kendisi hakkında hiçbirbilgisi olmayanların da burada yazmış olduklarını esefle gördüğüm islam alimi.
onun nefret kusan birisi olduğunu yahut anti semitist olduğunu iddia etmek fadlallah ı tanımamaktır. zira fadlallah "tüm israil halkı toptan müslüman dahi olsa filistin topraklarını terketmelidir, zira gasp edilmiş topraklarda bulunmaktadırlar." der. onun düşmanlığı hiçbir şekilde yahudiliğe, hristiyanlığa değildir. ki hayatı boyunca en büyük eleştirilerini klasik din anlayışının yanlışlarına yöneltmiş , özellikle islam da kadın hakları üzerine klasik fetvaları aşan ictihadlarda bulunmuştur.
sağlam bir siyasal bilince sahip birisi olarak da; "emperyalist ve siyonist (abd ve israil odaklarına) sistemlere karşı ömrü boyunca uzlaşmaz bir çizgi seyretmiştir."
ama mezhebi ayrılıklarda, toplumsal konularda, dini konularda onun hiçbir zaman nefreti, şiddeti ve tefrikayı öne çıkardığına rastlayamazsınız. aksine hepsini eleştrimiş ve dışlamıştır.
hakkında bilgi girenlerin birazcık bilgi edinmeden yazması fadlallah ın değil, yazanların ayıbıdır.
Lübnan'da ortaya çıkan Hizbullah'ın manevi lideri olarak kabul edilmiştir. Hizbullah ile organik bir ilişkisi olmamakla birlikte fikirleriyle 'etkileyici - referans insan' kabul edilmiştir.
2010 yılında kaybettiğimiz islam aleminin son dönemde yetiştirdiği en yetkin alimlerden biridir. lübnanlı seyyid Muhammed Hüseyin Fadlullah hocamız ile alakalı bazı yanlış bilgiler var. bunun ilk nedeni kendisinin bir şii olmasından ileri geliyor olabilir. önce bu yanlışları düzeltelim; birincisi kendisi hiçbir zaman hizbullah'ı desteklememiş hatta tasvip dahi etmemiştir. sebebi ise hizbullah'ın iran'ın tetikçisi gibi rol oynaması ve ''cihad'' kavramını şii eksen dışında pek de yerine getirmediklerinden dolayıdır.
ikincisi; kendisi iran islam devrimini desteklemiş ancak velayet-i fakih kurumunu benimsememiş hatta en çok eleştiren kimselerden olmuştur. çoğu zaman taklit merciiliği kurumunu da eleştirmiştir.
ayrıca rahmetli hocamız alışılageldik ve rafızi dediğimiz iran şiasından oldukça uzak bir şii alimdir. kendisi safevi şiası değildir, hiç olmamıştır.
ayrıca mezhepler arası taassup konusunda da islam alemini birbirine yaklaştırıcı roller üstlenmiş, ehli sünnet müslümanları lübnan'da şialardan hiçbir zaman ayırmamış ve bu sebepten lübnan'daki selefilerden bile hürmet görmüş, islam aleminin ihtiyaç duyduğu vakara sahip bir alimdi kendisi. şii idi ama mezhebini din edinen, tekfir eden; takiyyeyi dininin tamamı yapanlardan değildi.
kendisi nasıl bir şiidir derseniz ali şeriati ekolünde biriydi. kısacası gerçek bir ali şiasıydı. ali'yi perde edinmişlerden değildi.
onu diğer şii mollalardan ayıran ana konu, başta da söylediğim gibi hiçbir zaman mezhep taassubu yapmaması, ehlibeyt adını sömürmemesi ve makam derdine düşmemiş olması idi. cuma günleri kendisinin var olduğu mescide yığınla ehli sünnet mensubu insan gelirdi kendisine fetva sorar dualarını alırlardı. yani her kesimden insanın sevdiği biriydi. kendisini kimler sevmezdi biliyor musunuz? bir yahudiler bir de iran'dakiler. ali şeriati'yi de sevmedikleri gibi. neden acaba?
islam'a ve islam birliğine olan katkılarından dolayı allah kendisinden razı olsun.
değerli alimi tanımanız açısından kısa bir anektod; hür düşünün diyen başka şii taklit mercii bulmanız imkansız, zaten bunu diyebildiği için o farklı biriydi; 1 dakikanızı ayırın,