ayrılıktan bir süre önce zihinde gerçekleşen bir çeşit erken ayrılıktır. daha vakit olmasına rağmen sürekli ayrılığı düşünmenin bünyeyi önceden uzaklara alıp götürmesidir. bir nevi hissizliktir aslında. sevdikleriniz yanınızda olsa bile ruhunuz çoktan gitmiştir gideceği yere. dönüp bakarsınız onlara, sanki yokturlar. ayrıldığınızda ise sanki günlerdir ayrıymışsınız gibi gelir; sanki o sabah birlikte kahvaltı etmemişsiniz gibi.
kesin olarak ayrılmanın yaşanacağı ayrılık tipidir. herhangi bir kavga sonrası ayrılmaya benzemez.eğer uzun boylu düşünüp ayrılmaya karar verildiyse hiçbir şey kişiyi bu karardan vazgeçiremez.gereksiz yere uzadıkça uzayan,sündükçe sünen,zorla devam eden,devam etmesi de kişiyi yıpratan ilişkilerden kurtulunmak isteniyorsa önce ayrılmayı gerçekten kafaya koymak gerekir. yoksa ayrılıp iki gün sonra barışmak ilişkiyi iyice kötü bir boyuta sürükler. tabi seven kişi için yapması çok zor bir eylem ama insanı yıpratıyorsa,zarar veriyorsa,senden birşeyler götürdüğünü hissettiriyorsa,mantıklı davranmak gerekir.
insanın önem sırasına göre silsile yoluyla sevdiğine ayrıldıklarını bildirmesidir.
1. basamak kalp
2. basamak beyin
3. basamak insanın kendisi
4. basamak eski sevdiğinize haber verme vakti.
zaten ayrılmadan önce aradaki sorunlar artmıştır yada hissediliyordur."en sonunda düşünülür karar verilir bitsin mi yoksa devam mı edilsin?" diye.bitsin kararı verilince zihinde biter.
düşünmektir. "ulan ayrılcaz ama, du bi kafada simulasyonunu yapayım..." demekle başlar herşey. yapmayın efendim, düşünmeyin. simulasyon aşkı bozar. işte deve işte hendek, buyur atla, tutan mı var seni? bakma arkana, çek git. kafaymış, zihinmiş, düşünmekmiş, sökmez bunlar o aşk denen merete. bitmişse bitmiştir, ötesi yok.
ayrılık diferansiyelinin kafada çok bilinmeyenli denkleme dönüştüğü karmaşık bir süreçtir, eğer ayrılık düşüncesi yerleştiyse bir kere zihne, 'ben kafamda bitirdim berkalp' anatemalı uzatmaları yaşanır muntazaman. şöyle ki;örneğin tikky popülasyonunda genelde bu süreç tek taraflı yaşanır önceleri; yani örneğin berkalp açısından hiçbir problem yoktur, "eheh güzel hatun işte, idare ediyoz e yanımda yokken aklıma da geliyo özlüyorum falan yani" şeklinde süregiden bir durum değerlendirmesi yapılır bazı bazı, hepsi o... zaten berkalp kişisinin öyle çok da derinlere inme kaygısı yoktur, alışmıştır işte, gidiyodur öyle... amaa...kızımızın ilişkiyi sorgulama hezeyanları sıklaşır zamanla;
-berkalp sen artık beni sevmiyosun yeni gözkalemimi farketmedin
-berkalp bana 2 saattir çağrı atmadın ne haltlar karıştırıyosun yine?!
-ay inanmıyorum berkalp ala ala bunu mu aldın bana doğum günümde sen artık bana değer vermiyosun ühüee
şeklinde birer sorgu metasına dönüşür bu gubidiklikler.
oysa berkalp in tepkimeleri içten içe "of ne gözkalemi mnakoim, angelina jolie sanki mübarek" vs. olup, bunun dışavurumu ise "ne alakası var aşkım ya gözlerin o kadar güzel ki göz kalemini gölgede bırakıyor" şeklinde kıvırmalarla vuku bulur.
neyse böyle ortalama bi ilişkimsinin gidişatı artık görüşmelerin seyrekleşmesine paralel bir şekilde göz kaymalarının dışa yansıdığı bir düzlemde seyreder, yani artık kimse kimsenin pek de umrunda değildir, berkalp evde playstation ve yonjaya vermiştir kendini, kızımızsa mango da indirim ve eller havayada yeni avlar bulmaya...
sonra bir gün berkalp'in telefonu çalar en monofoniğinden, *
-berkalp konuşmamız lazım(ıyy yeni kalkmış öküz sese bak)
-konuşalım hayatım, yine neyi sorguliycaz(bu ne sabah sabah bikbik ötücek şimdi yav)
-ben bu ilişkiyi kafamda bitirdim, yürümüyor..(bi filmde görmüş bu sahneleri,içlenir hafiften)
-ne?kem küm ya noluyo şimdi kızım hasta mısın nesin(apışıp kalmış, beklemiyor paşazade böyle birşeyi)
-yürümüyo dedim berkalp, birbirimizi anlamıyoruz artık, uzatmanın anlamı yok(bak bak neler neler)
-iyi sen bilirsin, daha önce söyleseydin keşke(gurur yapar)
-anlayamadın mı hala, 2 haftadır sinemaya bile gitmiyoruz(hala haklı çıkma çabası)
-sen kaybedersin kızım, eyvallah..(iyice kabarır erkeklik damarı, adı berkalp te olsa..)
-yazıklar olsun berkalp senin için bu kadar kolaydı demek?!(şaşırmış,yalvarmasını bekliyo kendince)
-git kızım işine ya sen istedin(silivermiş iki dakkada)
-yivrançsın beraklp allah belanı versin hüngür şakırt(gururu incinmiş)
-çattttt..
-bip bip bip....
ayrılık, ayrılık, yaman ayrılık, her bir dertten ala yaman ayrılık durumudur. kişi fikrinden geceler boyu yatamaz. uzun gelir hicrinden doğan geceler. ayrıca bir oktur kalbine yara geceler.
Bu; kademe kademe gerçekleşen bir hadise olmayıp, tüm iplerin inceldiği yerden kopması anında hissedilen gerçellik ve toz pembeden 256 ayara geçiş sonucu tek ve kesin anlamda bilinçaltında doğan; kalbin her atışında yeşeren, nihayetinde de geriye kalan tek eylem: "Ayrılmak" ile dallanıp budaklanan, pek karın ağrılı geçecek dönemlere alamet olan durumdur. Adım adım ilerleyen bir olay örgüsü gibi görülse de kişinin aklından geçen 1001 düşüncenin biri olan "Ben ayrılmak istiyorum" arzusu ile bitmiştir bir kere. Geri dönüşü yoktur..
insanin bir sure once kendine cok uygun sandigi sevgilisinin aslinda hic de oyle olmadigini dusunmeye baslayinca olusan durumdur. karsi taraf anlayip aski canlandirmaya calisirsa bir sureligine de olsa ertelenir ama sonuc cogu zaman degismez. bir de insan kafasinda bitirdiginde onunla bir daha hic gorusmemeye kendini hazirlamaya baslar bu bakimdan da bu surec ayriligi daha az dramatik yapar.
