olur. rahat olun. abartmayın. öyle çok abartılası bir durum değil.
evet. cinsel bir yakınlaşma içerisine girmeleri muhtemel. girmemeleri bir o kadar muhtemel.
diyeceğim o ki; şunu düşün kız ve erkek arkadaş birbirlerinin evlerine gidip geliyorlar. doğum günü kutluyorlar, tavla oynuyorlar tabu oynuyorlar, sabaha kadar sohbet ediyorlar, arada şehir dışına geziye falan çıkıyorlar, hatta bir arkadaş grupları var kızlı erkekli öyle birlikte takılıyorlar samimiler ve saire. kağıt üzerinde aynı evi paylaşmıyorlar ama birlikte geçirdikleri gün sayısı kendi başlarına geçirdikleri gün sayısından fazla. böyle bir durum olabilir.
siz bir kızın bir erkekle olan arkadaşlığına karşısınız. aynı evde yaşamasına değil. o yüzden sakin olun. gidip başka yerlere kusun.
Kolay olmayan bir şeyi başarabilmiş iki öğrencidir zira bu tip durumlar ülkemizde yadırganır. Derseniz ki senin çocuğun yapssa ne dersin diye, efendim çok afedersiniz ama ağzına sıçarım. Herşeyin bir yolu yordamı var değil mi?
her öğrencinin kendini içinde bulduğu/bulacağı durumdur. bir evi 2 hemcins arkadaş da kiralasa eninde sonunda heteroseksüel olduğu varsayılan ev arkadaşlarından biri sevgili yapacaktır ve hop diye o sevgili evde yaşamaya başlayacaktır. hal böyle olunca da hiç hesapta yokken taraflar evde bir adet karşı cins ve bir adet çiftle yaşayacaklardır.
bu arada hay ben böyle modernliğin içine tüküreyimci sözlük tayfasına da burdan selam eder, ben de sizin modernlik tanımınızın içine tüküreyim gibi çok kaba bir laf gönderirim.
babamın; ailelerinin ısrarını ve ricasını kıramayıp kiraladığı ve sözde 4 erkek öğrencinin kalacağı evinin kapısının önünde mütemadiyen 20-30 ayakkabı görmesi, bu ayakkabıların bir kısmının bayan ayakkabısı olması münasebetiyle de bir gece vakti kapıya dayanması ve vur patlasın çal oynasın alem yapan grubun şaşkın bakışları arasında "puşt yuvasına çevirdiniz lan burayı" diyerek evi boşalttırdığı öğrencilerdir. canım babam, ananız babanız okuyor sanıyor sıpalar diye ekleyerek de olaya ivedilikle sosyal mesajını da ekledi.
olan dönem ortasında evi boşaltmak zorunda kalan ve ev sahibiyle komşu olunmaması gerektiğini anlayan öğrencilere oldu. gerçi iyi gitar çalıyorlardı ama her gece her gece de olmaz ki di mi. vizeden finalden muaf mıydınız anlamadım ki. *
hiçbirinin ailesinin durumdan haberleri yoktur. yaptıklarını modernlik olarak nitelendirmekten çekinmeyeceklerdir. e madem modernlik anandan babandan neden gizliyorsun? diye sorulduğunda, onlar bizim hayatımıza karışamaz demektedirler. amaçları öğrencilik değil orospuluktur.
dar yaşam alanına ama geniş dünyalara sahip insanlardır.
öyle banyodan çıkınca dal şafak gezmek yok mesela. bornozla matrix şov da yok koridorda aynanın karşısında. mastürbasyon yapacağın yer belli mesela.
o da öyle. kalkıp salon da tv karşısında ağda yapamayacak. olmayacak yani.
yaşam alanı dar işte. özel hayat bi evde değil bi odada belki de.
(şimdi birden düşündüm de bu denilenleri hemcinsin yanında yapmak ne kadar kolay-doğal ve
doğru bilemiyorum)
neyse...
velhasıl. dünya geniş ama işte. bir sınav gibi. beyin önde mesela üreme organımız değil. hayvan değiliz yani bu şekilde insanız.
insan olabilmeliyiz de zaten.
bu kadar entry'i okuduktan sonra aklıma nedense karadeniz'de geçirdiğim öğrencilik yıllarım geldi. önce nasıl bir bayan öğrenci arkadaşım olmalıydı diyerek hayalimi şekillendirmeye başladım. Saba Tümer'in programını izlemiştim dün gece ve hangi saat sularıydı tam hatırlamıyorum ama Helin Avşar * konuktu.
Şimdi bayan öğrenci arkadaşım olarak Helin Avşar'ı hayal ettim. Karadeniz'de bile nerede küçük bir club, sosyetik mekan var bulmuş, ne kadar lezbiyen, eşcinsel, travesti, transeksüel varsa bir araya toplayıp bir akşam bize yemeğe getirmişti. Düşünsenize, şu kalabalığın renklerine ve ahenge bakın. Bunu sadece ve sadece Helin başarabilirdi. Mini eteği ve göğüs dekoltesi ile farklı cinsiyetleri o kırbaçlarken ben ise içeride son iki üç yumurtam ile bir gofreti kimse görmeden yemenin peşindeydim. Daha sonra dişlerimi fırçalayıp, onlara katılmayı düşündüm.
Helin ortada duruyordu ve herkes helin ile ilgilenmeye başladı. Kırbaçların yönü tamamen değişmişti. Ev arkadaşımın yaşadığı mazoşist keyifler birden içime bir ürperti verdi. Bayan ev arkadaşımı o durumdan kurtarmalı mıydım? yoksa bir kırbaç ta ben mi vurmalıydım? Mini eteği ile herkese arkasını dönmüş bir halde eğilen Helin kırbaç sesleriyle birlikte bana bakıyordu.
Bana bakışında "bugüne kadar hiç bir halt yiyemedin ve beni bütün bunları senin gözlerinin önünde yapmaya zorladın" manasını çıkarmıştım. O an pilleri bitmiş ipod'umu aradım ve bulduğumda Helin halen keyif içerisindeydi.
Ben o manaların ağırlığı, ortamın çirkinliği ve iğrençliği karşısında dayanamayarak Mat-1, Mat-2 ve Cinsel Kimlik Gelişimi * kitaplarımı da yanıma alarak evden uzaklaştım. Cebinde son paramın bulunduğu kadife pantolonumda artık evde kalmıştı. Beş parasızdım.
Sonra aniden göğsümü delip geçen bir acıyla intikam duyguları uyanmaya başladı kalbimin derinliklerinde. Ona karşı bir şey yapmalı ve intikam almalıydım. Doğru bir eczane'ye gittim ve iki üç kutu geciktiricili prezervatif aldım. Hızla eve doğru yürümeye başladım. Pilleri olmayan ipod'umu dinleyemedim bile. Daha sonra büyük bir hışımla kapıyı çaldım. Helin açtı. Karşımda bütün güzelliği ve alımıyla öyle bekliyordu.
Bakışlarındaki mazoşizm yerini masumane bir alacakaranlığa bırakmıştı. Tam bu sırada ev arkadaşım kazım tarafından uykumdan uyandırıldım. Çünkü acilen derse yetişmem gerekiyordu. Boxer bölgemdeki sıvıdan ve kazım'ın dostluğundan başka elimde bir şey kalmamıştı. Ah Helin ah. senle ne iyi ev arkadaşı olurmuşuz biz.