Tam sinemadayız en duygusal sahnelerden birinde hık diye babam aradı. Ağlıyorum zaten bunun üstüne Ühü Ühü Ühü hık gık guk diye ağlamaya son gaz devam ettim. Filmden çıktık, tuvalete gittik. Bizim gözler pert ben bi kızarmışım falan acayip hayvanlara benziyorum tuvaletteki kızlarda tık yok. Bilmem ne marka rimeli akmasın diye ağlamamışlarsa ne olayım. Ulan o küçük kızın baba deyişine bile ağlanır. Hadi onu geçtim ali öldü ya. Galpsizler
Saçma sapan bir film. Yok tekerleği yuvarliyor el bombasına ateş ediyor da falan filan. Sevgilimin isteğiyle gitmiştim 15.dakikasında çıktım dışarda bekledim.bu kadar da kötü islenmez bir konu.
gitmek istediğim bir film. Ne başrol yakışıklı ne yapış yapış romantizim var filmi sadece konusu için izleyeceksiniz yani. Bu da onu benim gözümde ayrı kılıyor. Hem yaşanmış bir olaydan alıntı izlemedim ama fragman ve konusuna bakınca Türk insanının ne kadar merhametli ve yumuşak kalpli olduğunu net bir şekilde anlatıyor kanımca. duyduğum kadarıyla Asya film festivalinde jürileri ağlatmış. Her gidenden olumlu yorum alıyorum hadi bakalım ilk fırsatta izleyeceğim inşaAllah.
Bu arada başroldeki küçük çocuk fena halde tatlı.
ilk olarak oscar adaylığını hak edecek bir sinematografiye sahip değil. Genel olarak bakıldığında eleştiriye çok açık bir film. ismail hacıoğlu gerçekten çok başarılı, duyguyu izleyiciye geçirebilen nadir oyunculardan. Ayla ile geçirdiği zamanı anlatan kısım dışında filmde pek bir derinlik bulamadım.
Ama her şeyi siktir edin deli gibî ağladım özellikle insanın babası tarafından yarası olunca kendini tutamıyor.
Babalar kızları için mücadele ederler ve onlara verdikleri sözleri tutarlar.
Gerçek bir hikayeye dayanması insanı daha da duygusallaştırıp hikayeyi içerlemesini sağlıyor.
ne ağladım ne ağladım, çocuğu alıp babasına götüresim geldi .aylaya çok üzüldüm, babam beni alcak diye beklemiş ah ah. film aklıma geldikçe ağlıyorum. Süleyman anmcanın sevdiği kızın bir çocuğu kıskanması akıl alır gibi değil. çocuk o çocuk, adam onu nasıl bırakıp gelsin, kan bağı olmasada evlat yahu bu burakılır mı. film beni çok etkiledi. inşallah ne ödül varsa alır. tek duam bir daha böyle hikayeler olmasın dünyada.
her yerde reklamı yapılan, çok söz edilen bir filmi yerin dibine sokarak eleştirince sizin alim veya film uzmanı olduğunuzu düşünmüyor kimse. bu kadar abartıp komik olmasanız keşke.
gerçekten kötü olan tek şey müzikleri bence. onca dandik film müzikleriyle anlam kazanıyorken hele ki böyle duygusal bir filmde akılda hiçbir melodi kalmayışı kötü. ha bir de dernekteki kadının korkunç ingilizce aksanı... “en son lisede konuştum” mesajı vermeyen başka türk oyuncu mu yoktu? hayır bi de oscar adayı film falan denince insan utanıyor, ben utandım şahsen.
bi de başroldeki beyefendi neden hiç yaşlanmıyor? sınav filmi çıkalı 10 yıl olmuş değişen tek şey bıyığı. ne yiyor neyle besleniyor ben bir hafta ders çalışsam çöküyorum aynaya bakasım gelmiyor. garip bir çekiciliği var çözemedim ama umarım yaşlanmamaya devam eder.
geç gelen tanım: gerçek hikaye olduğu için daha da sarsan, izlenilmesi gereken bir film. bitince ağlayarak kaçan ben değilmişim gibi özellikle böyle sinir bozucu alakasız yazdım ki hep yaptığım gibi duygusuz üstinsan profili çizeyfkdkm neyse.
çok kaliteli çekilmiş olan, yabancı film izliyormuşsunuz edasıyla izlenen, duyguyu yaşatıcı sizi filmin içine alan güzel vakit geçirebileceğiniz bir film.
thor gibi hayal dünyası kahramanları yerine gerçek kahramanları izlemeyi severim diyorsanız beğeneceğinize kuşkum yok.
düz odunlara göre bi film değil.
recep ivedik izlemeyi en büyük hobi edinmiş bünyeleri etkilememiş filmdir. sadece savaşın ortasında kalmış, çaresiz bir çocuğun yerine kendinizi koysanız ağlamak banko zaten. siz gidin kutsal odun filmlerine ağlayın.
Güzel film. Kurgu güzel. Hikaye güzel. Ancak yer yer çok abartılı. Özellikle korede ayla'dan ayrılma sahneleri çok uzamış. Devamında süşeymanın aylayı hayatının merkezine koyması ve adeta tüm hayatını başka hiçbirşey düşünmemiş gibi lanse edilmesi abartılı ve gerçeklikten uzak olmuş.
Türk sinema tarihinin en iyi filmi midir? Hayır.
Oscarı alabilir mi? Oscar adayı dahi olamaz.
ilk yarı, sonunda diyorsunuz, Hollywood standartlarında yer yer içinizi burkan, yer yer gülümseten enfes bir film yapmış bizimkiler. ikinci yarısı, sizi, bu düşüncenizi kritik etmeye zorluyor ve hayal kırıklığı yaşıyorsunuz. ilk yarı tam anlamıyla sinema hem de enfes bir sinemayken, ikincisi yarısı bir belgesele dönüşüyor sanki.
Çetin Tekindor'u çokça eleştirmişler ama bence rolunun hakkını vermiş, ikinci yarı için yazılan senaryo, belgesel için yazılmış gibiyse, adamın yapabileceği birşey yok.
Eleştirilecek birçok yönü, mantık hataları da yok değil.
Ama akıllarda kalacak harika sahneler bıraktıysa bir film, bütün olarak güzel bir filmdir o. Ben, Marilyn Monroe sahnesini uzun yıllarca unutacak gibi değilim.
Ali'nin başından seken mermi sahnesine ise, mantık bazında bakmamak gerekir. O sahneden sonra eşimle göz göze gelip, harika değil mi ya dediğimizi biliyorum.
Sözün kısası, gişedeki ilgiyi kesinlikle hakediyor, Kuzey Kore meselesine Trump devri değindiği ve zamanlamanın uygun olması dolayısıyla, oscarı alması işten bile değil *
Sen ne güzel bir filmsin öyle! ilk defa bir türk filmini bu kadar çok beğendim. Özellikle de sonunda ağlamaktan helak oldum. Ulan türkler film yapmış ya la dediğim bir filmdi. Ayla`yı oynayan kız da çok tatlı ayrıca.
bugün ikinci kez ısrarlarla izlediğim film. dikkat ettim filmde genel olarak oyunculuklar çok iyi, sadece murat yıldırım ve çetin tekindor çok sırıtmış, olaya adapte olamamışlar.
