Bir deliler evinin yalan yanlış anlatılan kısa tarihi kitabı ile tanıştığım yazar. inanılmaz bir kurgusu vardı kitabın. birbirine bağlanan 100 karakter ile nasıl kopmadan yazabilmiş bu kadın bu kitabı diye dikkat süresi 10 saniye olan bir insan olarak takdir ettim kendisini.
Şimdi de üçlemesinin son kitabı Osman'ı okuyorum. Boyun devrilsin osman.
Yayın kurulunda olduğum (özellikle belirtiyorum çünkü şov seviyorum artık, gizli yapınca yapmış gibi olmuyormuş. çalışma ortamından alınan derslerden biri bu.) derginin bu ayki yazar başlığı olur kendileri. Daha önce sadece bir kitabını okumuştum, Normaldi. şimdi "kırmızı azap"ı okuyup inceleyeceğim, meraklıyım biraz. Bu hafta sonu işim bu.
'yeşil peri gecesi' adlı kitabı sayesinde kendiyse tanıştığım, kitap biter bitmez 'kapak kızı' adlı diğer kitabını aldığım, o bittikten sonra da 'bir deliler evinin yalan yanlış anlatılan kısa tarihi' adlı kitabını okuma sırama koyduğum ve keşke daha önceden okusaydım diye hayıflandığım bir yazardır.
hakkında neden bu kadar az girdi yazıldığını anlayamadığım usta yazar. okurları tarafından gönderilen e-postaları büyük bir sabır içinde cevaplayabilen mütevazi insan. Çoğu öyküsünü erkek karakterin arkasına gizlenip yazarken, ne kadar da usta bir anlatıcı olduğu ortaya çıkıyor. inşallah uzun yaşar, yaşadıkça yazar; sonra yine yazar; hep yazar sonra. umarım nasıl bir kalem olduğunu bir an önce fark ederiz. Ayfer abla da Oğuz atay gibi olsun istemiyorum sözlük; o'nun bari değerini anlamak için ölmesini beklemeyelim istiyorum, anladın mı sözlük? Anlamıyorsun. daha da beter ol o zaman diyorum, bat sözlük bat diyorum, kör ol da piyango bileti sat diyorum, bir gün herkes kendisi olsun diyorum...
türk öyküsünün son dönemdeki yüz akı. türk romanının da yüz akı olacağa benzer. ilk hatırlayabildiğim kitapları; mağara arkadaşları, aziz bey hadisesi, saklı, evvelotel, bir maniniz yoksa annemler size gelecek (anı-deneme), ve 2009'un en iyi romanı denebilecek bir deliler evinin yalan yanlış anlatılan kısa tarihi'dir.
bir mülakatında kötü bir çocukluk geçirmedim, mutsuz değildim, o halde bu öyküleri nasıl yazıyorum, çünkü ruhum karanlığı seviyor gibi bir şeyler söylemiştir. saygın ve özgündür. candır ve ciğerdir.