ikisi de birbirini çok seviyordu ve bunu evlilikle taçlandırmışlardı. ilk zamanlarda herşey iyiyken zamanla aslında evliliğin tahmin ettikleri gibi olmadığını anladılar. aslında birbirlerini hala çok seviyorlardı ama olmuyordu işte, anlaşamıyorlardı.
günlerden bir gün erkek olanın aklına bir fikir gelir ve karısına açılır. buna göre oturdukları binanın arka bahçesine bir fidan dikecekler ve bu fidan 3 ay içerisinde kurursa evliliklerine son verecekler. eğer hala yeşil kalabilmişse bir daha ayrılık gibi birşeyi kesinlikle akıllarına getirmeyecekler. bu süre zarfında da odalarını ayıracaklar ve hiç konuşmayacaklar. kadının da aklına yatmış fikir ve ertesi gün bir fidan alıp dikmişler arka bahçeye.
1 ay sonra gecenin bi yarısı ellerinde ağzına kadar su dolu bidonlarlarla fidanın başında karşılaşmışlar.
ah aklıma .... cümlesini kurdurtan olay. o kadar zaman gecmesine ragmen unutmamak. ne yaptıgını bilmemek. meraktan çatlayacak gibi olmak. bu duyguların sonunda kurulan cümleciklerin her biridir işte.
çok b.ktan bir durumdur. çiftlerden herhangi birin bir hata yapması diğerinin bunu elimine edememesi sonucu yaşanır genellikle. iki kişide birbirini çok sevse de saçma sapan bir biçimde ayrılırlar, çünkü ayrıldıklarında birbirlerini cezalandırdıklarını zannederler. bilmezler ki birbirleri olmadan daha mutsuz olacaklardır. sonra farkederler birbirlerini ne kadar çok sevdiklerini ve pişman olurlar. birbirlerine dönmenin yollarını ararlar eğer arada büyük bir engel yoksa * yine büyük bir ihtimalle tekrar bir araya geleceklerdir. ***