dinlemek için kendimi kastığım halde bir türlü kulağıma hoş gelmeyen birşeyler var bu hatunun sesinde. ama takdir edilesi bir iş yapmıştı ki onunda ötesine geçeceğini zannetmiyorum : (bkz: Gelgit). ayrıca kendisi de diğer meslektaşları gibi ilk albümün ötesine geçemeyenler kategorisine konulmuştur gözümde.
"tayfası" ile neşe içinde arz-ı endam ettikten sonra bile hakkında fikirlerimin değişmediği sanatçı.
yanlış anlaşılmasın, ilk çıktığı andan beri severim kendisini. (çok önemsiyordur o da)ama benim için ne kadar neşeli görünürse görünsün "dört gün dört gece ağladım ben, acım biter mi sence, şimdi sen güvendiğim sularda boğuldum dedin" diyen hüzünlü prensestir. elektronik bir soundla sunulmuş ilk albümünde tanıdığım yüz böyleydi. ne zaman onu görsem aklıma sürekli yağan yağmur ve endişeyle yatağında bekleyen bir kız geliyor.
"üzerimde sevdiğim mavi elbisem, sensiz geçirdiğim günlerde
senin gibi beni kimse sevmedi"
turuncu saçları yeşil gözleri beyaz teni ile gerçek bir güzellik ve şirinlik abidesi, sahne performansı çok iyi, çok tatlı gülen ama gülümsemesinin ardında aynı zamanda 'ben ne acılar yaşadım' ifadesi de bulunan rock sanatçısı...
ermenilerden özür dilediğinden, cnn türk onu kampanyaya neden imza attığını sormak için aradığında haberdar olan şarkıcı. listeden adını sildirmek için de bir hafta boyunca uğraşmıştır.
ermenilerden özür dileyip dilemediği bilinmeyen şarkıcı. nereden belli ki başka birinin aylin aslım yerine imza atmadığı? kaldı ki türkiye'de tek aylin aslım o mu? ya da imza atsa bizi alakadar eder mi? fransa'ya ifade özgürlüğü dersi verip kendi ülkemizde tek tip düşünce yaratma sevdamızdan vazgeçmeliyiz belki de artık.
son zamanlarda piyasanın hiç ihtiyacı olmadı bir şarkıcıdır. gereksiz tripler içerisine girmiş "ek bir sözlüğe gerek yok ben kendimi biliyorum." dedirtip sözlüklere de kendince bok atmıştır *.
yoksa gerek girip okuma ne ciddiye alıyorsun ki şarkının içinde ayben'e söyletiyorsun. * millet pohpohlasa yapardın bi şekil ama.