her ne kadar küçük düşürücü gibi görülse de belki de bu durumu, o anın koşulları içerisinde değerlendirmek gerekir. insanın sevgilisinden ayrdıldıktan sonra çekeceği acıyı, gireceği depresyonu aylar sürecek travmayı baştan bildiği için bütün bunları önlemek için yaptığı son bir hamledir.
ilk aşkta görülmesi muhtemeldir. insanlar ilkd efa aşık olduklarında hayatının insanını bulduğuna ayrıldığı takdirde yerine kimseyi koyamayacağına inanırlar. bu duygu yoğunluğu içinde bu tüden bir hareket çok da beklenmedik bir şey olmamlı.
daldan dala konduğunuz dönemler geldiğinde ottan boktan sebeplerle ayrılcaksınız. yani o günler de bugünlerden daha güzel günler değil.
büyük bir ahmaklıktır. ayrılmak isteyen sevgiliyi yalvar yakar vazgeçirdiysen bile ayrılmak isteyen sevgilinin kafasına ayrılık girmiştir bi kere ve bu fikir asla bitmez. senle çıkarken bişey olsunda ayrılalım diye bakar senin açıklarını kovalar. seninle en duygusal en yakın halinde bile ayrılmak kafasında vardır.
kısacası ayrılmak isteyene yalvarma hem sana yazık hemde ayrılmak isteyen çocuğa yazık be kardeşim. bırak herkes yolunda gitsin mutlu olsun!
yapılmaması gereken davranıştır. o zaten ayrılmak istiyorsa sizin yapacağınız hiç bir halt etki etmeyecektir. ağlayın zırlayın nafile. gitmek istiyorsa biri, sizden vazgeçmişse bırakın gitsin çünkü kalsa da bir fayda sağlamaz artık nafile.
teşebbüs dahi edilmemesi gereken durumdur. onu unutsanız bile o anı asla unutmayacaksınızdır. yıllar geçse dahi gururunuzda bir yara olarak kalır. hele bir de siz yalvarıyorken karşınızdaki garip bir tebessümle size bakıyorsa ilerde her aklınıza geldiğinde katil olmak istersiniz.*
acı o kadar büyüktür ki ne gurur ne de başka birşey gelir aklınıza , bir anılar gelir birde sevgi sözcükleri
ve ardından derin kalp yarası...
bunlar düşünülür ve ardından yalvarır insan korkudan , çaresizlikten ağlayarak yalvarır giden gururunamı , giden sevgiliye mi her ikisine de acır bu gönül,
yanan bilir...