mimar,yazar vs olarak bir çok başarının sahibi insan. fakat hayatın tadını çıkarabilmesi yanında bütün becerileri önemsiz kalıyor. işte en çok bu yönüyle büyük adam.
geçenlerde rakıya başlamasının yetmişinci yılını arkadaşlarıyla kutlayan mimar yazar.son kitabı olan şerefe de rakı içmenin adabını anlatmış. 88 lik yaşayan tecrübe.
tanınmadığı, okunmadığı, dinlenmediği için hakkı devrim i filan akıllı sanmamıza yol açan yaşlı adam. okunsa, bilinse, dinlense, kesinlikle insanın beğeni çıtasını yükseltir. istanbul dinlenmelidir ondan. kabullenmek, barışmak kavramları dinlenmelidir.
bugüne kadar gördüğüm adı kendisine en çok yakışan insandır.
yazdıklarıyla ve anlattıklarıyla insanı çemberine alma özelliğine sahiptir.61yaşında gazetelerde yazmaya başlamıştır.genellikle yaşlanmış insanlardan duyduğumuz cümleleri sarfetmez.gelecek için plan sever havasıyla konuşur.
butun unune ragmen kotu bir mimardir . ornek olarak, hurriyet binasi ve girisindeki kafeterya midir nedir, bakir catili bina verilebilir. korkunctur...
tdk sözlükte hoş sohbet ve ton ton sözcüklerinin karşısına adını yazsanız herkes anlamını anlar kanımca. bu kadar mı tatlı olur bir insan. dem akademisinin de -her cuma çiçek pasajında toplanan ekip- başını çekmektedir. kendisi mimardır. ama sadece mimar mıdır? hayır. iyi bir yazar, hatiptir. adı gibi aydındır. aynı zamanda rakı buz ile içilmez der kendisi.
61 yaşında Hasan Pulur'un teşviki ile yazmaya başlamış ve ilk kitabını 63 yaşında yayımlamıştır. ağız ile rakı içmenin duayenidir. ona göre, rakıya buz atmak günahtır. mimardır aslen ama bugün için yazar olarak okunan güruhun çok çok üzerinde bir yazardır.