Türk devlet geleneğinde Ulu Beyin vefatından sonra yerine büyük oğlu geçerdi fakat Mehmet Beyin vefatından sonra ailenin aldığı karar ile Hızır Beyden küçük olmasına rağmen Ulu Bey olan Umur Bey, beylik tahtına oturmuştur. Kişiliği ile kendini gösteren Umur Bey 25 yaşında beyliğin başına geçmiştir. Hükümdarlık dönemi aralıksız gazalar ile geçmiştir.
Umur Bey başa geçtiği esnada Venedik, Rodos ve Kıbrıs filolarından meydana gelen bir Haçlı donanması izmiri almak için taarruza geçmiştir fakat geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Sonrasında Saruhan Bey ile ittifak kurarak Yunanistan sahil kentlerine ve Mora yarımadasına sefer düzenlenmiştir. Bu seferlerden sayısız ganimet ve esirle izmire döndü. Umur Bey daha sonra Bizanslıların elinde bulunan Alaşehiri kuşattı. Kale kumandanın aman dilemesinden dolayı burayı haraçgüzar hale getirip geri döndü. Bu sırada III. Andronikos isyan ederek Midilliyi ele geçiren Foça Valisi Dominike karşı Aydınoğullarından ve Saruhanoğullarından yardım istemiştir. Bu ittifak ile gerçekleştirilen seferde Bizans imparatoru Foça ve Midilliyi geri almıştır. ittifak için imparatorun en yakın adamı Kantakuzenos ile görüşen Umur Bey Bizanslılarla ittifak yaptı. Bundan sonra Bizansa ait yerlere saldırmayacak ve düşmanlarına karşı askeri yardım göndermeyi kabul edecekti. Düsturnameye göre, yapılan anlaşma gereği imparator Sakızın gelirlerini Umur Beye tahsis etti, o da Alaşehir halkı üzerindeki haracı kaldırdı. Daha sonraları çıkan Arnavut isyanını Umur Bey bastırmış hatta imparatorun seferlerine de katılarak Kiliyi ve Eflakı yağmalamıştır.
III. Andronikosun ölümü üzerine yerine geçen imparatorun vasisi olan Kantakuzenos, Bizans imparatorlukta gerçekleşen iç karışıklıktan yararlanarak Rumeliye akınlarını şiddetlendiren sahil beyleri ve Bulgar Kralı ile uğraşmak zorunda kaldı. Bir süre sonra Dimetokada kendini imparator ilan ederek saltanat mücadelesine kalkışan Kantakuzenosun yanında eski dostu Aydınoğlu Umur Bey yer aldı. Umur Bey, 1341-1343 yıllarında Adalar denizi hâkimiyetini tamamen elde etmiştir. Girit ve Kıbrısa kadar seferler düzenlemiştir.
Umur Bey, 1342-1343 yıllarında Kantakuzenosa yardım etmek üzere Rumeliye geçmiştir. Onun bu faaliyetleri karşısında endişeye düşen Latinler, bir haçlı birliği oluşturarak sefere çıkmış ve 28 Ekim 1344te izmiri Türklerin ellerinden almışlardır. Umur Beyin donanmasının bir kısmı tahrip olmuştur. Bununla beraber Umur Bey Kadife Kaleden seferlerine devam etmeye çalışmıştır. Umur Beyin izmirdeki mücadelesi sırasında yalnız kalan Kantakuzenos Orhan Bey ile kızını evlendirerek Osmanlılar ile ittifak kurmuştur.
izmir savaşı esnasında donanmasını kaybeden Umur Beyin, donanmasını tekrar kurmak için para ve ganimete ihtiyacı vardı. Bunun üzerine Kantakuzenosa yardım etmek için hem de ekonomik buhrandan çıkmak için karadan sefere düzenlemeyi düşündü. Saruhan Beye ihtilaflı toprakları vermesi kaydıyla Umur Bey karadan sefere çıktı. Aydınoğulları gibi ekonomik buhranda olan Saruhan Beyde ekonomik durumunu düzeltmek amacıyla oğlu Süleyman Beyi Umur Beyin yanına katarak sefere gönderdi. Geliboluya geçen Umur Bey ve Süleyman Bey, Dimetokada Kantakuzenos ile buluştu. Burada gerçekleşen mücadeleler esnasında Kantakuzenosun rakibi Aleksios Apokavkosun öldüğü haberi geldi ve bunun üzerine istanbula doğru yola çıkıldı. Fakat şehre yaklaşıldığında Apokavkosu katleden Kantakuzenos taraftarlarının ortadan kaldırıldığı haberi alındı. Bu sebeple geri döndüler. istanbul önlerine gelindiğinde Sarı Hummaya yakalanan Süleyman Bey vefat etmiştir. Bu ölümden kendini sorumlu tutan Umur Bey çok üzülerek derhal Anadoluya geçmiştir.
Umur Bey, bir müddet sonra Ayasuluğda bir donanma oluşturmuş ve tekrardan Ege Denizinde faaliyetlere başlamıştır. Egede ticaretin aksamamasını isteyen Rodos Şövalyeleri 1347 yılında Umur Bey ile bir antlaşma imzalamıştır. Bu antlaşma gereğince izmir Limanı Umur Beye bırakılacaktır fakat sahildeki kale yıkılacaktır. Bu antlaşma papa tarafından onaylanmayınca Umur Bey izmiri ele geçirmek için harekete geçmiştir fakat bu sefer esnasında vefat etmiştir.