geçtiğimiz yaz bostanlı suat taşer açık hava tiyatrosu civarında sergileyeceğimiz oyun için dekor hazırlıkları yaparken karşıdaki kafeye yolumuz düştü arkadaşlarla. portakallı bişiydi adı ama tam hatırlayamıyorum.
diyar izmir oldu mu zaten devamını sorgulamıyor insan(insanın ruhu izmirli olsun *). neyse efendim sıcaktan beyni sıvılaşmış halde serinleme çabası içerisindeyken yol yorgunluğu ve susuzluğun harareti ile bir grup genç çarptı gözüme. vurup yüksek skor yapılan oyuncak şeysinin önünde yüksek kahkahalar eşliğinde sanki hava 20 dereceymişçesine rahatlardı.
bir tanesi seçiliyordu aralarından tanış faktörü ile. 'o mu lan acaba, la yok değildir, o mu ki? ' falan diyerek kendi iç hesaplaşmamı yaşarken arkadaşlarıma sorma gereği duydum ama postmodern entelektüel arkadaşlarım popüler kültürden bir hayli uzak olduklarından(!) hiç biri varlığından haberdar değildi bizim pampanın.
akşamki oyunun da stresi ve yol yorgunluğuyla çok üzerinde durmadım.çok da bir önem arz etmiyordu ama o olup olmadığı bütün hayatım boyunca bir sır perdesi olarak kalacaktı o dakikadan sonra. hani insan bi sanrıya kapılır ve tek görgü tanığı kendisidir de arada aklına geldikçe 'gerçek miydi lan acaba' der ama cevap sonsuza dek belirsizliğini korur ya tam o model bir durumdu.
velhasıl oyundan çıktık; tabrik, alkış, kıyamet, dekorlar toplandı derken yorgunluktan ölür bir vaziyette alnımı otobüsün nazaran serin camına dayadım tam gözlerimi kapatıcam bi baktım o vurmacılık oyuncağın orada yine gençler var. la bi baktım hala onlar. o an içimde bi heyecan oluştu ama nasıl, sanırsın son sigaramı ters yakmışım da bi anda zulada sigara bulmuşum.
dedim ben bu işi garantiye alayım, bir kere daha kuşkuya düşmek var buna katlanamam. sosyal medya hesaplarından biri üzeriden mesaj atmak en kolayı idi. şaka yollu orada olup olmayacaklarını anlayacak şekilde bir soru sordum. edep ve ahlak çerçevesindeki mesajım sadece biraz samimiyet içermişti zira topluma mal olmuş kişi adı üstünde halkını sahiplenici olmalıydı.
ama aykut bey kendisini meğersem hiç fenomen adletmezmiş. diğer kutusuna düşmüş sapık mesajlar tribi attı mesajıma. bir durdum düşündüm, yorgunluğun da etkisiyle herhalde yanlış bir iş yaptım diye üstelemedim. tepki amaçsızdı zira. ertesi gün bir daha baktım meğerse ben topluma daha çok mal olmuşum *. zira akşamki oyunda tebrik için gelen izleyicilere böyle bir trip attığım görülmemişti.
o gün bugündür işte sözlük; ne zaman bir vine videosu görsem bi triplere giriyorum. sanki küstüğüm birinin profilinde geziyorum da çaktırmıyorum.
diyeceğim şu ki; sayın aykut bu da sizinle barışma mektubumdur efendi. iyisin hoşsun. ergen kalan insanlar vardır 30 yaşına da gelseler. iyi insanlar onlar. o yüzden osmanlıcaya ağırlık vereceğim artık. teşekkürler.
"hani fatihten sonraki padişah, kimdi o ? hz.ömer aferin sana" repliğiyle gülme krizine sokmuştur. iyi vineları vardır. kendisine ve yanındaki 2 arkadaşına başarılar dilerim.
kesinlikle diğer tüm vinecileri toplasan aykut elmas'ın yarısı etmez, bu adam tartışmasız türkiyenin ve dünyanın en kaliteli ve en komik vine'cisidir, aykut elmas'tan kendine has vine'lerin devamını diliyorum, bana para ver bana para veeeeerrr.
vineda level atlamış final misson yapmış ve yardırmış arkadaşımızdır.
benimle aynı yaşda oldugunu öğrenince bir o kadar da sevindim..
eğer bu entryi okursan yolun açık olsun dileklerimi iletiyorum,severek izliyoruz.
Kardeşimin gösterdiği ona da kuzenimin gösterdiği vine çeken insan. Cidden Hakan hepcan dan daha çok gülmüşüm kendisine bunu fark ettim. karşılaştırmalı vine ları(liseliler ve Türkiye nin halleri gibi) en çok güldüklerim. Bir de AKP CHP MHP karşılaştırması var ki ahahah. * uğurcan akgül, Halil ibrahim göker arkadaşları ile kendisine başarılar diliyorum hep bu tatta vine lar çeksin.