günümüzde özellikle de ehliyetsiz motosiklet sürücüleri arasındaki sohbetlerde geçen deyimdir. sen kimi atlatıyorsun kardeşim eğer plakan varsa adresine cezan gelir.
Güvenlik ekiplerine aynasız demenin aslında çok büyük bir hikayesi vardır.
Geçmiş yıllarda genç masum güzel bir kız yaşarmış. Bu kız çalışmak için her gün tekstil fabrikasına gider gelirmiş. Fabrikadan kazandığı üç kuruş parayla da evde yatalak annesine bakarmış. Yine her zaman ki günlerden bir gün fabrika sahibinin oğlu, bizim bu masum güzel kızımı gözüne kestirmiş. Tabi ki kızcağızın hiç bir şeyden haberi yok. Kızımız mesai bitimi evine gitmek fabrikadan çıkmış, evine doğru yürümeye başlamış. Patronun oğlu kızımızı takip edip yolda yakalayıp önünü kesmiş. "gel beraber bir şey içelim" demiş. Kızımız "estağfurullah beyefendi tesekkür ederim teklifiniz için, evde annem beni bekler" deyip yürümeye devam etmiş. Patronun oğlu laftan anlar mı yine kesmiş önünü, bu sefer biraz sert yaparak "şu arabaya bin yoksa seni işinden ederim" demiş. Kızcağız evde hasta annesini düşünmüş, başka iş bulamam korkusuyla da binmiş arabaya. Patronun yanına oturttuğu kızımızın bacaklarını, göğüslerini kesmeye başlamış. Kızımız her ne kadar rahatsız olsada eliyle eteğini kapatmaya çalışsa da patron oğlunun tacizlerinden kendini kurtaramamış. En nihayetinde bir çiftliğe gelmişler. Çiftlik hain gençin babasına aitmiş. içeriye girmişler, salona geçmişler, kızımız hala çok ürkek ve çekingen ama hain patron oğlu ellerini ovuşturmakta niyeti belli. "Bir şeyler içermiyiz" demiş kıza, "bilmem" demiş kız, patron oğlu "yürü git bana içki hazırla" demiş, kızımız mecburiyetten bara gitmiş viski bardağına bir yudum içki koymuş, bu hain buzda ister diye barda sağ sola bakarken gözüne uyku hapları ilişmiş. Kendini ve hasta annesini anca bu şekilde kurtara bileceğini düşünen kızcağız uyku hapının bir tanesini almış sivkinin içine atmış patron oğluna götürmüş. Patron oğlu kızımızı kese kese içkisini içmiş. Tam şehvetin dorukların da iken ayağa kalmış, kıza doğru gelecekken düşüp uyuyup kalmış. Kızımız kurtulmuş, kurtulmuş ama eve nasıl gidecek. Oturup düşünmeye başlamış. Aklına mahallesinde yaşayan serseri ve kendini seven çocuk gelmiş. Hemen çiftliğin telefonuna sarılmış aramış serseriyi. Gelip beni kurtar şuradayım ben falan diye bütün hikayeyi anlatmış. Kızımız heyecan ve telaş içinde beklerken serseriyi, patron oğlu uyanır korkusuyla ağızına bir tane daha uyku hapı atmış. Serseri çocuk gelmiş çiftliğe. Bakmış ki patron oğlu pert kız korkmuş. Kız serseriyi görünce boynuna sarılmış "hemen gidelim buradan" demiş. Serseri "gidelim gidelim de bu kendine gelince bunun hesabını senden sorar, seni kovar" demiş. Ne yapacaklarını kara kara düşünürlerken. Serserinin gözüne salonun vitrininin üstünde ki kamera ilişmiş. Serseri kamerayı görünce gözleri fal taşı gibi açılmış "buldum, buldum" diye bağırmış. "Ben bu patron oğlunu sikecem sende kameraya alacan, bu video ile patron oğlunu tehdit edeceğiz hem sen işinden olmamış olacaksın, hemde şantaj yapar para alırız" demiş. Kızın her ne kadar bu fikir aklına yatmasa da başka çare düşünememiş "tamam" demiş. Bi güzel pozisyona getirmişler. Serseri başlamış becermeye kızda kameraya almış. Kız tabi çok korkmuş ve şaşırmış olay karşısında, paniklemiş ve polisi aramış....