karşı komşunun kızı kamile kayseride kıymalı kete kopartırken, küçük kalbi kaslı kodamana kapıldı.bağırarak belli başlı beyefendileri bastırdı. amacı agaca asılmaktı ancak ayıp arıyordu. kodamanın kafası koptu kayseride. küçük kız kendini kaybetti. ağlayarak altınlarını aradı. kuyumcu korkmuştu. bozamam ben bunları burada belirtti. intihar istedi. beynine bıçak batırdı..
not: ulan yazıyorum yazıyorum boka sarıyor. kastım kıçımdan ter aktı. daha da davosa gelmem ne zor işmiş.
Voilà! In view, a humble vaudevillian veteran, cast vicariously as both victim and villain by the vicissitudes of Fate. This visage, no mere veneer of vanity, is a vestige of the vox populi, now vacant, vanished. However, this valorous visitation of a bygone vexation stands vivified, and has vowed to vanquish these venal and virulent vermin vanguarding vice and vouchsafing the violently vicious and voracious violation of volition.
kralın kırmızı kepli küçük kızı kırmızı kapaklı küçük kavanozun küçük kırmızı kapağını kırınca kral kırmızı kapaklı küçük kavanozun küçük kırmızı kapağını kıran kırmızı kepli küçük kızını kuleye kapattı.**