aydınım öyleyse türklüğe hakaret edebilirim

entry30 galeri0
    ?.
  1. Kendini aydın zanneden tayfanın Türklüğe ve milli değerlere, edebi eser adı verdikleri müsvetteler vasıtasıyla kuyruk acılarına binayen veryansın etmeleridir.*
    11 ...
  2. ?.
  3. bir nobel edebiyat ödülü alma taktiğidir.
    5 ...
  4. ?.
  5. böyle bir sav yoktur,uydurmadır. hiçbir aydın böyle düşünmez. eğer düşünüyorsa o işin içinde başka şeyler vardır.
    2 ...
  6. ?.
  7. ?.
  8. yanlış bir düşüncedir, bu düşüncede olanları ayıplıyoruz.. Türklüğe değil ama pekala bir türk'e hakaret edebilirim ki bunun için bir çok sebep var, bunlardan biri artık yere bakarak yürüyemiyoruz yahu, her yer tükrük, pislik dolu..

    (bkz: toplumsal mesaj)
    1 ...
  9. ?.
  10. söyledikten sonra güvenli bir yere kaçması faydasına olacak aydının sözleri.
    1 ...
  11. ?.
  12. 1.
  13. nasil ki irkcilik bir donem insanlik icin basbelasi olmustur ve suan da bazi sorunlarin kaynagidir ulus olma bilincinin demokrasi dahil uygarlik tarihindeki bir cok atilimdaki katkisini goz ardi etmek bir o kadar yapmaciktir.
    2 ...
  14. 2.
  15. bilim adamları, sanatçıları, yazarları, ikide bir yargıç katını boylayan bizimki gibi bir toplum, uygar dünyada kolay kolay gösterilemez. neden böyle oluyor? yasa koyucumuzun, aydınlarımızı "sen türk değil misin?" gözüyle görmesi, sanatçılarımızın, yazarlarımızın, toplumumuzu yadırgattıklarını gösterir ya, bana sorarsanız, yine de uygar dünyanın hiçbir ülkesinde bizimki kadar yumuşak aydın yoktur. ikide bir aydınlarımızdan yakınılması, aydınlarımızın gerçek görevlerini yapmadıklarından söz edilmesi de bunu gösterir. oysa, bizim yazarlarımız, "tek elin sesi çıkmaz" inanışına uyaraktan, toplumsal koşullar değişmeden, aydının, hiçbir başarıya eremeyeceği fikrindedirler.
    7 ...
  16. 3.
  17. aydın kişi kendi toplumunun yanlışlarını farkeder ve eleştirir. aydın kişi empati sahibidir ve duyarlıdır. resmi ideolojinin propagandasını yapan zaten aydın değildir ki. aydın olmak, farklı bir bakış açısına sahip olmak ve düşüncesini özgürce ifade etmektir. elbette bu insanlar devletin resmi ideolojisi ile yıkanmış ahmak beyinler tarafından vatan haini ilan edilip dışlanacaktır.
    1 ...
  18. 4.
  19. bunu yapan aydın olamaz dedirten hadisedir. ben aydınım, ben entellektüelim dierek türklüğe, bu ülke için canını veren şehitlerimize, hakaret etmek aydınlık değildir! yanlış gördüğü olayları eleştirmek, herkezin hakkıdır ama bu eleştiriyi yaparken türklerin kanı pis ermenilerinki temiz demek ne kadar doğrudur ? (bkz: aydınlık yaşadığın ülkeye ihanet etmekse ben karanlıkta yaşamayı tercih ederim.)
    1 ...
  20. 5.
  21. bunları engellemek için 301.madde dahada ağırlaştırılmalıdır.
    4 ...
  22. 6.
  23. halkın nabzını tutamayan aydın profilidir. bu tipteki aydınlar, belki doğruyu söyler, yada en azından kendi doğrusunu söyler. ama yaşadığı toplumu tanıyamamış olup birçok polemiğe neden olmaktadır.

    "toplumu tanıyamayan insan, nasıl aydın olabilir ?" sorusunu getirir bu da akıllara. kafalar karışır. toplum bölünür.

    "amaan bu ülkenin a.. k.." denir sonunda dayanamayıp. ama demeyin...

    301'den içeri girersiniz.

    * * *
    0 ...
  24. 7.
  25. aydınlığın karanlık bölümünde yaşayan sözde aydın safsatasıdır. elektrik çapsındır onları, hem de kaçak tarafından.
    aydın1: bu türkler barbar.
    aydın2: ne diyorsun sen yav!
    aydın1: düşünce özgürlüğü,
    aydın2: hepimiz ermeniyiz.
    2 ...
  26. 8.
  27. 9.
  28. nobel odulu almak ıcın pantalonumun arkasını bıle keserım davranısıdır.*.
    1 ...
  29. 10.
  30. 11.
  31. "salağım her haltı g.tümden anlayabilirim bir konuyu eleştirmek için 856 tane farklı konu açıp ilgi jeneratörü de olabilirim" şeklinde devam ederse süper olacak bir önerme.
    1 ...
  32. 12.
  33. 11.
  34. 'faşistim öyleyse aydın vurabilirim' veya 'yobazım öyleyse aydın yakabilirim' önermeleri ile desteklenecek cümle. nobel ödüllerini yoldan geçenlere, birde türklük kavramına hakaret edenlere veriyorlar. türklüğe hakaret edene edebiyat, evde bomba yapıp bir yeri havaya uçurana kimya ödülü hak görülüyor.*
    0 ...
  35. 12.
  36. kanımca yanlış bir önermedir. şöyle ki, tüm aydınlar türklüğe hakaret mi ediyor, ya da kimi aydınların yaptığı eleştiri birer hakaret mi sayılıyor, veya türklüğe hakaret eden veya ettiği farz edilen her aydın gerçek aydın mıdır? tartışılır...
    0 ...
  37. 13.
  38. 14.
  39. "faşistim, öyleyse türklüğe hakaret ettiğine kanaat getirdiğim aydını vurabilirim" önermesinin önkoşuludur.

    kuşum aydından başka aydın tanımayan ve paranoya ile toplumsallaşmış bir bünyenin herhangi bir deliğinden çıktığı alenen hissedilmektedir.
    2 ...
  40. 15.
  41. ünlü şair t.s.eliot, bir gün amerikan yurttaşlığından ayrılıp ingiliz yurttaşlığına geçivermişti. yanılmıyorsam. w.h.auden de öyle, ingiliz uyrukluğunu bırakıp amerikan uyrukluğuna atlamıştı. bundan ötürü o iki şairin taşlandığı, kötülendiği, şiirlerinin yok sayıldığı görülmedi.

    fransa'da, cezayir olayları dolayısıyla sanatçılar, yazarlar, hükümetin karşısına dikilmiş, onu gittiği yoldan çevirmeye uğraşmışlardır. daha da ileri gidip, başlarında jean paul sartre'ın da bulunduğu bir grup yazar, cezayir'e yollanmak üzere askere çağrılanlara, bu görevden kaçmayı öğütlemişlerdir. sonrasında, sartre da, ötekiler de yazılarını yazmış, resimlerini yapmışlardır.

    bu olaylara bakıp da, ingiliz devletinin, fransa devletinin anlayış genişliğini övmek doğru olmaz; oralarda, devlete karşı toplumun ağır basması diyebileceğimiz bir durum vardır ki, sanatçının, yazarın, özgürlük içinde işlemesini sağlar. yoksa bu uygar toplumlarda da sanatçı, yazar, gözü kapalı korunmaz. gerçekte böyle bir şeyi sanatçı da isteyemez; onun ekmeğini de özgürlüğünü de halk korur. bir yerde, devletin temsilcisi olduğu kurulu düzen, sanatçının, bilim adamının açısından artık eskimiş ilkelere dayanıyorsa, orada devletin koruyuculuğu diye bir şey olamaz.

    devlet sözcüğünü nurullah ataç, "durul" diye karşılamıştı. sanıyorum artık gelişip bir yerde durmuş olan toplumu anlatmak için eski yunanlıların bulduğu sözcükten çevirme idi. gelişmenin duracağına, durabileceğine inanmak ise, sanata da, bilime de karşıttır. çünkü, sanatçı da, bilim adamı da araştırıcıdırlar, evreni, toplumu habire yeni baştan kurmaya savaşırlar. bir bakıma, insanoğlunun özelliğidir bu. işte gerçek insan kafasını temsil eden sanatçı ile, bilim adamı da, bu bakımdan "durul" kavramı ile bağdaşamazlar. ancak "devlet"i de, her şey gibi "durulmaz" diye anlamış bir toplum içinde sanatçı ile bilim adamı devletin yanında olurlar. ama bu, eflatun'un "ya devlet adamları filozof, ya filozoflar devlet adamı olmalıdır," sözünü gerçekleştirmek anlamına gelmez.
    1 ...
  42. 16.
  43. gercek olan hicbir aydının soylemeyecegi kendine hakeret.
    kukla olmanın duyurma cabasındaki nara.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük