eğer aynayı ben kırdıysam, sakarlık.
eğer aynayı abim kırdıysa, uğursuzluk.
eğer aynayı annem kırdıysa, nazar olmuştur, iyi ki kırılmıştır.
kaynak: annem.
Eskiden insanlar öteki dünyadaki yansımalarına bakmak için parlak yüzeylere, göllere ve havuzlara bakarlarmış. Baktıkları yerde dalgalanma veya titreşim olması felaket anlamına geliyordu. Eski Mısır ve Yunan´da salt bu nedenle kırılmaz metal aynalar yapılıyordu, böylece öte yandaki görüntülerinin bozulmamasını garantiye alıyorlardı. Roma´da ise camcılık ileri olduğundan ayna kırılmaları tabii ki daha çoktu ve kırık aynaların kötü talihin işareti olduğu kabul gördü. 7 yıl ise önemli bir süreç çünkü yine Antik Çağ´da her yedi yılda bir insanın tüm bedeninin yenilendiği düşünülürdü, işte bu yüzden ayna kırıldıktan sonra ancak yeni beden oluşana kadar kötülük sürecekti.
Büyü sanatında ise ayna geçit veya geçiştir; yani bir başka boyuta veya insan dışı varlıkların yaşadığı yere ayna ile geçilir ve onlar oradan bu tarafa geçebilirler. Ya ayna kırıldığında, bu tarafa geçmiş kötü bir varlık varsa o zaman durum vahim olabilir, zira geri dönemeyecek ve başınıza kalacaktır. *
O yüzden benim aynalar plastiktir hep, daha sakallarımı görür görmez çatlarlar.
"..aynalarımı çatlattım Ben darmadağın tuzla buz oldu Lakin ucuz atlattım ben ya sen terazilerce altın yüklenmiş gibisinin ah Sen bir bilsen keşke bilselerdi.."