Her satırı
Mendireğe dizili karabataklara benzeyen
Bir mektup bırakarak
Balıkçı koynundan
Sisler içinde uzaklaşan kayık gibi
Bir sabah usulca ayrıldın
Koynumdan
Bütün yolcularını
Boğaz köprüsünün çaldığı
Araba vapurunun
Boş seferleri
Gibi yalnızca rüzgâr
Gezinir sensiz
Yüreğimde
Durgun bir sudur aslında deniz
Ki çocukların acemi oltalarını denedikleri
Kuytu bir iskelenin
Tahtaları altına kazıdığım
Ayrılık şiirini okudukça
Dalgalanır...
Hoşcakal ey sevgilim ! Bu gözlerden son kez yaş akıyor .. Senin için değil seninle beraber geçirdiğim boş zaman için. Sen ! Sen şimdi gidiyorsun ya ben hiç üzülmüyorum aslında.. sAdece sadece bi hoşcakal deseydin be sevgili ! senin için dökülen gözyaşlarının hatrıda kısa bi hoşcakal deseydin ! olsun sen üzülme sevgilim ben senin için döktüğüm her gözyaşının hakkını helal ediyorum ..Yine gel olurmu sevgilim hoşcakal diyemedin belki giderken ama merhaba dersin bir gün yeniden bana .. ozaman bu gözler tebessümler karşılar seni .. yine gel diye gözyaşlarımı döküyorum ardından hoşcakal ey zalim