ülkeler için bazı simge yapılar vardır.
bu simge yapıları bulundukları dönemin şartlarına göre değerlendirmek gerekli.
geçmişte yapılan da bugün yapılanda kendi içinde doğrudur.
doğruya çok fazla anlam katmak bundan beslenmek için köpürtmek normal karşılanabilir.
iktidar bu yapılandan nemalanmak istiyor, bu da hakkı.
diğer taraftan ayasofta türkiye cumhuriyeti toprakları içindeydi, hala içinde.
vatan toprağına yeni bir yer katılmadı. kaybedilmiş bir toprak kazanılmadı.
dini olarak büyük bir anlamı yok, şahsi değerlendirmem.
toprakların dahilindeki bir alanı kullanmak her bağımsız devletin normalidir.
biz bağımsız ve güçlü bir devletiz.
güç bazen çok farklı şekillerde gösterilebilir, uluslararası ilişkilerde bunun örneği çoktur...
bir gemiye bayrak dikmekte güçtür, uzaktaki vatan toprağını korumakta güçtür, her ülkenin güç gösteri biçimi farklıdır. yönetim tarzı ile ilintilidir.bazen saygı göstermek de en büyük güç olabilir...
dini olarak ayasofya bizim kutsalımız değildir, din zaten taş toprak ve seramikle olmaz.
dini insan yapısı çimento katkıları ile gösteremezsiniz.bizim kitabımız son kitaptır, müslüman taş toprağa ihtiyaç duymadan yaradınına bağlıdır, onu hisseder, onu içinde yaşar...
demem o ki ; ayasofya da namaz kılmak diriliş olmaz.
diriliş başka bir şeydir, basite indirgeyip tarihe ayıp etmeyin...