ilk başta onu tam olarak kaybetmek istemediğinizden, bir anda hayatınızdan gitmesine engel olmak için mantıklı gelir insana. belkide 'tamam arkadaş kalalım' cevabını verirsiniz.
düşünüyorum "arkadaş kalmak" hep "yaşanmışlıkların üzerine çekilen bir sifon" etkisine sahip zihnimde. herkes için durum nedir bilmiyorum ama yaşadıklarımdan pişmanlık duymayı tergeyeli çok oluyor. ne yaşadımsa gülümseyebilmliyim yüzüne ve buna cenazeler, ayrılıklar dahil.
arada bir arızalı bir adam olduğumu düşünmüyor değilim ama mes'ele sadece "iyi olmak" mes'elesi değil.
mesela sevgilim, belki de dünya üzerinde tanıyıp-tanıyabileceğim en düzgün insan. ve düşünüyorum yarın, içimdeki bu aşk sönüp gitmiş olsa ve yollarımızı ayırma kararı alsak o andan itibaren arkadaşlığımın ona yarardan çok zarar vereceğini bilirim. ve zamanla bu sancılı sürecin birbirimize karşı olan saygımızı kaybetmemize, geçmişe baktığımızda yüzümüzün gülmemesine sebep olurdu.
insan yaşlandıkça anlıyor "ol" dediğinde herşeyin olmadığını ve "bit" dediğinde herşeyin bitmediğini.
demem o ki karşısındaki insana birazcık olsun saygısı olan, birazcık olsun değer veren kişinin yapamayacağı hadisedir. yapabilen insan da en naif ifadeyle iki yüzlüdür.