biter gider sevgili, bir kaç gün sonra konuşursunuz. o da seviyordur sizi eşşek gibi ama artık yüzünüze bile bakamayacaktır. ayırırsınız yollarınızı.
şimdi rüyalarınızdaki o japon çizgifilmi karakteri gözleri dolu dolu titrek bakar size. uyanır elinizi yüzünüzü yıkar boş yatağınıza geri dönersiniz ve bu hergece tekrarlar.
özellikle uzun mesafeli ilişkilerde çaresiz bir şekilde yaşanılan hadisedir. aradaki kilometreler zamanla her iki tarafıda yorar, yıpratır. evet belki "onu" özlemek bile sizin için eşsiz bir duygudur. zaten bu nedenledir o upuzun, bitmek bilmeyen yollardan nefret etmez, edemezsiniz çünkü o yollardır sevgilinize çıkan. aynı şey hüznün en acı şekilde hissedildiği yegane mekan otogarlar içinde geçerlidir. belki de ömrünüzün en nefret ettiğiniz anları bu mekanlarda hayat bulmuştur ama yine de vazgeçemez ikinci eviniz gibi kabullenirsiniz o yerleri.
ayrılıktır bir sevginin gücünü ölçecek en müthiş test, doğrudur. lakin en çok yanınızda olmasını istediğiniz anda sadece telefon ile yetiniyor olmanın acısıda büyüktür. zaman aktıkça, o aradaki olmamışlığı daha da büyütür. işte bu defa zamanın iyileştirici yönüyle değil; yıkıcı yönüyle tanışmış olduğunuzu farkedersiniz. böylece ayrılık kaçınılmaz olur. tüm bunların dışında mesafelere rağmen yürütülen ilişkilerde mevcuttur. ama dediğim gibi; zordur, yorar, yıpratır.
insanın hayata karşı gardını düşüren oluştur.en yakınlarınıza kaldıramayacakları bir bunalım da armağan edebilirsiniz bu çıkmazın içine düşerek.belki de ömrünüzün sonuna dek kalacak bir yara olur vicdanınızda,en kötüsü de budur.
ruhumun diğer yarısı, tam benim akıl, onsuz nefes bile alamam dersin; ne sen onunsundur ne de o senin. yavaş yavaş girdiği onsuz hiç bir anlamı kalmayacak hayatından çıkıp gider.
zordur. şu an içinde olduğum durum gibi gözüküyor ama saçmalıktır hepsi dış etkilerin oyunu ve maalesef ki bayanlar bizlere göre daha çok dışarıyı önemseyebiliyor.
