bende de vardı. bir yığın bahane sıralardı. yok çalışma şartlarım el vermiyor, yok ailemin durumu şu an kötü, yok maddi sıkıntım var ( haftada bir arkadaşlarıyla şehrin en lüks yerlerinde yemek yerdi) , yok şu an zamanım yok diye durmadan bahane anlatırdı. ayrılırkende böyle bir destan dolusu mesaj attı. zaten bahane arıyordu. ayrılık nedenide sırf üste söylediklerim tartışma falan olmadı aramızda. hatta keşke beni başka hayatta tanısaymış falan klişesine bile girdi.
bırak 10 günü 1 hafta sonra başkasıyla yemeğe çıkmış meğer. sonrada yemeğe çıktığı kişiyle sevgili olarak gördüm. Gerçi ayrılmadan önce de şüpheleniyordum. böylece haklı çıktım .
arkadaşlar aldığım bir ders var, ne uğruna olusa olsun ki yalnız kalmak da dahil size uymayan bir insanı düzeltirim, değiştiririm, bana böyle davranmaz, ben onun için farklıyım diye hayatınıza almayın erkek- kadın farketmeksizin. Hele ki hayatı sırf kendi etrafında döndüğünü düşünen, kendi hatalarına bahaneleri kolayca bulan, sürekli mağduru oynayan kişilerle daha başlamadan kaçın. Ben ilk hatasında affetmiştim şu an işler öyle bir sarpa sardı ki çıkamıyorum. Sorunlu insanları düzeltirim diye uğraşmayın düzeltemezsiniz, sizinde dengenizi bozarlar. sevgiyi ne hak etmeyene, ne çabalamayana bedavadan vermeyin.
edit: ondan da ayrılmış, maalesef aynı işyerine çalışıyoruz ve şuan ofisteki başka yeni gelen bir çalışanla flört ediyor gözümün önünde. sanırım ben topluma ait değilim. hatırası var diye 5 kuruş etmeyecek eşyayı bile saklıyorken insanlar kendileri için en ufacık şeyde başkalarını satabiliyormuş.
Ne fark eder ne kadar beklediği? Yani kırkının çıkmasını mı beklesin? seviyorsa yeni bulduğu kişiyi sevsin, ay yok daha 10 gün oldu şimdi sevemem mi diyecek.
bunun süresi mi var ki. varsa da kime göre neye göre? 10 gün beklemeyip 3 ay beklese tebrik mi alacak veya ayrıldığı kişiyle mi barışacak, barışsa da o ilişkiden hayır mı gelecek. gerçekçi olun, hayat kısa kuşlar uçuyor, geçmişe takılırsanız gelecekte çok pişman olursunuz. gerçekten sevip sevildiyseniz zaten ayrılmazdınız emin olun bir yerlerde bir sorun vardır. hayatınızı yaşayın gençler.
edit: gerçekler acıtır. ama verdiğiniz eksiler canımı acıtmıyor minnoşlar. siz eve kapanıp depresyon hırkanızı giyip acı çekmeye devam edin annem.
Kimine göre şerefsiz, kimine göre karaktersiz, kimine göreyse neler neler.
Hepsini geçtim ama anlamadığım şu, ayrıldıktan sonra bir zamanlar kişi için çok önemli olan bir insanın acı çekmesini hangi hastalıklı beyin isteyebilir ve acı çekmesinden mutlu olabilir ki?
Madem acı çekmesi seni mutlu ediyor neden zamanında o kadar mutluluk veya mutluluk verme umudu verdin?
Madem ayrıldınız neden sen de kendi hayatında dönmüyorsun arkadaşım, neden saçma sapan saplantılar içine giriyorsun? Ortada bir ayrılık varsa bu ilişkiden mutlu olamayan en az bir taraf vardır. Diğer taraf da neden kendi mutluluğu için çabalamaya başlamak varken mutlu (olan veya görünen) tarafın mutluluğunu hayret verici ve yer yer iğrenç olarak nitelendirip içten içe kinlenmektedir?
Özetle, sizi artık hiç ilgilendirmeyen kişidir.
Kimine göre de zaten ooh ne güzel, demek bu kadar kötü bir insanmış da haberin yokmuş ne güzel kurtulmuşsun kişisidir.
ayrıldıktan 10 gün sonra değildir o, günler öncesinden prensip anlaşmasına varılmıştır. resmi imzaların atılması için oyuncunun kulüple bağını koparması beklenmiştir.