sözlügümüz´deki yas ortalamasinin oldukca düsük oldugunun kolaylikla anlasildigi bir baslik daha. insanlar bu sevdicek, ask mesk olaylarina o yaslarda bu kadar düskün olurlar. sonradan büyüyünce gülerler o zaman ki düsüncelerine. bu hep simdiye kadar böyle olagelmistir. iste birisini seversin, vaaayy ne ask beee ölüyorum, yaniyorum, dersin. sonra meslek hayati baslar, isler ciddiye binmeye baslar. bir kadin cikar karsina evlenirsin, tutmazsa icabinda bosanirsin da...
sonra yillar gecer...
o ilk sevgiliyle karsilasirsin, büyük ihtimalle o da evlenmistir, coluga cocuga karismistir. karin da yanindadir. senin hanim la o sözümona ilk askin birden iyi bile anlasirlar. o eski askinin kocasi da iyice bir adamdir, sana islerinden bahseder, araya babaaaa dondurma isteriiim diyen cocuklar falan karisir, sen de o adama aklinca birseyler anlatirsin, sonra onlarin cocuklarinin uykulari gelir, izin isteyip kalkarlar.
onlar kalktiktan sonra karinla onlarla ilgili birkac kelime edersin, ama laf döner dolasir senin kendi iliskilerine yasamina gelir, ve orada kalir...o ugrunda gözyaslari döktügün, siirler yazdigin, kafani duvarlara vurdugun kisi, bes dakikalik bir konusma konusu bile olmaz.
almanya 1954´te futbol dünya kupasini kazanir, ama isin basinda hic de iyi sonuclar almamaktadirlar. o kötü oyunlardan birinin sonundaki basin toplantisinda bir gazeteci, takim antrenörü sepp herberger´e "bu kötü oyundan sonra neler söyleyebilirsiniz?" diye birsey sorar.
o da tarihe gecmis su ünlü sözü söyler : "nach dem spiel ist, vor dem spiel!!!"..(bir macin sonu sonrakinin basladigi andir)
olsun...gene de nostalji iyidir be...biraz gözyasi döküp üzülmek de lazim hani...
her şey biter, herkes gider,
gün bile kaçar gecenin koynuna saklanır,
birtek ben kalırım benliğimden taşar,
sevgim kahve gözlerinde yankılanır,
yaşanmamışları düşünür kuytularda üzülürüm...
+karda yürüyosssoon soğuktan donmak üzeresin ,uyumak tatlı geliyoo
ama bilmiyosun ki sen ölüyosoon.
-bidaha seyretme demedim mi lan şu filmi!
+ölüyossoon.