adamın sırra kadem basması..ulen evlilikten bile bahseden sen değil miydin ki ben bu kadar kısa zamanda olacak şey mi diye ciddiye bile almamıştım kaypak herif..ne istediğini bilmeyen ergen kişisi desem 30 yaşına gelmiş birine ergen değil ancak çocuk kalmış diyebiliriz.
ilk etapta insanı yaralasa da olması gerekendir.Haber almak kafanızda daima yer edinmesine neden olur oysa siz onun zerre kadar umurunda değilsinizdir.
aslinda bir yandan iyide olabilir diye dusunmemek elde degil aradaki iliskiye farkli bir boyut kazandirmak gecici/kalici bir huzur saglayabilir ama yinede giden her sey gibi oda bir seyler almistir artik sizden.aslinda insana aci verende bu olsa gerek.en azindan haberleserek konusarak bu boslugu doldurabilir farazide olsa hislerinizi bastirabilirsiniz.
trafık kazası geçirdiğin gece kafa göz dagılmış bacagın kolun kırılmışken hasta yatagında yatıyorken senın kaza yaptıgın zamanlarda onun baska bırıyle nişanlandıgını duymaktan ıyıdır. en azından kazada kolun bacagın kırılmıştır pekı o an kırılan ne olacak onada platın takılıp duzeltılemıyor ki.
sana ne kadar kötü anılar yaşatsada adını duymak bile hala seni heycanlandırırken, herhangi bir arkadaşının onun hakkında bir bilgi vermesini dört gözle beklerken hiç haber alamamak üzer kişiyi. aklın hep ondadır ayrılık olsa bile. kafanın bir yarısı hep onu düşünür sen istemesende. hep merak içindesindir. " naptı? nasıl acaba? " diye. elinde değildir. çünkü yaşananlar, yaşadıklarınız, yaşattıkları vardır hep. imkanın olsa bir sesini duyayım dersin. ama yapamazsın. gururun engellemiştir seni. en dram yüklü filmlerde o gelir aklına. en hüzünlü şarkılar hep sizi anlatıyordur. içinden umarım mutludur dersin. ama kimseye bunu söyleyemezsin gururundan. onu unutmak istersin ama hep engelleyen bişeyler olur ve bu böle sürüp gider...