ayrılığın ölümden daha fazla acı verdiğini anlatır..ölürsünüz zamanla unutulursunuz..bi daha çıkamazsınız karsısına..karsılasmazsınız bir yerde.. oysa ayrılmışsanız; bu daha kötüdür. çünki heran her yerde karsılasma potansiyeliniz oldukça yüksektir..her gördüğünüzde yüreginize bir yara daha açılır..
kısaca;
"ayrılıkla ölümü tartmışlar,50 dirhem fazla gelmiş ayrılık"
--spoiler--
bildiğim kendimi bildim bileli aşık olduğum,
bildiğim ancak aşıkken var olduğum...
işte bu yüzden, benim için aşık olmak;
çoktandır hasretine katlandığım yokluğum.
'eğer aşktan söz edildiğini duymamış olsalar
hiçbir zaman sevemeyecek olan insanlar vardır, '
demiş la rochefoucauld
benimse hep böylelerini severek başladı vurgunum...
2.
her durakta ölümsüz bir aşk edineceğim
bir bakıştan, bir duruştan,
çağrışımın sonsuz hızından
unutulmaz bir sevgili daha bırakacağım ardımda.
belki de yaşanabilecek en güzel serüveni
terk edeceğim
daha otobüsün ilk basamağında.
kim bilebilir ki?
sonrayı, sonrasını kim bilebilir?
gizli gizli veda edeceğim ona; görmeyecek
ve bu duyguyla burkulmuş yüreğim
otobüs camına bağrında bir ok ile
bir aşk levhası çizecek, ah min-el!
bu da ötekiler gibi,
kendisini ölesiye sevdiğimi bilmeden
yaşayıp gidecek..
3.
şimdi hemen kalksam buradan
hemen çıksam uzun sokaklardan birine
kiminle karşılaşabilirim
kime vurulurum ölesiye, eve dönmeden
geceme kuzguni bir cehennem gibi eklenen
bir ölümcül sevda hangi köşe başında
keser yolumu
bir tenhaya ulak olan
o suret avı
bırakır mı yakamı
haracı ödenmeden
bırakır mı yakamı
bir suretten, bir şiirden, bir hüzünden
ak kağıda düşürülmüş
imzasını görmeden
bırakmazlar yakamı, bilirim, ben ölmeden
4.
hangi aşk mümkündür aşığı öldürmeden
her aşk, her şiir
ardından uzun uzun bakılan adı bilinmedik sevgilerden,
küskün omuzlu terk edilmişliklerden,
perspektifinde hep bir sokak taşıyan
o sessiz
o faili meçhul cinayetlerden
resim altı sözcüklerden
aşk mümkün olsa idi ah, aşığı öldürmeden
bırakır mı yakamı kağıdın ölüm beyazı sureti
elle bilenmiş sözcükler,
yüreğime sokulan serüvenin hançer tadı
nabzımın atışına ayak uyduran vezninde
gece adımları şiirlerimin
bırakır mı yakamı yaşadıklarımı
dökmeden imgelerin giysilerine
hayatın maskelenmiş gerçekliğine
upuzun bir mesafeyle yeniden sokulmak için
yeniden ve yeniden.
--spoiler--
Ayrılık bin kere ölmektir, ölüm bir kere.
En iyisi ayrıldığınız kişiyi öldü varsaymaktır.
Heleki ihanetinden dolayı ayrılık yaşamışsanız, ölümü size daha az acı verecektir, ihanetine göre.
Şarkıda söylediği gibi,
Ayrılıktan zor belleme ölümü..
Ölen yakını olmayanların, ayrılığın en büyük acı olduğu yanılgısıdır. arasındaki keskin ve yok edici boşluğun ise bomboş olmasıdır. ölüm boşluk getirir, ayrılık ise zamanla kabuklanacaktır.
ayrilikta bir daha dünya gözüyle görebilme garantisi yoktur. ama ölümde en azinda mezarin yerini bilerek mezar ziyareti yapilir. ve en azindan mezar tasina bakarak gördüğünüzü farz edebilirsiniz ve hatirlarsiniz.
ama ayriliğin sonu her daim unutmaktir. önce suret kaybolur, sonra ses, en sonunda ad... gün gelir denk geldiğiniz vakit hatirlamak için diriltmek zorunda kalirsiniz o kimseyi.
vel hasıl-ı kelam ölüm bir netice, ayrilik ise hezeyan görmenin sebebidir...