herkesin girdiği deliğe girebilen mideli(!) insanlar tarafından, yakınlıktan ve aile bağının kutsallığından dolayı aynı bardaktan su içtiği için eleştirilen aile fertleridir.
bardağı yukarıdaki yorumlarda olduğu gibi götlerine sürmüyolarsa sanki fransız asilzadeleri gibi düşünmedikleri müddetçe sorun olmaz insanlar anadoluda bunu bol bol yaparlar buna inanmayan arkadaşları bir kez götürsem tarlaya da orda bulsalar ayrı bardak demek geliyor içimden söylemek kolaydır olayı bu kadar abartmamak lazım.ne olur aynı bardaktan su içilse diye sormadan geçemediğim şey.
matah bir şey değil. ama sağlık ve steril koşulların zemini açısından farklı olmasında fayda var. yoksa kimse annesinden babasından tiksinmez. siz makul açıklamayı yaparsınız olur biter. inanmayan gönül koyacaksa koyar. ama hiç bir anne, baba bu nedenle evladına kırılmaz, küsmez. telaş yapmayın. uzun vadede prensiplerinizin semeresini bir şekilde alırsınız elbet.
ilk başta "ee ne var bunda" dediğim bir genelleme. yani insanlar su içiyorlar, içine afedersin balgamını çıkarmıyorlar. senin aynı bardaktan içmeye tiksindiğin eylem için insanın evinde bardak seti mi bulundurması gerekiyor? afrikada o bardağı bile bulamayan insanlar düşünüldüğünde son derece gereksiz ve yanlış bir açıklama geliyor.
son olarak kusura bakma ama senin durumun bana şunu çağrıştırdı,
aynı yastığa baş koymuşlardır. mutluluğun resmini çizmektedirler birlikte. o değil de aile fertlerinden birisi gripse mutluluk falan yalan olabilir. artık, herkes hastadır. lakin gene de yüzler gülüyordur polyana stili.
birlerinin ağzıdaki balgamı, salyayı aklına getirmeyen aile fertleridir. hatta oral sex yapmış olma ihtimalleri bile varken bu ne salaklıktır.bunları bilerek hala devam ediyorsa o kişiden korkun elinin deydiği hiçbir şeye dokunmayın.adam bardağı yıkamaktan aciz kıçını sikikini sen düşün artık.
edit: (bkz: ironiyi bilmeyen gençlik)
hani eskiden köy çeşmeleri vardı, yanında mutlaka en az bir ağaç olan... o çeşmelerin kenarında kalaylanmış bakırdan işlemeli bir su tası olurdu. bu taslar çeşmenin duvarına zincirle sabitlenirdi.**.
gelen geçen herkes o tastan su içerdi.
kimsenin aklına da birbirinden tiksinmek gelmezdi.
bütün köy bir aileydi. https://galeri.uludagsozluk.com/r/37008/+
derken hijyen icat edildi. virüs dendi pis dendi. aile bireylerine birbirinden tiksinmek, sakınmak öğretildi. ilkokulda fen bilgisi dersinde veremle savaş derneği'nin bildirileri ders notu olarak okutuldu, hasta kişinin bardağını kimsenin kullanmaması öğütlendi. çok yerinde olan bu öğüdü çocukar evde tekrarladıklarında, "ne, herkese ayrı bardak mı?" diye şaşırdı aile bireyleri, kimi kızdı. http://tinyurl.com/y6tduu2
günümüzde olayın iki boyutu var bence:
birinci boyut, virüsü mirüsü takmayıp ailesi ile paylaşıma devam eden, aileden bardağını çardağını ayırmayı reddeden ve yerleşik kültürü sürdüren bu toprağın çocukları... ne yazık ki aile bireylerinden biri hastalandığında hepsi hasta olur ve konu-komşuya da bulaştırırlar; bu anlamda hijyenik açıdan yanlış yaparlar. http://tinyurl.com/yd8xhhn
ikinci boyut ise toplumda oluşturulan hijyen paranoyası yüzünden bebeğinin bokundan tiksinen annelerin, tokalaştıktan sonra ellerini hijyenik mendille silen babaların oluşturduğu ailelerdir. bunların çocukları büyüyünce öpüştükten sonra diş fırçalamaya koşan temizlik obsesyonlu gençler olurlar. hijyenik açıdan mükemmeldirler, hani yemek masalarında ameliyat yapsan hasta mikrop kapmaz yani, o derece... ama tıbbi açıdan yanlış yaparlar, yeterince mikrop alamayan bünyenin savunma sistemi* gelişmez çünkü... daha da vahimi, insan ilişkileri açısından yanlış yaparlar; eşine çocuğuna soğumayı getiren uzak bir yolun ilk adımlarını atarlar. http://tinyurl.com/y2z3q5o
eh, şimdi de tanım:
aynı bardaktan su içebilen aile fertleri; yapay korkular yüzünden birbirleriyle bağlarını koparmayan, hatta bunu aklına bile getirmeyen bireylerdir. biraz fazla sık nezle olurlar ama birbirlerine yardım etmeyi de bilirler. candırlar.
gayet normal insanlardır. örnek olarak bizim ailede kimse su içerken içine tükürüğünü, balgamını bırakmaz. yine de bir miktar salgı bulaşır tabi ona yapacak bir şey yok. ama bunu iğrençleştirip öpüşmeye benzetmek; öpüşmeyi, dudakların birbirine değmesi olarak değil de karşılıklı salya, balgam alışverişi olarak görmektir.
Aksi garipsenecek aile fertleridir. Insan evladindanm kardesinden falan niye tiksinsin ulan? Misal benim kucuk birgun ondan gizli cikolata yedigimi farkedip beni gidiklayarak, agzimdaki son lokmayi alip agzina atmisti. hayvan.
yadırganmaması gereken durum. değil aynı bardaktan aynı tabaktan yemek yiyen insanlarız biz. şahsen ben kardeşlerimle anne-babamla aynı tabağa çok kaşık sallamışlığım vardır. aynı karında yatıyorsunda aynı tabağı ya da paylaşmayacaksın. fakat günümüz şartlarında hastalıklardan korunmak anlamında farklı bardakların tercih edilmesi elbette doğrudur.